30 Kasım 2014 Pazar

Hayvansever Ünlüler

Bloğumun ilk yıllarında öyle farklı konulara el atmışım ki... Şimdi neredeyse ev ve bahçe konseptli bir günceye dönüşen bloğum, o yıllarda  çok daha renkli ve geniş bir konu yelpazesine sahipmiş.

Çünkü o zamanlar çok daha fazla araştıran okuyan biriydim. İlgimi çeken her konuda da ''bunu paylaşmalıyım'' dediğim oluyordu sıklıkla. Ayrıca henüz ellerimle ilgili sorunum yoktu. Böylelikle, daha çok üreten, daha çok yazan biriydim.. Neyse, asıl konuya geleyim; şimdi o günlere olan  özlemimle bana göre hoş bir konuyu taşımak istiyorum sayfama.

İflah olmaz hayvanseverliğim  malumdur,  Ne yalan söyleyeyim, insanlara duyduğum  sempati ve antipatiyi  de etkiler bu özelliğim..  Farkına bile varmadan topladığım, sempatiden, hayranlığa dek giden duygularla pek bi sevdiğim eski yeni ünlülerin  fotoğraflarını görünce,'' haydi paylaşayım'' dedim. Bunların bazıları  hayvan hakları için ciddi mücadeleler vermiş, gerçekten zamanlarını ve önemli miktarda paralarını harcamışlar bu yolda. Tabii ki sayıları  çok fazla. Bunu görmek beni çok mutlu etti. Hepsini buradan  gösteremiyorum. Diğerleri beni bağışlasın, sizler için seçtiklerim buradalar:

Öncelikle saygı ile ''eskiler''

daha sonra yeniler de sayfamızı onurlandıracaklar..






 


 







 




26 Kasım 2014 Çarşamba

Begonvilli Ev'de Kış Renkleri


Tığ işi battaniyem, karpal tunel sendromu öncesi günlerimde ürettiklerimden..





Sevgili ormanımdan topladığım çam kozalakları ve orman meyveleri

















23 Kasım 2014 Pazar

Bir Günümüz




Biz kızımla bu sabah sevgili ormanımızda güzel bir yürüyüş yaptık.



Bu patikalarda yürüdük, orman meyvelerinin fotoğraflarını çektik.

 

 


 Çam ormanlarının yanıbaşındaki zeytinlikleri hayranlıkla seyrettik.

 
Yoncaların üzerinde, harika renklere sahip bu tırtılı görünce onun da fotoğrafını çektik.


 Daha yılbaşına epeyce zaman olduğu halde yol kenarındaki kokinaları görmek çok hoştu!
 
 
Çam ağaçlarının olduğu yere gelince bunu görmek çok üzücüydü..  Görüldüğü gibi işaret konulmamış bir çam ağacı kesilmiş. Yani kaçak kesim:(( 
Güzelim çam ağacı boylu boyunca uzanmış. Sincaplara, kuşlara yuva olamayacak bundan böyle..  Vicdansız birilerinin evini ısıtacak.
 
 
 Eve dönünce, akşamdan hazırlıklarını yaptığım aşuremizi pişirdim. Tarifi diğer mutfaklarda pişenlerle üç aşağı beş yukarı benzeşen aşuremizin özelliği şu:
Anneannemin ve annemin titizlikle yaptığı gibi  cevizlerin ve bademlerin iç kabuklarının  soyulması. Bunu yapabilmek için beş dakika kadar  kaynar suda haşlanıyorlar. Biraz oyalayıcı olsa da lezzet farkı uğraşmaya değer.
 Konuklara ve  komşulara ikram edildi..
Güzel geleneklerimizin unutulmaması  dileği ile..

21 Kasım 2014 Cuma

Begonvilli Ev'de Kış Halleri

Kışa adım adım yaklaşırken Begonvilli Ev'de farklı telaşlar yaşanıyor. Örneğin sık sık elektrik kesilmeleri nedeni ile kalorifere alternatif olarak bir soba kuruldu. Akşamları sobayı yakıyoruz, kızların minderlerine kurulup soba keyfi yapmaları görülmeye değer.
 



