31 Mayıs 2009 Pazar

Carettalara Kıymayın!

Antalya sahillerinde, şu günlerde yumurta bırakmak için karaya çıkmaya çalışan Carettalar ve Nil kaplumbağaları, soylarının tükenmemesi için yaşam savaşı veriyorlar.

CARETTA CARETTALAR HAKKINDA BİLGİ İÇİN BURAYI TIKLAYIN




Ancak öyle bir can düşmanları var ki; hiç bir kaplumbağanın bir kez bile zarar vermediği türden bir düşman; insanoğlu! Tek taraflı bir düşmanlığın kurbanları kaplumbağaların tek derdi soylarını devam ettirebilmek.

Yumurtalarını bırakmak dışında asla karaya çıkmayan bu hayvanların, sahile çıkmaya çalışırken sürat teknelerince parçalandığı, sahile çıkmayı başaranların ise insanlarca ezildiği, eğlence merkezlerinin ışığı ve gürültüsü ile şaşırıp yumurta bırakacak uygun alanlar bulamadıkları gözlenmiştir. Bu konuda Akdeniz Üniversitesi Su Altı Araştırma Merkezi Müdürü Yardımcı Doçent Mehmet Gökoğlu'nun açıklamalarını okudum. Alınacak tedbirler konusunda ise fazla bir açıklama yapılmamış...




Özellikle Antalya'nın doğu sahillerindeki kumsalların ve sığ denizin kaplumbağaların rahat nefes almasına elverişli olduğu ve bu bölgede bol miktarda deniz çayırının bulunmasının da yumurta bırakmaya elverişli bir ortam olduğu belirtilmiş. Ancak buralarda yalnızca kaplumbağalara ayrılan yerler olması gerektiğinden söz edilmemiş. Belki de bu konuda hukuki girişimlerde bulunuluyor ama sonuç alınamadığı için net bir açıklama yapılmıyor.

Belek Sahilleri
Aynı sahillerde bunun gibi yüzlerce turistik tesis var.


Sonuçta, bir canlı türünün korunması gibi çok önemli bir konuda yine tek bir yaptırıma sığınılıyor, insan duyarlılığı..Peki bu duyarlılığın yeterince olduğunu söyleyebilir miyiz? İŞİNİZ ZOR KAPLUMBAĞACIKLAR, HEM DE ÇOK ZOR !!!

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Yazlıkçılarca Yaz Başında Getirilip Sonra da Sokağa Terkedilen Köpekler

Her yıl, tatil sezonunda ve özellikle tatilin bitiminde, yazlık beldelerimizde bir trajedi yaşanır. Başlangıçta mutluluk tabloları sergilenir; yazlıkçı aileler neşe içinde gelip yerleşirler yazlıklarına. Yanlarında çoğu kez okul döneminde söz verildiği için evin çocuğuna ya da çocuklarına hediye olarak alınmış bir köpek yavrusu vardır. Çocuklar için canlı oyuncaktır ve bir de yazlığın aksesuarıdır sanki köpekçik. Oyunlar oynanır, bahçe olduğu için pek sorun da yaşanmaz tuvaletle ilgili. Çocukların beğenip yemediği ya da sofradan artan yiyeceklerle karnı da doyar.
Bu arada köpekcik gelişip büyür ve sahiplerine çok güçlü bağlarla bağlanır. Öyle ki onlar denizdeyken gözünü kırpmadan bekler sahilde. Canını verecek kadar sadık bir hayvandır çünkü o ve bu özelliği genlerinde vardır.


Derken günler geçer, minik yavru neredeyse yetişkin bir köpek olmuştur ama her güzel şey gibi yaz günleri de biter ve okulların açılması yaklaşır. Ailenin arada bir aklına gelir: ''Bu köpek ne olacak? Kocaman oldu üstelik. Eve dönünce ne yapacağız biz bununla?'' diye.. Oysa bu sorular en başta sorulmalıydı öyle değil mi?

Ve anlar da hayvancık bir şeylerin ters gittiğini ama anlatamaz ki derdini...
Nasıl bir mutsuzluktur o istenmediğini anlamak; bilir misiniz?


