3 Haziran 2015 Çarşamba
Ben Küçükken
Blog dünyasının şekerlerinden deeptone, beni gülümseten bir mim göndermiş.
''Ben küçükken.....'' diye başlayıp, tatlı tatlı anlatılacak bir kaç anı döktürmem gerekiyor. Eee, çocukluk yıllarına şöyle bir uzanıvermek ve o güzelim yılları anlık da olsa yeniden hissetmek zaten sevdiğim bir şey.
Öncelikle, öyle uslu, hanım hanımcık bir kız çocuğu değildim doğrusu. Küçücük boyumla, hareketli, atlayıp zıplayan, ağaçlara tırmanan, okul başarısı ile öne çıkan, bücürük bir kitap kurduydum.
O yaşlarımdan belliymiş aslında; nerde kör, uyuz, yaralı hayvan varsa toplayıp eve getirir, annemden bir alay azar işitirdim. Hatta yediğim terliklerin sayısı hiç de az değildi. Yine de anneannemin güçlü koruması altında istediğimi yapardım. Çünkü kendisinden korkardı ev halkı. Evet, abartmıyorum, rahmetli anneannem tartışmasız ailenin hatta mahallenin en güçlü, en sözü geçen insanıydı. Altın kalpli olsa da herkes çekinirdi ondan ama ben:)) Nasıl da işime yarardı bu güç.. Neyse, şu eskiye öykünen dizilerde anlatılanların hemen hepsini yaşadım o yıllarda. Eve telefon bağlanması, ilk tv, hatta ''müsaitseniz annemler size misafirliğe gelecekler'' vs.. Bir de anneannemin büyük bahçeli evinde çiçeklerle, ağaçlarla fazlası ile haşır neşir olmam büyük şanstı. Neydi o ortancalar, zambaklar, güller, yaseminler... Tek kardeşim olan benden bir yaş küçük Alirıza ile doya doya sokakta oynardık ama yine de öyle çok kitap okurduk ki..
Bakın burada bir güzel anlatmışım:
Kitaplarla İlgili Çocukluk Anılarım
Ooo, fazlası ile uzamış bu yazı. Sizleri daha fazla sıkmadan ben izin isteyip biraz daha dolaşayım nostaljik anılarımda. Tabii ki tek başıma..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
anneanne torun dayanışması, her devirde, her nine torun arasındaki sessiz bir anlaşma galiba:)))zamanında anneannemle benim aramdaki güç birliği kızımla annem arasında yaşanıyor.kzımın yaptığı işbirliğinin rövanşını almak için sabırla sıramın gelmesini bekliyorum.:)))))
YanıtlaSilMuhteşem bir dayanışmadır:)) Mutlaka sırası gelir. Sevgimle.
SilBen o anneannenin yaşlanmış haline yetiştim.Torundan elini çekmişti ama bu sefer torununun çocuğunu koruması altına almıştı.Cami yıkılmıştı ama mihrap yerindeydi yani...;))
YanıtlaSilAaaa, çok doğru Özgü'cüğüm. Sen tanıyordun anneannemi. Ne kadındı ama:) Işıklar içinde uyusun.
SilSevgili Begonvil ara sıra uğramaya gayret ediyorum amlum işyer,inden çok giriş yapamıyorum akşam da hak getire neyle meşgul olcağımı şaşırıyorum Yazını okurken kendi çocukluğuma gittim adeta. ney güzel günlerdi bence herşeyin yeri tadı havası bambaşkaydı.. sizin gibi ağaçlardan inmezdim kendi ilk sütyenimi ve bikinimi kendim dikmiştim. elim klum durmaz dikiş nakıi çiçek böcek hamurişi ile cebelleşir acaip keyif alırdım.. neyse ben de uzatmamayım bahçeli avin tadı başkadır arkadaşım.. bizimki miyadını doldurduğu için satmak zorunda kaldık ama şimdiki evimin kocaman balkonunda azıcıkta olsa çiçeklerimle oyalanacak zaman yaratıyorum. bu arada begonvil harika görünüyor onu benim için ara sıra koklayın ve Ankara ya yollayın olur mu, kocaman sevgiler:..
