31 Temmuz 2011 Pazar

(Hayvanseverler) Bizim olanaklarımız da sizinkilerden farklı değil!!!

Bu sabah, hayvansever arkadaşım Jale Hanım, Facebook'taki sayfasında paylaşmış.  Daha  doğrusu  içini  dökmüş. Kendisi Haysev Antalya Admini ve sokak  hayvanları  için  çırpınan  bir  insan. Sözü  uzatmadan Jale'nin  son  derece  haklı  feryatlarını  sizlere  aktarayım;
En altta  da  benim  yorumumu  veriyorum. Okuyun  ve  halimizi anlayın..

ANLAYANA SİVRİ SİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ!!!!!

31 Temmuz 2011 Pazar, 23:08 tarihinde Jale Ünsal tarafından eklendi
Sizlere bugün neler yaptığımı anlatacağım..Önce dün geceden başlayayım. Gece müzikli eğlenceli bir yerde olduklarını tahmin ettiğim bir telefon aldım arayan kişiye kazayı gören kişiler anlatmış ''trafik kazası geçirmiş ayağı kırık bir köpek var Jale Hanım, ne olacak?'' ben de nereyi aramaları gerektiğini bu saatde dışarı çıkamayacağımı anlattım,'' tamam o zaman biz orayı arayalım!'' dediler.
Yurtdışından kızım 1 aydır Antalya'da ve onunla beraber hiç bir şey yapmadık bir ay boyunca. Bugün anne öğlen denize gidelim deyince tamam bugün bir sorun yok gidelim dedim ve mayomu giyip hazırlandım.. Buraya kadar her şey güzel değil mi?? Jale bunları neden anlatıyor diyorsunuzdur muhakkak..Dinleyin anlayacaksınız, tabii anlamayanlar yine anlamayacaktır::(((
Ayağı kırık köpek.Sadece bu kadar yaklaşabildim:(
Saat 13.00 de denize gitmek için evden çıktık, aklıma gece kaza geçiren köpek geldi aldırmışlardır ama ben yinede oradan gideyim dedim ve biraz gidince kocaman bir av köpeğinin dedikleri yerde ayağı kırık ve davul gibi şişmiş halde yattığını gördüm. İnanamadım almamışlardı köpeği. Alamazlardı çünkü bardaydılar ve gördükleri halde eğlenmeye gittiler, sonra da beni arayıp vicdanlarını rahatlattılar.''Biz haber verdik hayvanseveriz''dediler galiba. Hemen arabadan indim ama hiç bir şekilde yanına yaklaştırmıyordu, eve gittim mama aldım geldim. Ama çok korkmuş ve beni  ısırmaya çalıştı. Veterineri aradım arabayla geldi, o da yakalayamadı.. Ben olduğum yere uzak olan veteriner kliniğine gitim, konserve mama aldım içinede sakinleştirici ilaç koyduk. Tekrar geldim 45 dakika uğraş sonucu mamayı yedi ama hiç bir şekilde sakinleşmedi. Bu arada ben kızlarımı denize yolladım, kendim kaldım. Belediye toplama ekibini aradım onlardan yardım istedim, onlarda yakalama aparatı olduğu için.. Onlar geldi, ama onlar da yakalayamadığı gibi köpek kaçtı::((( 1 saatte köpeği aradık ve bulamadık. Saat 19.00 da eve geldim orada oturan herkese numaramı bıraktım. Bir saat sonra ''köpek geldi'' haberi geldi.  Köpeği tanıyan ona alışkın olan bir adamda olduğu halde yine kaçırdık.. ''Bugün gece ben yakalıycam bana alışkındır, sizi tanıdı artık ürküyor, siz merak etmeyin'' dedi ve ben eve döndüm. Sabah tekrar oraya gideceğim..

Ben bunları neden mi anlattım???

Hani Facebok'a bas bas bağıran feryat figan ''trafik kazası geçirmiş köpek gördük ama arabayla geçiyorduk alamadık, yardım edecek yok mu?? '' VEYA telefon açıp, ''Jale Hanım, Ayşe Hanım, Fatma Hanım, ayağı kırık köpek var bilmem nerde yatıyor gidip alır mısınız??'' diyenlere yazıyorum. Bizler de 2 ayaklı sizin gibi insanlarız, sadece sizden farkımız kötü durumda köpek veya kedi gördüğümüzde denizden, gezmeden, vazgeçiyor ve elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Sizler de böyle bir durumda bunları yapabilirsiniz. Benim bir farkım yok sizden, sadece ben onların hayatını, özel işlerimden daha çok önemsiyorum.. Eğer siz de bunu yapabiliyorsanız o zaman siz de hayvanseversiniz. Herkes elini taşın altına koyarsa, bir ucundan tutmaya çalışırsa herşey daha güzel olur.. Bu tarz telefonlardan ve mesajlardan bıktım artık...

