Bu bebek patiklerinin modellerini Flickr.com. dan aldım. Pek fena da olmadılar.
Daha Fazlası Burada
30 Ocak 2010 Cumartesi
28 Ocak 2010 Perşembe
Ürettiklerimden / Tığ İşi Babetler
Tığ ile babet örmeyi ilk kez denedim. Oldukça şık ve rahat oldular. Sizlere de tavsiye ederim. Taban kısmını sık iğne olarak ayağınıza göre öreceksiniz. Üst kısımlar ise üçlü trabzanla beş ya da altı sırada tamamlanıyor.
Etiketler:
Hobilerim,
Ürettiklerimden
25 Ocak 2010 Pazartesi
Yaşamdan / Maviş'in Hüznü
Maviş'in nasıl yas tuttuğunu görünce gözlerime inanamıyorum.
Maviş'i anlatmıştım size. Köşedeki büfenin köpeği(idi). Şimdi sahipsiz kaldı. İşletmeci kalp krizine yenik düşünce ne işletme kaldı ne de çalışanlar..Maviş de ortada kaldı. Mama götürüyorum sabahları ve akşam üzerleri ama yemiyor. Hatırım için bir kaç tane alıyor ama üzgün üzgün gözlerini gözlerime dikip öylece bakıyor.
Ömrümde böyle hüzünlü bakışlar görmedim.
Çoğu zaman bir köşede öylece yatıyor. Oysa çok hareketli mutlu bir hayvandı. Minik'le beni görünce yerinde duramaz oynamak isterdi.
Minik teselli ediyor.
İşletmeden geriye bu görüntü kirliliği ve bir de Maviş'in hüzünlü bakışları kaldı.
Maviş'i anlatmıştım size. Köşedeki büfenin köpeği(idi). Şimdi sahipsiz kaldı. İşletmeci kalp krizine yenik düşünce ne işletme kaldı ne de çalışanlar..Maviş de ortada kaldı. Mama götürüyorum sabahları ve akşam üzerleri ama yemiyor. Hatırım için bir kaç tane alıyor ama üzgün üzgün gözlerini gözlerime dikip öylece bakıyor.
Ömrümde böyle hüzünlü bakışlar görmedim.
Çoğu zaman bir köşede öylece yatıyor. Oysa çok hareketli mutlu bir hayvandı. Minik'le beni görünce yerinde duramaz oynamak isterdi.
Minik teselli ediyor.
İşletmeden geriye bu görüntü kirliliği ve bir de Maviş'in hüzünlü bakışları kaldı.
Etiketler:
Hayvan Sevgisi ve Hayvan Hakları,
Yaşamdan
24 Ocak 2010 Pazar
23 Ocak 2010 Cumartesi
Begonvilli Ev Halleri
Tembel Minik.
Jane televizyon seyrediyor. Üstelik tercihleri var; hayvanların da olduğu filmleri kaçırmıyor.
Yılbaşı çiçeklerimiz açmakta. Tüm güzellikleri ile..
Sümbüller de geri kalır mı?
Okunacak kitaplar gitgide kalabalıklaşıyor. Billie Letts'in Ay Oyunu'na bu gece başlamalı. Kızım senin ne işin var o karede?
Penceremizden gün batımı.
Ve bir de tığ ile babet ördüm. İlk denememdi. Önce taban kısmını, sık iğne olarak ördüm. Terliğimden çıkardığım taban kalıbını biraz küçülterek kullandım. Yan ve üst kısımları trabzanla tamamladım. Bant kısmını da sık iğne ile ördüm.
Etiketler:
Botanik,
Fotoğrafçılık,
Hobilerim,
Ürettiklerimden,
Yaşamdan
Bu Gece Jazz Dinliyoruz / Mark Berry-Evening Sun
Bu gece eşimle birlikte müzik dinliyoruz. Tabii ki jazz ve bizim gibi jazz severler için paylaşıyoruz. Keyifli dinlemeler.
|
Etiketler:
Müzik
Çanakkale'de Şirin Terrier
Çanakkale'de sokağa atılıp sahiplerinin ardından acı dolu gözlerle baktı Gofret. Terkedilmenin üzüntüsü gözlerindeydi ama yaşamalıydı soğuk olsa da. Üşüdü, arabalardan kaçtı ama onu bir hayvansever bulana kadar yaşadı. Şimdi geçici evinde 10 kediyle beraber sorunsuz yaşayıp yeni sahiplerinden gelecek telefonu bekliyor.