YanıtlaSilAh Şükran hanım, ne günlerdi onlar. O evi, o bahçeyi hala rüyalarımda görüyorum. Anneannemin yemeklerini, annemin, teyzemin davul fırında pişirdiği kurabiyelerin kokusunu asla unutamıyorum. Komşu teyzelerin sevgisi, ilgisi bir başkaydı. Komşuluklar ne güzeldi. Bayramlar güzeldi. Mahallede tüm çocuklar kaynaşma içindeydi. Kavga da etsek çok severdik birbirimizi. Düğünler, cenaze törenleri dayanışma içinde yapılırdı. Bugün ne hastalığımızdan, ne sevincimizden kimsenin haberi olmuyor. Sanal alemde yazışıp duruyor insanlar. Ankara'ya en içten sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
SilAh sevgili komşum! Ben de bahçeli bir evde doğup, büyüdüm. Hatta yıllandığı için yıkılıp yerine apartman dikilene kadar da o evde yaşadım. Sizinle benzer bir çocukluk geçirmişiz. Ama ben tombul bir çocuk olduğum için hiç ağaca çıkamadım :)) Şimdiki gibi türlü türlü tv kanalları, hatta tüm gün tv yayını ya da bilgisayar yoktu. Ya sokakta oynardık ya da kitap okurduk. Şimdi o çocuk klasiklerini okurken nasıl da gözümde canlandırmaya çalıştığımı hatırlıyorum da...Biz şanslı çocuklardık. Dalından koparttığımız meyvelerin tadı da bir başka olurdu. Apartmanda oturmayı sevmiyorum. Her neyse, lafı çok uzattım. Sevgiler...
YanıtlaSilAnlattığınız gibi komşucuğum. Bizim de o büyük, bahçeli evimizin yerine apartman yapıldı. Eski komşulukları çok aratan durumlar yaşadık apartmanda. Sonra alıştık ama özlemimiz hiç bitmediği için apartman yaşamımızı sonlandırdık. Darısı başınıza, inşallah yakın bir zamanda bahçeli bir eviniz olur.
Silyaşamımın çoğu apartmanlar da geçti şimdi müstakil iki katlı ama gel gör bahçe diye ayrılan yer kış için odunluk olarak kullanılıyor sadece iki ağacımız var evler arasın da sıkışıp kalmış bir bahçe:) yine de kalktığım da güzel limon ağacımın yapraklarıyla selamlaşmak güzel oluyor.
YanıtlaSilBizlerin çocukluğu pek çok hikaye ile dolu şimdikiler neler hatırlayacaklar ya da hatırlayabilecekleri tlf.larından başka bir şey olacak mı merak ediyorum.
Biz de uzunca bir süre apartmanlarda yaşadık ama öncesinde ucundan köşesinden gerçek mahalle yaşamını yaşadık. Gerçekten de çok anı biriktirdik çocukluğa dair. Şimdiki çocukların yaşam tarzı ile hiç ilgisi olmayan anılar. Şimdi, kurs, avm, fast food tarzı yiyecekler, Amerikan özentisi doğum günü kutlamaları vs, akıllı telefon, bilgisayar arasında sıkışıp kaldı çocuklar. İronik olan da bu onların tercihi değil. Ne yapsınlar?
Silbaçeli bir evin hayali içinde, çocukluğu otluk çimenlik, ulu ağaçlar gölgesinde geçmiş biri olarak, yerden topladığımız kocaman kırmızı elmaların hatırına, böğürtlenden boyanan dişlerimiz, cevizin yeşilinin kına gibi aylarca ellerimize yapıştığı zamanlara özlem ve hasretle:))
YanıtlaSilHızla değişen yaşam koşulları yüzünden çocukluğumuzun tadı damağımızda kaldı desek yeridir. Yaşadıklarınız kadar harika olmasa da, hayalinizdeki yerlere kavuşmanız dileği ile.
SilBirkaç evin kapısının aynı bahçeye açıldığı, bu evlerde babanne, dede, amca, yenge, kuzenler, anne,baba, kardeşler ve küçük dostlar köpek ve kediler birkaç meyve ağaçları olan bir ortamda tüm sevgileri tatmış çoook şanslı bir çocukluk................
