26 Haziran 2015 Cuma

Begonvilli Ev Halleri

Biraz hüzün, biraz umut, çokça emek ve sevgi...

Her şey bir yana nefes aldığımız süre boyunca çabalamaya devam.. Dünyanın yaşanılası olması için önce kendi yaşam alanlarımızın bizi huzurlu kılması, yanımızdaki yakınımızdaki  canların bizden hoşnut olması  gerekli, öyle değil mi..


Begonvilli Ev'de de acı tatlı anlar, yaşamın devinimi sırasında harmanlanıp  gidiyor. Patili dostların tatlı bir mırıltısı ya da  bir diğerinin kocaman cüssesi ile sırt üstü yatıp kuyruğunu sallaması  gülümsetip moral veriyor.



Bilmeyenler için; Badem kız, sokaktan kurtardıklarımızdan. Panik, agressif davranışlar sergileyen köpekcik bizimle geçirdiği yaklaşık bir yıl boyunca, uyumlu, tatlı bir kız oldu. Yalnız şaşılacak bir  durum var; çok daha iri ve genç olan  kurt kız Kuyruk, ablasından çekiniyor, korkuyor. Yemeklerini yerken bile Badem'in iznini bekliyor.


Onlarla paylaşılan binlerce  tatlı an anlatılmaz yaşanır türden. Evet, yoruyorlar, kirletiyorlar, doymaları mesele ama su katılmamış bağlılıkları, dostlukları ancak onlarla yaşamını  paylaşanların anlayabileceği güzellikler.


Bahçe ise bizim için terapi alanı. Görselliği ve  sundukları ile...

 Henüz  istediğimiz hale getiremedik. Adım adım  ilerlemeye çalışıyoruz.  Deneye yanıla bize en çok  huzur verecek hale getireceğiz.


Bu maviş hanimefendinin adı mavi Anagallis. Türkçesi mine çiçeği. Kırlarda, orman yolunda, yabanisini çok görmüştüm. Mercan rengi ve mavisi, daha minik çiçekli olarak doğada bolca var. Hatta bizim bahçede bile vardı. Otlarla birlikte sökülüp atıldı. Bir katalogda kültür bitkisi olarak  görünce sipariş verdim.  Sorunsuzca çimlenip büyüdüler. Çiçekliklerin kenarında bordür bitkisi olmaya elverişli bir bitki.  Tek yıllık ama dökülen tohumları her yıl tekrar çimlenerek aynı alanları dolduruyormuş.




Petunyalarımız  uzun süredir bahçemizi renklendiriyordu. Şu günlerde hala bolca açsalar da  tazeliklerini kaybeder gibi oldular.  Uzayan, kartlaşan dallarının derin bir budamaya  ihtiyaç duyduklarını öğrendim. Böylelikle hem gençleşecekler, hem de yeni dallar  edinerek  daha çok çiçek açmaya devam edeceklermiş.  
 Kesmeye kıyamasam da bugün bu budamayı yaptım.
Bol bol da tohum aldım. Tohumlar kum tanesinden bile küçük. Seneye kış sonunda bir tuzluk yardımı ile ekilecekler.


Ayrıca;

 Mutfak penceremin önündeki harika sardunyalar,





 Bahçedeki liliumlar,








Sonradan kırmızılara  katılan sarı yıldız çiçekleri,



 Sakız sardunyaları,



Kıpkırmızı kadife güller,



 İlla ki sukkulentler,












ve, kısa sürede kocaman olan bal kabağımız,


Begonvilli Ev'de ve bahçede yaşama renk veriyorlar..

Şimdilik bizden bu kadar. Sağlıcakla kalın!

24 Haziran 2015 Çarşamba

Serçe'nin Kaderi Bakalım Ne Olacak?




Bu  sabah bahçe katının önünde buldum. Kafacığından darbe almış. İncecik kanamış:((

Yan yatmış nefes almaya çalışıyordu. Bizim kedi kızlardan birinin marifeti mi acaba diye kaygılandım.  Colette yakalamış olabilir. Eğer  bizimkiler ya da yavrulardan biri yakınlarında olsaydı çoktan işi bitmişti. Çok ama çok korkmuş. Yüreciği pır pır atıyordu.

Alıp eve getirdim.  Yatak odasında korumaya aldım. Beş on dakika sonra  fotoğraftaki gibi  ayaklarının üzerinde durabildi. 
Henüz dışarı bırakılacak durumda değil. Üzerini çamaşır sepeti ile örtüp o odaya kimsenin girip çıkmaması için  ev halkını tembihledim.

Umarım yaşama tutunursun serçecik!