Yaz boyunca bahçede ya da terasta çay keyfi olmazsa olmazımızdı. Artık soba başında çay içmeyi seviyoruz.
Susamlı, tuzlu çıtır kurabiyenin tarifi kandil simidi tarifi ile aynı. Yalnızca şekli farklı.


Bahçemizde en güzel gelişen bitkilerden biri de kasımpatılar oldu. Bakın nasıldılar ve şimdi nasıllar:



 


Sukulentin farklı bir türü balkonumda çiçek açtı.  Çiçekleri de yaprakları da çok zarif.



Bu minik güller bahçemden. Bodur gül diye adlandırılıyor.




Eşim okurken sık sık beğenilerini belirttiği için o bitirir bitirmez başladım. Gerçekten de güzel kotarılmış, belgesel tadında, zaman zaman da yürek burkan bir yapıt. Kaleminize ve yüreğinize sağlık Gürsel Bey!
 



Begonvilli Ev'den şimdilik bu kadar. Tüm dostlara sevgiler, selamlar..

16 Kasım 2014 Pazar

Safranlar

Sevgili ormanımın sürprizleri devam ediyor.
Yağmurdan sonra çeşit çeşit soğanlı bitkiler boy göstermeye başladılar. Patika yolun kenarlarında bu zarif çiçekleri görünce, önce ne olduklarını anlamadım. Çiğdem ya da zambak türü bir şeyler olduğunu düşündüm. Fotoğraflarını çektim ve araştırdım. Safran olduklarını öğrendim.
Safran bitkisini tanımak için (tık)


 




 
 
 
 

7 Kasım 2014 Cuma

Şimdi Lale, Sümbül ve Nergis Soğanlarını Dikmenin Tam Zamanı!


Aşırı yağışlardan ve fırtınadan sonra harap olan bahçemize yeniden el atmamız gerekiyordu. Bahçede beni en çok üzen, tomurcuklarla dolu kasımpatıların yerle bir olmasıydı. Begonvillerimiz de çok zarar gördüler. Yine de pes etmek yok! Canlı kalabilen bitkilerimizin bakımını yaptık. Yeni kasımpatı fideleri almak için gittiğim çiçek serasında artık geç olduğunu, şimdi soğanlı bitkilerin tam zamanı olduğunu öğrendim.

 ''Aman zamanını geçirmeyin!'' diye de  tembihlediler. Çünkü bu bitkilerin ilkbaharda çiçek açmaları için  soğanlarının  toprak altında soğuk  bir dönem geçirmeleri gerekiyormuş.









 Bu bilgiyi öğrenince hemen işe giriştim.

Önce sevdiğim renklerde lale, sümbül ve nergis soğanları aldım. Bir marketler zincirinde bunların uygun fiyatlı ve oldukça kaliteli olanları var.


Geçen yıl mevsimi geçince söküp garajda sakladığım soğanları da çıkardım.


Sonra bahçemde onları dikebileceğim yerleri kararlaştırdım. Soğanlı bitkiler yarı gölge  yerleri seviyorlarmış!  Bir de mis kokulu sümbülleri ve nergisleri bahçe katının verandasına yakın  dikmeyi uygun  gördüm. Güzel kokularını duymak için.

Renklerine göre gruplar yapmayı da ihmal etmedim. Sümbül ve nergis  soğanlarının bir kısmını onlara uygun saksılara dikmek için ayırdım. Uygun saksı, genişçe ve yayvan olanlar. Derin saksılarda güzel  görünmüyorlar.

Sonra da toprağı hazırladım. Hafif kumlu geçirgen ve gevşek toprak ideal olanı. Laleler için toprağı kabartıp biraz çiftlik gübresi ve torf karıştırmak gerekiyor. Saksılara da  aynı karışımı  doldurup paketlerin üzerindeki talimatlara  uygun olarak  diktim ve  suladım. Toprakları kuruyunca zaman zaman sulayıp diplerini  dikkatlice kabartacağım. Artık gerisi doğaya kalmış. Bakalım  bahçemde bu harika renkler ve kokular olacak mı?