Ve aile artık toparlanır, yollara düşmenin zamanı gelmiştir..Yaz boyunca çocuklarına arkadaşlık eden, sevgiyi ve sadakati öğreten köpeği bırakacaklardır, çare yoktur onlara göre.. Aile için çok da önemli değil bu durum tabii ki; evet biraz üzülür gibi olsalar da sonuçta bir köpektir işte...
Köpekcik bakar kalır gidenlerin ardından. Kafası iyice karışmıştır üstelik.
Nasıl karışmasın aklı? O canını verecek kadar bağlıdır artık sahiplerine ve yapayalnız bırakılacaktır sokaklara.
Ağlarcasına sesler çıkarıp otomobilin ardından koşmayı bile dener ama boşunadır çabaları. Artık o, yalnızca bir tatil döneminde ailesi olduğunu sanan bir sokak köpeğidir.

Bir lokma yiyecek için dolaşmak zorundadır. Zaten kısa tatil döneminde aşıları da yaptırılmadığı için hastalıklara açık korunmasız bir canlıdır.

Nasıl olsa onlardan çok var. Seneye yaza bir tane daha bulurlar


Bu trajedi her yıl yazlık beldelerimizde yaşanıyor. Hiç bir abartı yok, burada anlatılanlar az bile. Yazlıkçıların rağbet ettiği bir beldede yaşadığım için yıllardır bu olayların tanığıyım. Zavallı hayvanların sonu çok kötü oluyor. Çoğu belediyelerce zehirleniyor. Bir kısmı da açlıktan, hastalıktan ölüyor zaten.

BÖYLE ACIMASIZCA DAVRANANLARA BİR ÇİFT SÖZÜMÜZ VAR ELBETTE. ''İNSAF!'' DİYORUZ VE O CANLARI DÜŞÜNMÜYORSANIZ ŞUNU DÜŞÜNÜN; ÇOCUKLARINIZA NASIL BİR HAYAT DERSİ VERDİĞİNİZİN VE ONLARA NASIL KÖTÜ ÖRNEK OLDUĞUNUZUN FARKINDA MISINIZ?

29 Mayıs 2009 Cuma

Ah O Eski Şarkılar / Canımın Ta İçisin Sen



Eski Türk filmlerini çağrıştıran bu nefis şarkıyı Tual çok hoş yorumlamış. Şarkının sözleri ve müziği çok güzel örtüşüyor. Sevgiliye nasıl da içtenlikle seslenmektedir.. Güfte ve beste değerli üstad Yusuf Nalkesen'e ait. Saygı ile..

söyle naz mı bu kaş çatış
benden uzaklara kaçış
sensiz baharım olur kış

canımın ta içisin sen
nasıl severim bir bilsen

dargınlığı sen çıkardın
dilimden hiç düşmez adın
beni üzmek mi maksadın

canımın ta içisin sen
nasıl severim bir bilsen

sana fedadır canım bak
kaçma benden bucak bucak
pişman olursun çabucak

canımın ta içisin sen
nasıl severim bir bilsen

Canımızın taa içi olanlar için dinleyelim mi?
Get this widget | Track details | eSnips Social DNA


28 Mayıs 2009 Perşembe

Görsellik / Turuncu Güzeldir



''Maddelere çarpıp yansıyarak göze ulaşan ışığın beyinde uyandırdığı duygu'' diye tarif edilen renk, kişilerin nasıl bir karaktere sahip olduğunu da haber veriyormuş.

Turuncu rengi kırmızı ve sarı arasında, dalgaboyu 620–585 nanometre civarında olan bir renktir. İştah açan, enerji veren, yaşam isteğini güçlendiren, gençlik kaynağı, canlı, kanı kaynatan, doping verici özelliklere sahip, depresyondaki kişilere iyi olmaları için tavsiye edilen renkmiş; ben de yeni öğrendim bunları.



Enerjinin ve iyimserliğin rengi turuncu. Evinizdeki her detay turuncu bir dokunuşa sahip olabilir böylece de gözünüze güzel görünebilir. Bakmaktan sürekli zevk alacağınız bu rengi daha sağlıklı bir şekilde kullanmak için tamamlayıcı rengi olan maviyi yanına ekleyin. Turuncu ve mavi birlikteliği yüzünüzü güldüren bir etki bırakacaktır.
Bazen neşeli bir örtü bize de geçirir canlılığını.
Yeşille de uyumludur, maviyle olduğu kadar.


İşte o turuncu dokunuşları yapabilecek detaylar ve objeler..



Bazen bir köy evinde yerlere serilmiş sımsıcak bir kilim olur turuncu ve içimizi ısıtır.