23 Haziran 2015 Salı

Havuç ve Kardeşleri Bizim Bahçede

Bu sabah, ön bahçede bir hareketlilik hissettim. Köpek kızlar bir iki hav hav yaptılar ama ısrarcı davranmadılar. Bunun anlamı şudur; 
'' bahçede birileri var ama çok kızmadık onlara! ''

Çıkıp bakınca Havuç ve kardeşlerinin palmiyelerin etrafında oynadığını gördüm. 


Tekir olan, bir kız. Siyah ise  Havuç gibi  bir oğlan..

Oyunlar harika; çimlerin içinde alt alta üst üste. Ağaca tırmanma çabaları komik  görüntüler oluşturuyor:))











Gitgide  kalabalıklaşıyoruz dostlar.  Sonumuz hayırlı olsun!

19 Haziran 2015 Cuma

Yok Böyle Bir Güzellik!


Çok  güzel değil mi?


Ama bir de öyküleri var ki...  En altta anlattım.













Görüntü olarak bizim eve benzeyen, çünkü  tıpkı bizimki gibi bir Alman aile tarafından yaptırılmış yan taraftaki ev uzun süredir satılıktı. Bu konu beni çok ama çok ilgilendiriyor. Çünkü komşuluk kavramı benim için cidden çok önemli.

 Eve bakmak için pek çok insan geldi gitti. Yüreğimi tutarak, hatta dualar ederek ne tür insanlar olduğunu anlamaya çalıştım. Bazıları beni dehşet içinde bıraktı. Örneğin eşine küfreden adam, etraftaki kedilere tiksinerek bakan  kadın,  içtiği sigaranın izmaritlerini yerlere fırlatan bir başka adam,  bahçedeki ağaçları kestirmekten söz eden aile vs. vs. Neyse ki evin sahibi bizim onaylamadığımız insanlara  satmayacağını söyleyince rahatladık. Yine de konu para olunca  güvenilmez. Bakarsınız birileri para olarak iyi bir teklifte bulunur, alır evi.. Özellikle  hayvan düşmanı bir aile ile komşu olmaktan korkuyoruz.  Kabus gibi bir şey  bu... Derken efendim, ev sahibi  eve bakım yaptırdı, boyattı, bahçe katını tamamlattı ve  İstanbul yakınlarında bir yerde yaşayan ailesini  getirdi. Aile, eşler, iki  şirin kız çocuğu ve üç yavru kediden oluşuyor.  Orman havasından ve kolaylıkla ulaşılan denizden yararlanmak için yaz boyunca kalacaklarmış. İşte bu şirin kedicik de yavru kedilerden biri.

İki evin arasındaki parmaklıklara tırmanması beni korkuttu ilk zamanlar ama maaşallah beceri ile  başarıyor. Zaten engel olmama olanak yok.
Aile kedi bakımı konusunda  titiz ve duyarlı değil. Örneğin denize giderken bahçeye su bırakmıyorlar. Akşama kadar kaldıkları oluyor. Uyarınca da çok önemsemiyorlar. Anlayacağınız yine bana iş düşüyor. Sanırım aşıları ve parazit  damlaları da yapılmamış. Kısırlaştırma konusunu açınca, ona da  sıcak bakmıyorlar. Ayrıca  geri  götürmeyeceklerini,  dönüş zamanı otellerin olduğu yere bırakacaklarını söylüyorlar. Kışın oralarda açlıktan ölmeleri muhtemel:(  Buna izin veremeyeceğime göre..

17 Haziran 2015 Çarşamba

Böğürtlen Şurubu

Bahçemizdeki böğürtlenler  erkenci türmüş.  Temmuzu  görmeden  son meyveleri topladık.


Daha önce, azar azar da olsa  cup cake ve reçel yapmıştım. Son olarak, iyice tatlanan  meyvelerden soğuk içecek yapmayı denedim. 

Teknik vişne şurubunun aynısı. Meyve ağırlığınca şekerle bir kaç taşım kaynatıp bir iki damla limon suyu eklemek ve  meyveleri süzmek.  Hepsi bu. Konsantre bir  şurup elde ediyordunuz.  Dilediğiniz oranda  su ve buz ekleyerek afiyetle içiyorsunuz. Renk ve koku enfes oluyor.

Küçük bir not: Süzülen meyvelere bir bardak daha şeker ekleyip bir kaç dakika  daha kaynatınca reçel olarak  değerlendiriliyor.
















Mutlu, sağlıklı ve geleneksel güzelliklerle dopdolu bir Ramazan diliyorum.  Begonvilli Ev'den sevgiler, selamlar..

16 Haziran 2015 Salı

Glayöller

Bahçemizin yeni  güzelleri pembe glayöller, tüm zarafetleri ile  boy gösterdiler.
Soğanlarını ilkbahar başında dikmiştim. Soğan diyorum ama  aslında korm denilen soğanımsı  yumrulardan üretiliyor.
Bolca  doğal gübre ile  zenginleştirilmiş yumuşak toprağa, güneş gören  yerlere dikmem gerektiğini öğrendim. Toprağın tamamen kurumasına izin vermeden  suladım. Gayet güzel geliştiler.  Sonbaharda  sulamayı kesip  yumruları toprakta bırakabiliyormuşuz.

