29 Eylül 2015 Salı

Sonbaharın Güzelleri



Sonbahar tüm güzelliği ile teşrif etti. Yaz ortalarında aşırı sıcaklarla harap olan bahçemiz şu günlerde yeniden o güzelim renklerine büründü.

Henüz kasımpatılar açmadılar ama yakındır.




Diğerleri, kandırıkçı  sonbaharda sanki hala yaz bitmemiş gibi görsel bir  şölen sunuyor bize.


















Geçen kış donan begonvillerimiz için çok üzülmüştük. Bu yıl yenilerini yetiştirmeye çalıştık.

































































 Bundan böyle huzurlu ve en güzel sonbaharlar olsun, sağlıcakla kalın dostlar!

14 Eylül 2015 Pazartesi

Begonvilli Ev Halleri


Gökyüzü yine masmavi.. Bahçemizdeki  kocaman selvi ağacında yine kuşlar ötüyor olup bitenden habersiz.. Çiçekler de açmaya devam ediyorlar iyi kötü..
Ama hiçbir şey keyif vermiyor..  Yok!  Tadı tuzu kalmadı hayatımızın.  Oysa küçük mutlulukları biriktirip kocaman sevinçler yaşayan insanların evidir Begonvilli Ev.  Bu bambaşka bir durum. İçimizdeki acı eksilecek gibi değil.




Bahçeden de elimizi çektik epeydir. O güzelim fosfor yeşili çimlerimiz bile kurudu. Üzgün olsak da suladık, bakımını yaptık ama içimizdeki kapkara duygular onlara da geçti sanki ve bir de baktık ki  sararıp kurudular. Mutlaka  bilimsel bir açıklaması vardır. Belki yanlış bir şeyler yapmışızdır. Yine de keyifsiz ve karamsar  günlerimizde kurumaları bana  manidar geliyor.





Çiçeklerimizin de pek keyfi yok.  Siz deyin mevsimdendir, ben diyeyim, ruh halimizden.. 


Neyse ki, beyaz zakkumlar inatçılar... Beyaz beyaz açıp sanki  diyorlar ki,  ''Yapmayın böyle,  yaşam devam ediyor,  bizleri  ihmal etmeyin ki  acılarınızı hafifletelim, size moral verelim''




Bazı yazılarımı karamsar  bulup  beni uyaran sevgili dost, bu yazımdan da hoşlanmayacak ama ne edeyim,  durum bu..

 Kayıplarımız için  ne  kadar üzülsek az  ama  sadece üzülmek  hiç bir işe yaramıyor.
 Birilerinin  yanlışlarının  bedelini  ulusça ödüyorsak düzeltmek de bize düşer.  Başka ne demeli..






Bu arada komşunun geçici olarak baktığı anne ve yavru köpeklerin  durumu iç acıtıcı.. Pamuk Anne'nin öyküsü burada(tık)  

Henüz yirmi günlük oldukları halde üç yavru kaldı. İkişer üçer eksildiler,  yani birileri gelip  onları götürdü.  Oysa daha anne sütü  almaları gerekirdi..

Aile bu sabah iki yavruyu alıp memleketine gitti. Anne ve kalan  son üç yavru  yapayalnız kaldılar. Evin çocukları  yavruları  oyuncak gibi öyle çok mıncıkladılar  ki, anne artık onlarla ilgilenmiyor. Emzirmek istemiyor. Öğleyin  gidip anneyi besledim. Yavrulara da yiyebilecekleri ciğerli bir püre hazırladım ama anneleri hırlayıp onları kovdu ve yavrular için hazırladığım özel mamayı da yalayıp yuttu.

Yavrular akşama dek aç kalıp mızıldandılar. Ne yapabilirim diye  düşünmekten başıma ağrılar girdi.  Derken Pamuk'un  eski sahibi geldi. Durumu anlattım ona. Neyse ki o  Pamuk'u yatırıp yavrularını emzirmesini sağladı. Gündüzleri gelemeyeceğini, sadece akşamları gelebileceğini  söylüyor. Peki günde bir kez beslenmek bu yavrulara yetecek mi?










Şimdilik Begonvilli Ev'den bu kadar. 

Umarım hep birlikte daha güzel günlere ulaşırız. Sağlıcakla kalın..