22 Aralık 2016 Perşembe

Ne Bulursam Boyuyorum

Zor günlerde hiç bir şey yapmadan zaman geçirmek bana iyi gelmiyor. Sanırım hepimiz için geçerli bu . . 
Yöntemler, tercihler  farklı olabilir!
Olabildiğince, yaşamdan kopmadan yürekleri, ruhları, beyinleri sağlıklı tutmak insan olmanın gereği. Yoksa nasıl baş ederiz bunca olumsuz koşullarla.



Şu günlerde rutin işlerden arta kalan zamanlarımda okuyorum. Aşağıdaki depo  ömrüm oldukça okuyabileceğim kadar çok kitapla dolu. Yılmaz Özdil'in son kitabı ''Adam'' gerçekten okumaya değer. Son olarak onu okudum.  Yeri gelmişken  adıma imzalatıp  bana hediye eden Filiz'e  de teşekkürler.

 Çoktandır el atmadığım eski cd lerimi de çıkardım, sevdiğim müzikleri dinliyorum. Örneğin  Placido Domingo'dan Adora'yı yıllardır dinlememiştim, ilaç gibi geldi. Şu an Paul Anka harika sesi ile ruhumu sağaltıyor. Derken benim için baş yapıtlardan biri olan My Way  çalmaya başladı. Bu kez Frank değil, Paul!


Bir de boyuyorum. Zorunlu olmadıkça kasabaya gitmeyi tercih etmediğim için ne buluyorsam boyuyorum.

Camları, eski tahtaları ve akla gelmeyecek objeleri bile boyuyorum. Dün cam benzeri şeffaf plastikten yapılmış bir düğün davetiyesi geldi. İlk kez görüyordum böyle bir şeyi. Az önce onu boyadım. Bir kaç kat daha boyadıktan sonra desenlendirip  pano olarak değerlendireceğim. Bitince paylaşırım.


Çoğu armağan olarak gelmiş düz cam tabakları boyadım. Cam tabağın arkasına peçete dekupajı uygulayıp iyice kuruduktan sonra yine tabağın arkasını beyaz cam boyası ile bir kaç kat boyadım. Her katmanın iyice kuruması gerekiyor! Akşamdan boyayıp sabah işleme devam etmek en garantili yöntem.  Son olarak vernikle kaplamalıyız ki dayanıklı olsun. Ben mat vernik tercih ediyorum. Vernikleme işlemi de bir kaç kat olmalı.  Zevkli bir çalışma


Zeytin desenli çalışmamı çok sevdim. Yaza kadar kahvaltı takımı olarak tamamlamayı düşünüyorum.

Bir ay devam edebildiğim ahşap boyama kursunda bir kaç basit teknik öğrenmiştim. Bu tepsileri de boyanmamış olarak o zaman almıştım. Çok sevdiğim ''green gate'' desenine  yazı uygulayıp biraz kişiselleştirdim. Tepsiyi beyaza boyayıp,  dekupaj tekniğini kullandım. Son olarak stencil ile puantiye yaptım.  Elbette  bir kaç kat vernikle işlem tamamlandı.

Havalar ısınınca kursa devam etmeyi düşünüyorum.







Bu cam tabakları da peçete dekupajı tekniği ile renklendirdim.

Zemindeki tepsi, kursta yaptığım ikinci çalışmamdır. Yılbaşı sunumlarımda göreceksiniz.




Tabii ki havalar uygun oldukça  köpek kızlarımla  sevgili ormanımda yürüyoruz.

Orman şu an eşsiz güzellikte.  Harika renkler var. Meşe palamutları, çam kozalakları, yaban mersinleri, türünü bilmediğim için el süremediğim mantarlar ve tertemiz orman havası. Daha ne olsun..












Ulusça güzel günler görmek dileği ile...


10 Aralık 2016 Cumartesi

Melek Borazanı ve Vintage Tepsi

Başlığa  bakıp, ''Ne ilgisi var bu ikisinin?''  diyebilirsiniz.  Şöyle ki:

Melek borazanı sonbaharda tohumdan yetiştirmek için epeyce çaba gösterdiğim ama çimlendirmeyi başaramadığım bir bitki.  Daha doğrusu, uygun koşulları sağladığım halde, ''sonbaharda ekilebilir'' notu olan tohum paketlerinden hemen hiç biri çimlenmedi. Örneğin, aslanağzı, kadife çiçeği,  zinnialar. En çok da melek borazanını istiyordum, olmadı.. 

Bir kaç ay önce başladığım ahşap boyama kursunun bulunduğu sokakta, yıkılmak üzere olan bir binanın bahçesinde, yola doğru uzanmış, bakımsız  olduğu halde harika çiçekler açmış Melek Borazanı çiçeklerini görünce gözlerimi alamadım. Sarmaşık formundaki bu çiçekler tam da bahçemde hayal ettiğim gibiydiler. Yakında sökülüp atılacak olan  bitkiden çelikler almama izin verdiler. Serçe parmak kalınlığında, bir karış boyunda  çelikleri, yapraklarından ayırıp yumuşak torf, toprak, çiftlik gübresi karışımına  dikip sık sık suladım. Şu an bahçemde minik filizler verdiler. Bu bitkinin çalı ve minik ağaç formunda olanları da var. Ben çitlerin üzerinde sarmaşık olarak yetiştirmek istiyordum. Sarmaşık olanı bulmam iyi oldu.

Vintage tepsi ise o gün tamamladığım,  kolay transfer tekniği ile kursta  yaptığım ikinci üründür.

















Balkon sefalarına en az iki ay ara vereceğiz ama önümüzdeki ilkbaharda  kendi melek borazanlarımızı seyrederek yeniden başlamayı ümit ediyorum.

Çiçekler kadar harika ve huzur veren günleriniz olsun.

1 Aralık 2016 Perşembe

Ormanın Renkleri

Bugün öğleye doğru köpek kızlarımla  sevgili ormanımda  bir yürüyüş yaptık.

Tertemiz hava. ormanın renkleri ve kızlarımın mutluluğu  beni de mutlu etti. İşte  ormanın renkleri