BUNLARI YAZDIMDA ANLADILAR MI???? HİÇ SANMAM,  BEN YİNEDE BELKİ ONLARDAN BİR KİŞİYİ  HAYVANSEVER YAPABİLİRSEM NE MUTLU...
· · Paylaş

  • Sen ve 11 kişi daha bunu beğendiniz.

    • M.B: Çok net ve kafi şekilde anlatmışsınız...
      9 saat önce ·

    • J.Ü: Mesut Bey, gerçekten sinirleniyorum artık, olmaz bu kadar rahatlık başkalarının üzerine sorumluluğu at sonra eğlenmeye devam et. YOK BÖYLE BİR ŞEY::(((
      9 saat önce ·

    • A. O:Belki... ama sanmıyorum...
      9 saat önce ·

    • M.B:Sinirlenmekte haklısınız , ne desenizde haklısınız ama ne yazıkki böyle... :(
      9 saat önce ·

    • A.D: Allah'ım bu ülkedekilere sen iman gücü ver!!!Bu kadar vicdansızla biz uğraşamayız.
      9 saat önce ·

    • S.F:haber vermeleri bile önemli aslında..çoğu kimse haber verme zahmetine bile katlanmıyor..kontürleri gitmesin diye...yada HİÇ GÖRMÜYORLAR...
      9 saat önce · · 1 kişi

    • S.B:
      sanırım Jale Hanım'ı anlamak çok da zor değil...Fakat illede anlamadık diyen varsa ? derimki bir GÜN sadece Jale Hanım'ın yanında hiç bir şeye karışmadan seyretsin...gerçekten takdire şahan bir insan..Bizlerin asla vazgeçemicez yaşam tarzımızd...Devamını Gör

      9 saat önce ·

    • İ:Ş:Bu yazıyı blog sayfama alıyorum izninle. Seni çok iyi anlıyorum, aynı durumları ben de yaşadım, yaşıyorum. Böyle bir olay gördüklerinde sadece bana haber vermeyi hayvanseverlik sananlar öyle çok ki. Oysa ben de onlar gibi bir insanım. Ne kliniğim var, ne özel aracım, ne bir dernek yetkilisiyim ne de sınırsız imkanlarım var..Tek başıma, deniz yıldızlarını toplayan adam gibi olabildiğince yardım etmeye çalışan biriyim.
      5 dakika önce ·


29 Temmuz 2011 Cuma

Memleketimin Halleri

Dünyada bir ilk bu! Farkında olun.. Dünyanın en güçlü 5. ordusu tarumar ediliyor. Nasıl? Hükümet+Ordu içinden ve bağlı olunan mihraklardan operasyonlarla! Dünyada ilk kez bir ordunun komuta kademesinin üçte biri içeri alınıyor aynı anda tüm komuta kademesi istifa ettiriliyor. Geçen yıl yeri bir kaç general feda edilerek, ayarlanmış bir komutan TSK'nın başına atanıyor... Atlantik ötesinde küresel çete ve pentagonun özel ofislerinde birileri 'çak çak' diyerek sevinç çığlıkları atıyor! 50 yıl önce ne demişlerdi: 'Türkiye, ABD'nin Ortadoğu'daki jandarmasıdır!' Buna uymayan gider, uyacak olan gelir! Hepimize kolay gelsin... Bu pis oyunda millet karar verecektir...
Banu AVAR, 29 Temmuz 2011


Kaygı ile izliyoruz....

27 Temmuz 2011 Çarşamba

26 Temmuz 2011 Salı

Bir Kap Yemek Bir Kap Su!!

Yazlık Hasır ve Örgü Çantalar

Hasır ve örgü çantalar,yaz gelince vaz geçilmezlerimdendir. Özellikle şapka, gözlük ve sandaletlerle çok yakıştıklarını düşünüyorum.

Aşağıdakiler en çok beğendiklerim.