Doğa bize bu rengin en en güzel örneklerini çiçeklerde sunar.Bu da bizim evin turuncu çiçeği lilium, soğanlarını dikmiştim kış biterken. Her gün nasıl boy attığını ve tomurcuklandığını heyecanla izledim. Nihayet güzeller güzeli liliumum açtı, muhteşem bir turuncu renk içimi sevinçle doldurdu.

Dediğim gibi en güzel turuncular doğada. Parktaki bu taş merdiven, turuncu çiçek kümesi ile nasıl da bütünleşmiş...





Çok sevdiğim hayvanlar da nasibini almış turuncu tonlardan.

Eskisi de, yenisi de güzel değil mi?



Ve mimaride..



En sevdiğim çizgi filmde de turuncular hakim:)
Ve, turuncu masalı uzayıp gider...Begonvilli Ev'den bu kadar. Dünyanız turuncu kadar aydınlık ve canlı olsun.

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Ürettiklerimden / Yine Kumaş Sepetler ve Minik'e Şapka

Kumaş sepetlerin çok işe yaradığını görünce, farklı büyüklüklerde bir kaç tane daha yaptım. Bunlar da son yaptıklarım.

Bu Minik için satın aldığım şapka



Bu da  diktiğim şapka. Fena olmamış değil mi?


Yaz Yemekleri / Karışık Dolma (Antalya Usulü)



ANTALYA USULÜ KARIŞIK DOLMA

Yazın, karışık sebzelerle hazırlanan dolmalar her yörede sevilerek yenir. Antalya'da yapılanlar belki birazcık içine konan yeşilliklerden ve kıymasının az, pirincinin fazlaca olması yönünden farklılık gösterebilir. Bir de biz dolma içi malzemesine hem domates hem de biraz salça koyuyoruz ve kıymalı olduğu halde sıvı yağla pişiriyoruz. İşte anneennemden öğrendiğim karışık dolma:
MALZEMESİ:
1,5 çay fincanı pirinç
200 gr kadar orta yağlı kıyma
1 büyük soğan
maydanoz
taze nane
fesleğen
karabiber
toz kırmızı biber
1 kaşık domates salçası
1 kaç diş sarmısak (sadece kabak dolmaları için)
tuz
yeterince sıvı yağ
patlıcan, kabak, dolmalık biber, domates, taze asma yaprağı.
YAPILIŞI
Sebzeleri yıkayıp hazırlamakla başlıyoruz dolmamıza. Bu aşamayı detaylı anlatmaya gerek yok sanırım. Yıkanıp doldurulacak hale getirilen sebzeler (kabak ve patlıcanlar oyulduktan sonra kırmızı biber tuz karışımı ile biraz ovularak bekletilir, sebzeler sivri uçlu bıçakla bir kaç yerinden delinir, asma yaprakları, azıcık haşlanır)

Kıyma, yıkanıp süzülmüş pirinç, incecik doğranmış soğan ve bir büyük domates ve salça karıştırılır. İnce doğranmış maydanoz, nane, (istenirse fesleğen) ve kara biber, kırmızı biber, tuz ve sıvı yağ eklenir ve güzelce karıştırılır.

Sebzelerin içine, üst kısımda azıcık boşluk kalacak şekilde doldurulur. Kabak dolmalarının içine(en üste) birer diş sarmısak konulur. Tümüne domates dilimleri yerleştirilir. Üzerine çok az sıvı yağ gezdirilip bir kaç dakika susuz olarak fazla harlı olmayan ateşte pişirilmeye başlanır. Dibi tutturulmadan 1,5 çay fincanı kadar sıcak su eklenip altı kısılır. Pirinçler uzayınca dolmanız hazırdır. Cacıkla ya da yoğurtla servis yapılır.Afiyet olsun.

VE MASH SALATASI


MALZEMESİ
1 su bardağı mash fasulyesi
1 orta boy soğan
maydanoz
dereotu
elma sirkesi
limon
sızma zeytinyağı
haşlanmış yumurta

YAPILIŞI
Mash fasulyesi haşlanır ve süzülür. İnce piyazlık doğranmış soğan ve yeşillikler eklenir. Elma sirkesi, limon suyu, tuz karışımı ile hazırlanan sosla tatlandırılır ve üzeri haşlanmış yumurta ile süslenir. Afiyet olsun.