Bunlar arka bahçedeki açık mutfağın önüne diktiklerim. Vazoda çok  dekoratif görünüyorlar ama ben  koparmaya kıyamıyorum.

Bir de ön tarafa diktiğim turuncu ve morlar var. Onlar henüz tomurcuk. Açmalarını bekliyoruz.















Bugün bahçede başka güzellikler de vardı. Haylazım, canım Colette'im,  yanımdan hiç ayrılmadı.














Tüm dostlara harika günler olsun. Sağlıcakla kalın.

14 Haziran 2015 Pazar

Begonvilli Ev Halleri

Geçtiğimiz haftanın olayı, nazlı kızım Jane'in sakatlanmasıydı.  En evcil, en sakin kedi kızım  nasıl oldu ise göğsündeki şişlikle döndü eve. Bahçeden başka bir yere gitmeyen kedicik, ne yaptı ise kaburga kemiklerinden birinin ucunu kırmış. Kucağıma gelmek isteyince, alayım dedim. Acı ile miyavladı. Yoklayınca göğsündeki şişliği  fark ettim. Hemen veterinere koştuk. İki gün klinik bakımı yapıldı. Eve geldiğinde narkoz altındaydı. Sıkı bir bandaj yapılmış. Ne var ki uyanınca o rahatsız edici bandajı  asla istemedi. Saatlerce  ağladı. Buradaki veterineri aradık ama telefonumuza yanıt alamadık. Gecenin köründe Antalya'daki veterinerimizi  aradık ve sağ olsun hemen yanıtladı.  Onun yol göstermesi ile bandajı çıkardık. 

Kızım  melekler gibi uyudu.





Ertesi gün ise normal  yaşamına döndü.








Ancak göğsündeki şişlik  geçmedi. Veteriner  kemik deformasyonun  ona zarar vermeden kalacağını  söylüyor.




Okumakta olduğum  kitabım: Ölü Ruhlar.





Aslında bu kitabı üç yıl önce okumuştum. ''Tekrar okunacak''  diye not almışım. Farklı bir kültürü ve İran'ı  tanımak amaçlı tekrar okumaya değer bulmuşum.

 Eğer bu kitabı okursanız yalnızlık duygusunun evrensel nedenlerini fondaki İran eşliğinde, İranlı bir ailenin  buruk öykülerinde bulacaksınız. İçiniz burkulacak zaman zaman ve  onlarla birlikte  içsel yolculuklara da çıkacaksınız.  İngiltere'de çok popüler olan İranlı yazar Abbas Maroufi'nin okuduğum ilk kitabı.



Belki bizim çiçekleri görmekten bıktınız. Yine de, Begonvilli Ev'in  yeni  renklerinden  olan bu güzel galaları, mevsimi geçmeden bol bol göstermek istedim.








Kışın bir paketten çıkan üç yumruyu  saksıya dikmiştim. Yumrular yeni yavrular vererek çıktılar. Saksıyı tamamen doldurup  açtılar.  Çiçekleri çok dayanıklı. Yarı gölgede gelişiyor. Toprağı kuruyunca sulamanız yeterli.





Sanat dünyasından bir acı kayıp  daha... Antalyalıların  güler yüzlü eniştesi,  tiyatronun  ustalarından  sevgili Sümer Tilmaç'ı kaybettik.  Dünden beri içimde bir sızı...  Kim bilir kaç kez  görmüşlüğüm var Antalya caddelerinde. Kimi kez bir kafede , kimi kez bir dükkanın önünde esnafla ya da hayranları ile  tatlı tatlı şakalaşırken.. Yıllar önce  çalıştığım okula bir tiyatro grubunun yöneticisi ve oyuncusu olarak gelmişti de,  gösteri sırasında ortadan kaybolan  bir öğrenciyi bizimle birlikte aramıştı. Nur içinde yatsın..
Sümer Ağabey, seni özleyeceğim❤







Hüzünleri bir kenara  koyup çiçeklerde huzur bulalım;  başka yolu var mı..



Bunlar tohumdan yetiştirdiğim salvialar. Salvia, bir adaçayı türü. Yabanisi bizim buralarda bol bol var. İlkbahar başında koyu mor ama biraz daha kısa boylu açıyorlar. Bir katalogda kültür bitkisi olanına rastlayınca hemen sipariş verdim. Gayet güzel çıktılar ve  büyüdüler. Ayrıca üç farklı renkte  açtılar. Çok dayanıklı ve dekoratifler. Tavsiye ederim.









Begonvilli Ev'den şimdilik bu kadar.  Mutlu, güzelliklerle dolu bir pazarınız olsun.