Bir kaç yıl önce yazıp paylaşmışım bu yazıyı. Tekrar neden mi paylaşıyorum? Çünkü bırakıp geldiğim kent hayatında özlediğim bir kaç şeyden biri de onlar:) Ayrıca bu geçen süre boyunca aralarından bir kaçını kaybettik. Ben de o sözünü ettiğim yaşlara biraz daha yaklaştım.
Sonsuzluğa göçenlere rahmet, kalanlara ise sağlık ve güzellikler diliyorum.
Bakın neler yazmışım:
♥♥♥♥
Doğanın değişmez yasası; yeterince ömrü olan herkes yaşlanacak. Genç kalmak için onca çaba, onca araştırma ve bilimsel çalışmalar bir yere kadar. Belli yaşlara gelinince yalnızca fiziksel değişimler değil, karakter ve davranışlarda da değişiklikler oluyor.
Onları seviyorum.Tatlı huysuzluklarını bile:) Geçen yıl bir kaç kez annemlerin yaş ortalaması 65-66 olan (içlerinde 80 inde olan da vardı, 55.inde olan da) bir kabul günü grubuna katıldım. Oldukça hoş anılarım oldu.
Hemen hepsi de konuşkan, neşeli hanımlar. Bir de işitme sorunları olmasa...Fıkraları aratmayacak dialoglar oluyordu bu yüzden. Sorular soruluyor, alakasız yanıtlar alınıyor ve birbirlerine gülüp aynı duruma kendileri düşüyorlardı.
Yaşlarına göre oldukça bakımlılar. Saç, baş, manikür, pedikür fena değil. Hele biri vardı ki, hem de en yaşlılarından biri, İtalyan şapkası,uyumlu giysileri ile fark atıyordu diğerlerine. Yaşlı modası deyip geçmeyin, kendilerine göre bir trendleri var:) Gözlükleri takıp birbirlerinin giysilerini, aksesuvarlarını öyle bir inceliyorlardı ki..
En hoş anekdotlar ikram faslında oluyordu. Hemen hepsinin yüksek tansiyon, şeker ve kolestrol sorunu olduğu için biz annemle çok dikkatli bir menü seçtik. Tuz miktarlarını düşük tuttuk, az miktarda sıvı yağ kullandık ikramlarımızda. Ama tüm hanımlar tuz ekliyerek yediler. Başta hepsi temkinli davransa da sohbet ilerledikçe ve acıkılınca perhizler unutuldu..
Kuzenim Emine de anneme ve teyzeme yardım amaçlı katıldı ev sahibeliği sırası bizimkilere gelince. Yaşanılan hoşlukları hala anarız. Örneğin, teyzelerden birisi bir bardak çaydan sonra sadece sıcak su ve limon şeker karışımı isteyince olanlar oldu; tüm hanımlar aynısını istediler. Ne var ki hoşnutsuz ifadelerle çay yerine hazırlanan bu içeceği bitirmek zorunda kaldılar. Birisi bir yiyeceğin tadına bakınca güya fark ettirmeden diğerlerine sinyal veriyordu; ''çok lezzetli, yiyebilirsiniz'' ya da ''pek tavsiye etmem'' anlamında jestler ve mimiklerden oluşan özel bir iletişim dili geliştirmişler kendi aralarında.
İstisnasız çok kibar ve tatlı dilliler. Gülümseyerek, sakin sakin ve insanların gözünün içine bakarak konuşmaları gerçekten yeni nesilde olmayan bir özellik. Bir de çok tutumlu bu görmüş geçirmiş hanımlar. Öyle abartanlar vardı ki tutumlu olmayı, hiç unutmam; bir tanesi, kabul günü sırasını belirlemek için kullanılan çekiliş kağıtlarını saklamamızı istedi. Bir avuç minik kağıt bir ay sonraki ve daha sonraki günlerde de kullanılsın diyordu, zamandan ve kağıttan tasarruf için. Pek çoğunun çok sayıda takip ettiği kabul günü vardı. Çantalarında taşıdıkları minik takvimleri ve not defterleri ile izliyorlardı gün trafiklerini.
Bir çok sağlık sorunlarına rağman kendilerince bir sosyal aktiviteye dahil olmuşlar. Böylelikle bol bol sohbet etme(tatlı dedikodular dahil), dinlenme ve yaşıtları ile bir arada olma şansları oluyordu. İkramları da kızları gelinleri hazırlayınca sorun olmuyordu. Popüler konuları ise, başta sağlık sorunları, evlatlar, torunlar, geziler(bir kısmı sıkı turcular), eski eşyaların yenilenmesi vs ama ille de hastalık ve doktor deneyimleri..
Gördüğüm kadarı ile bu hanımlar ülke ortalamalarına göre ekonomik yönden orta ve ortanın üstünde gelirli, bir ikisi daha varsıl, çocukları tarafından korunup gözetilen bir avuç şanslı denilebilecek yaşlı insan. Keşke tüm yaşlılarımız aynı şansa sahip olabilseler .. Bir de herkese sağlıklı, aklı başında yaşlılıklar diliyorum ki bu çok önemli. Yaş ilerleyince değişen karakter özellikleri ve davranışlar katlanılabilecek boyutta olsun. Bazı durumlar ''Umarım yaşlanınca ben böyle olmam'' dedirtecek kadar vahim.
Her ne olursa olsun, onları seviyoruz...