07/01/2010, CANAKKALE
Nagihan Hn
nagihanelmakasta@hotmail.com
0554 908 68 53
Bu duyuru
http://www.minikpati.com/ dan alıntıdır.
Etiketler:
Hayvan Sevgisi ve Hayvan Hakları
22 Ocak 2010 Cuma
Bloglar Arası Röportaj ya da Çağrı Zinciri / Mim Olayı
Bu sabah, hemen her sabah yapmayı sevdiğim gibi blog sayfaları arasında gezinti yaparken, Sevgili Öykü'nün bloğunda mim konusu ile ilgili bir yazı okudum. Son günlerde oldukça popüler olan mim olayını, içten uslubu ile çok güzel değerlendirmiş.
Bence de, mim olayı bloglar arasında bir sevgi ve iletişim alış verişi.
Öykü'nün benzetmesini çok sevdim.'' Hanı bıze bı komsumuz bı tabak tatlı sunuyor bız de o tabagı bos bırakmamak adına baska bı seyle o tabagı gerı verıyoruz:)
Guzel bır alısverıs..''diyor Öykü ve ''ama '' diye devam ediyor ve konu ile ilgili kendi deneyimlerini, gözlemlerini bir bir sıralıyor.
Öykü’nün Anlattıkları Burada
Ben de bu konuda benzer gözlemlere sahibim. Hem kendi açımdan, hem de mim denilen röportaj ya da çağrı zincirini yürütmeye çalışırken benzer şeyler yaşadım. Gerçekten de insanların o anki ruhsal durumları ya da olaya bakış açıları bu etkinliğe ya sevinerek ya da isteksizce katılmalarına neden oluyor. Bazı arkadaşlar da yanıt vermemeyi tercih ediyorlar. Öte yandan komşunun tatlı tabağını boş göndermek hiç bizlere göre değil:)Doğrusu ben olumsuz tepki verenlere hiç kırılıp darılmadım. Bana göre blog sayfaları yeri geldikçe herkesin duygu ve düşüncelerini özgürce ortaya koyabileceği platformlar olmalı. Elimden geldiğince katılımcı olmaya çalışıyorum, katılana da katılmayana da saygı duyuyorum.
Son söz olarak, insanlara kendilerini, düşündüklerini, ürettiklerini, yaşama bakış açılarını ifade etme olanağı veren blog sayfalarının birer emek ve kültür ürünü olduğuna inanıyorum. İyi ki varlar diyorum. Herkese sevgiler, saygılar Begonvilli Ev'den
Bence de, mim olayı bloglar arasında bir sevgi ve iletişim alış verişi.
Öykü'nün benzetmesini çok sevdim.'' Hanı bıze bı komsumuz bı tabak tatlı sunuyor bız de o tabagı bos bırakmamak adına baska bı seyle o tabagı gerı verıyoruz:)
Guzel bır alısverıs..''diyor Öykü ve ''ama '' diye devam ediyor ve konu ile ilgili kendi deneyimlerini, gözlemlerini bir bir sıralıyor.
Öykü’nün Anlattıkları Burada
Ben de bu konuda benzer gözlemlere sahibim. Hem kendi açımdan, hem de mim denilen röportaj ya da çağrı zincirini yürütmeye çalışırken benzer şeyler yaşadım. Gerçekten de insanların o anki ruhsal durumları ya da olaya bakış açıları bu etkinliğe ya sevinerek ya da isteksizce katılmalarına neden oluyor. Bazı arkadaşlar da yanıt vermemeyi tercih ediyorlar. Öte yandan komşunun tatlı tabağını boş göndermek hiç bizlere göre değil:)Doğrusu ben olumsuz tepki verenlere hiç kırılıp darılmadım. Bana göre blog sayfaları yeri geldikçe herkesin duygu ve düşüncelerini özgürce ortaya koyabileceği platformlar olmalı. Elimden geldiğince katılımcı olmaya çalışıyorum, katılana da katılmayana da saygı duyuyorum.