Jack Rogers tote bag



FOSSIL handbag



Nine West tote bag


ASOS tote bag



Handbag



Flora Bella tote bag

)

Cappelli handbag

)

Helen Kaminski Fadey Lg - Raffia Macrame Bag: Hatsinthebelfry.com



Flora Bella bag



FOSSIL tote bag

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Nostalji / Antalya

1930'lu yıllara ait bu fotoğrafta, büyük bir olasılıkla Un Fabrikası'nda öğüttüğü unlarını at arabasıyla İskele Yokuşu'ndan çıkaran bir Antalyalı görülüyor. Eski Antalyalılar yokuşu ''Cemal Bey Yokuşu'' olarak adlandırırdı.
Ve  aşağıda  aynı  yeri  benim  objektifimden  görüyorsunuz.




24 Temmuz 2011 Pazar

Ah Amy !!! :((( İngiliz şarkıcı Amy Winehouse evinde ölü bulundu.



Kıvırcık  kapkara  saçlarınla, muhteşem  sesinle  yakıyordun  sahneleri..

Ne  yaptın  sen  Amy,  ne  yaptın!!!

Clup 27'ye  katılmak zorunda  mıydın? 

22 Temmuz 2011 Cuma

Hüzünlü bir Vedalaşma / Sevgili Verago, Nereye?


Blog  dünyasına  iddiasız  ve  en  doğal  halimle  girmiştim.  Konseptimin  ne  olacağını  inanın  düşünmedim  bile. Öyle  ya  ''neysem oyum'' mantığı  ile  içimden  geleni  paylaşacaktım  besbelli.. Tanıtım  yazımda  da  söylediğim  gibi küçük  bir  ev, hayvanlar,  kitaplar, sanatsal  eğilimler,  elişleri   hepsinden  önemlisi yaşamı  yaşam  yapan  küçücük  güzelliklerin  farkındalığı  ile dostluğun  paylaşımın  esas  olduğu,  hüznüyle  sevinciyle   insan  ilişkileri...

Bir  an  bile  konu  sıkıntısı  çekmeden, doğaçlama, günün  getirdikleri ile  bu  günlere  geldik.

Bu  arada  yaşamın  her  alanında her  yerde  karşılaştığımız  türden  her  tür  insanla burada da  karşılaştım. Derken bir  de  baktım  ki, natural  selection olayı  burada  da devreye  girdi.  Kendiliğinden  özeller ve  vazgeçilmezler  bir  bir internet güncemizde  ve  gönül  güncemizde  yerlerini  aldılar... Bazılarını  görmeden  öyle  bir  tanıdık  ve  sevdik  ki,  reel  yaşamda  hiç  karşılaşmamış  olmamızın  çok  da  önemli  olmadığını  anlamış  oldum. Hani  ''adam  gibi adam''  dedikleri  türden  insanlar  bunlar.  Cinsiyet  ayrımcılığı  kokan  bu  deyimi  ben  ''insan  gibi  insan ''  olarak  düzelteyim.  Çünkü  kadın  ya  da  erkek  olmaları  zerre  kadar  önem  taşımıyor  benim  gözümde. Onların  tanımını  yapmak  yersiz  olur.

İşte  onlardan  biri  Verago nickli   blog  yazarı  arkadaşım  yüreği  kadar  güzel  sayfasında doğallığı, yaşama  saygıyı  ve  bilgece  yaşam  felsefesini  yansıtıyordu  tüm  içtenliği  ile.. Ps  başına  geçince  mutlaka  uğradığım  sayfalardan  biriydi. Fotoğraflarına  hayran  kalıyor,  kısa  ama  anlamlı  yazılarını  keyifle  okuyordum..

Ne  yazık  ki  bloğunu  kaldırmış:(((

Gerçekten  son  derece  üzüldüm.. Eğer  izleyebileceğim  blogların  sayısını  zorunlu  olarak  beşe  ona  indirecek  olsaydık, onun  sayfası  mutlaka  kalanlar  arasında  olurdu..

Sevgili  Verago, belki  birazcık  hatırımız( benim  gibi  düşünen  biri  daha  olduğunu  biliyorum)  varsa  bu  yazıyı  okursun  ve  yine  paylaşımlarına  devam  edersin...

Bahçendeki  minik  patili  dostlarını,  horozları, tavukları, kuşları, ağaçları   ve  elbette  seni  çok  özlüyorum..
Sevgiler, selamlar  Begonvilli Ev'den...