YanıtlaSilEveeet! Oldukça benziyor çocukluğumuz. Ben blog dünyasında ''mim'' diye adlandırılan paylaşımları pek beceremiyorum. Yazının sonunda benim de bir kaç kişiye yönlendirme yapmam lazımmış galiba. Unutmuşum. Sonradan da ekleyemedim. Neyse ki gelen yorumlarda herkes biraz bahsetmiş çocukluğundan:) Hepinize teşekkürler.
SilBegonvilliev....herşey ben küçükken çok çok güzeldi.hemen hemen aynı yaşlardayız arkadaşım...ilk televizyonun eve gelişi,ilk telefonun bağlanışı tüm mahalle telefonu bizden yazdırır,sonra çıktımı konuşurlardı.bir mahalleli televizyon izlemeye gelirlerdi.birde hafta ta üç gün paket yayın...adana ,mersin.....sonra küçüklüğüm ele avuca gelmeyen bir çocukdum.okullar tatil...yaylaya çıkılacak bir köylü bir birine haber verirdi.emel gelmiş diye....neden çünkü tüm kümesleri gezerdim.ne kadar yumurtalar varsa kırardım.hemen anneme gelirlerdi.illalah ederlerdi.naylon bir ayakkabı ayağımızda ne mutluyduk...ben çocukluğumu istiyorum.insanlar birbirlerini tanırlar.komşuluk arkadaşlık,dostluk çok güzeldi.ahhh sorma arkadaşım ...annemle uğraşıyorum.annem çok ama çok hasta...bilgisayarı pek açamıyorum...allahım banada,anneme de kolaylık versin diyorum.hoşçaklın..sevgilerimle emel.
YanıtlaSilÖncelikle annene acil şifalar diliyorum. Hem anneciğine, hem sana ve diğer evlatlarına, hayatta ise babana kolaylıklar diliyorum. İnşallah sağlığına kavuşur, acılarınız, üzüntüleriniz geride kalır. İçtenlikle dua ediyor, iyilik haberlerini bekliyorum.
YanıtlaSilAh o çocukluk günlerimiz.. Güzel anılarla dolu, harika yıllardı.
Çocukluk yıllarına dönmek herkeste hoş bir gülümsemeye neden oluyor. Yaramazlıklarıyla, oyunlarıyla, hoştur çocukluk anıları. O yaşlarda kitap kurdu olmanız ne hoş. Nasıl başladınız küçük yaşlarda sevmeye benim ufaklığa bir türlü sevdiremiyorum kitap okumayı oysa ben hep evin içinde kitabıyla dolaşan bir tipimdir. 2. sınıfa yeni geçti belki de ben acele ediyorum bilemiyorum artık.
YanıtlaSilEvet, istisnaları vardır ne yazık ki ama genellikle çocukluk anıları hoştur, özlemle anımsanır:)) Gelelim kitap okuma alışkanlığının edinilmesine; o yıllarda aile bireylerim gazete ve kitap okusalar da kardeşimin ve benim kitap okuma alışkanlığı edinmemiz için özel bir şey yapmadılar. Yalnız çevremizde diğer insanlardan farklı olan kültürlü ve çok okuyan bir iki aile dostu vardı.Bir de koca kadın olduğu halde büyük bir keyifle Kemalettin Tuğcu romanları okuyan bir Neriman Abla vardı:) Anneannemin kiracısı olan bu hanım sanırım 30- 33 yaşlarında falandı ama bizimle kitap değiş tokuşu yapardı. Biz de o zamanlar 9-10 yaşlarındaydık:)Tabii ki o romanları kısa sürede aşıp çocuk klasiklerine geçmiştik. Sizin ufaklık da eminim zevk aldığı kitaplarla tanıştıkça kendiliğinden ilerleyecektir bu yolda:)) Zorlamayın ve siz devam edin okumaya. Sevgimle..
SilNe güzel iyi ki Neriman ablayla karşılaşmışsınız :)
YanıtlaSilEvet evet zorlamıyorum zaten yavaştan destekleyip özendirmek için çabalıyorum.
Teşekkür ederim içten cevabınız için, sevgiler bizden size gelsin...
❤❤❤
Sil