Son söz olarak, insanlara kendilerini, düşündüklerini, ürettiklerini, yaşama bakış açılarını ifade etme olanağı veren blog sayfalarının birer emek ve kültür ürünü olduğuna inanıyorum. İyi ki varlar diyorum. Herkese sevgiler, saygılar Begonvilli Ev'den
Etiketler:
Sosyal Etkinlikler,
Yaşamdan
20 Ocak 2010 Çarşamba
Resim Sanatı / Güstav Klimt
Bir önceki yazımda bir cümlecikle Güstav Klimt'ten söz etmiştim. Daha doğrusu ''Güstav Klimt'in hüznü'' demiştim, kadın temalı resimlerindeki ince hüznü anlatabilmek için.
Merak edenle olmuş; ''Nedir Güstav Klimt'in hüznü? '' diye.
Yaşamı ve Yapıtlarından Bazıları Burada
Öpücük(Der Kuss) Hakkında Yapılan Yorumlar Burada
Daha Fazlası Burada Burada
Merak edenle olmuş; ''Nedir Güstav Klimt'in hüznü? '' diye.
Yaşamı ve Yapıtlarından Bazıları Burada
Öpücük(Der Kuss) Hakkında Yapılan Yorumlar Burada
Daha Fazlası Burada Burada
Etiketler:
Resim Sanatı
19 Ocak 2010 Salı
Bu gün / Yaşamdan Anekdotlar
Bu sabah güneş biraz geç gösterdi yüzünü...
Sabahın erken saatinde genç sayılabilecek bir kadın, olağanüstü güzel yeşil gözlerini gözlerime dikip benden 5 lira istedi..Sigara alacakmış.
Maviş, güzel gözlü, terbiyeli kız. Her sabah yürüyüş yaptığım parkın girişindeki büfenin köpeği(idi). İsim annesi olduğumdan mıdır nedir onu bir başka severim. Bir tuhaflık vardı beş on gündür. Ortalarda pek görünmüyordu. Büfe de kapalıydı, sandalyeler masalar saçılmış sağa sola, pek bir bakımsızdı oralar günlerdir. Çalışanlar da yoktu.
Maviş'i sokaklarda gördüm, koştu geldi yanıma, tasması alınmış. Gözlerinde bir hüzün, içimi deldi bakışları.. Büfenin işletmecisi ölmüş kalp krizinden. Henüz gençti. Tıp doktoru olduğunu duymuştum. Arada bir gelirdi, Maviş şımarır iştahla tavuk kızartması yerdi o geldiği günlerde. Maviş artık sokak köpeği olmuş..
Evet yağmur yağıyordu bu sabah, hüzünlü şarkılar dinledim..Başka yapacak bir şey yokmuş gibi geldi o an nedense...Bir de Salvador Dali'nin erimiş kaşar görünümlü saatleri geldi usuma nedendir bilmem. Oysa Gustav Klimt'in hüznünü daha çok severim.
Sabahın erken saatlerinde, aniden karşıma çıkan olağanüstü güzel gözlü genç sayılabilecek kadın, yoksunluğunu çektiği sigarasını alabildi mi acaba? Dilenci olmadığını biliyorum, bir de şizofren olduğunu..
Tv haberleri yaşam karmaşasını tekrar tekrar sergiliyor. Haiti, üç yıl önce öldürülen gazeteci ile ilgili yorumlar, kahraman gibi karşılanan katiller, parti liderlerinin atışmaları, hak arama çabaları, Altın Küre ödülleri....
Her gün evinin önünden geçerken balkonunda gördüğüm yaşlı teyzeyi bu sabah göremedim. Eşarbını yıkamış sermiş ama. Bedri Rahmi'nin yazmalarını anımsatan eşarbı uçuşuyordu çamaşır ipinde. O teyze ud çalıyormuş ve hala çok güzel, bu yaşta bile..
Belediyenin ekmek satışı kulübesinin az ilerisinde kuşlar bekleşiyordu yine. Sizi şanslı kuşlar sizi!
Ne çok kahvaltı salonu, köfteci, mantıcı, dönerci varmış bizim bu çevrede? Kimi açık kimi hala açmamış kepenklerini. Hoş açanlar da pek bir şey yapmıyor ya.. Artık dükkanlarının önünü bile temizledikleri yok. Köşedekinde bir genç kız görüyordum sabahları. Pek hamarat gibiydi başlarda ama artık aynaya eğilmiş sivilceleri ile uğraşmakta.
Öylesine bir sabahtı işte...
Etiketler:
Yaşamdan
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)