Şiir / Aragon / Seni Seviyorum Elsa



Siyah Klavye adlı blog  sayfasının  yazarı Sevgili Arkadaşım bugün  Elsa ile Aragon'un  büyük  aşklarını  anlatmış.
Yüreğimde  bir  sızlama  ile  okudum  yazıyı.  Huzurlu  ve  mutlu  iki yaşlı  insan  resmine  takılıp  kaldı  gözlerim..Kim bilir  kimler böylesine  büyük  bir  aşkın benzerini  yaşadığını  düşünüp   birlikte  yaşlanmayı  hayal  ederken ayrı  düştüler  .. Ya  da  kavuşamadan ayrıldılar.. Belki  de  hastalıklar,  ölümler  ayırdı bazılarını...
Elsa  ile  Aragon  şanslı  insanlarmış.  Okumaya  doyamadığım muhteşem  şiiri geldi  aklıma.  Hani  şu  şairin ''Mutlu aşk  yoktur'' dediği  şiir..
Ama  onu  değil  bir  başka  şiirini paylaşacağım.  Aşkın  en  nazenin  hali  var  bu  şiirin  dizelerinde..''Geçen  günler  incinmesin''  diyecek  kadar  nazenin.... Bu  incelik  yüreğime  dokunuyor,  belki  başka  yüreklere  de  dokunur.....

ELSA SENİ SEVİYORUM

Kıyısında öpüşlerin
Ne çabuk geçiyor zaman
Sakın da ola sakın aman
Geçen günler incinmesin
Seninle bütün bir mevsim ne güzeldi
O yaz kitaplardaki kadar öyle güzeldi
Manastır ormanında seni mutlu ettiğimi sandım
Toulon rıhtımında akşamın rengine kandım
İster bana budala ister çılgının teki de
Mutluluk nedir ki umutlar çekip gidince
Kıyısında öpüşlerin
Ne çabuk geçiyor zaman
Sakın da ola sakın aman
Geçen günler incinmesin
Geçen yıl yapraklar solarken şarkı söylüyordum
Veda ederken bile bir gün görürüm diyordum
Ölenler dünyaya yeniden geleceğini sanır
Tatlı sözlere kananlar ergeç aldanır
Gözlerime bak hele orda nice güzelsin
Yüreğimi çılgınlıklarımı duymuyor musun
Kıyısında öpüşlerin
Ne çabuk geçiyor zaman
Sakın da ola sakın aman
Geçen günler incinmesin
Solgun bir piyaniste benzeyen güneş bak işte
Hep aynı sözleri aynı şarkıyı söylemede
O tehditten uzak günleri sevgili anımsa
Ne mutluyduk ikimiz evimizde Montparnasse’da
Artık yaşam karadüzen sürüp gidecek
Soğuk Akşam oldu şimdiden Tekliyor yürek
Kıyısında öpüşlerin
Ne çabuk geçiyor zaman
Sakın da ola sakın aman
Geçen günler incinmesin
Pörsümüş bir yonca gibi sana sunduğumda hani
Ne sevmiştin bu şarkıyı üzgün sesini
O gün bu gün el değmemiş uyuyordu bende
Unutulmuş çekmeceden şimdi çıkardım işte
Hiç değilse sevdiğin bir şey buldum diye avundum
Elsa’m halden anlamazım seni nasıl seviyorum
Kıyısında öpüşlerin
Ne çabuk geçiyor zaman
Sakın da ola sakın aman
Geçen günler incinmesin
Billur bir şarkıdır bu seni mırıldanıyor
Söylediğim her sözcük boşuna değil diyor
Gün gelir sözcükler de dönüşür gözyaşına
Gün gelir sözcükler de büyü’dür tek başına
Sevgilim çarpıp duran şu pancuru kapatalım
Yağmur damlasının sesiyle biz bize kalalım
Kıyısında öpüşlerin
Ne çabuk geçiyor zaman
Sakın da ola sakın aman
Geçen günler incinmesin
Türkçesi: Erdoğan ALKAN

21 Temmuz 2011 Perşembe

Evde Dantel Şıklığı

Nostaljik  ve zarif  dantel  örtüler,  uygun  yerlerde  kullanılınca ayrı  bir  güzellik katıyorlar ortama.

Ben  yapamıyorum, çünkü ince  iplerle  uğraşacak  sabrım  yok. (Gerçi  buradakiler  kalınca  iplerle  örülmüş  ama  fena  da  olmamışlar.)

Ama   yapabilecek  olsaydım aşağıdaki  örtülerden  yapmak ve çay.  kahve masalarıma zerafet  katmak  isterdim...








19 Temmuz 2011 Salı

Çabalarımız Sonuç Verdi / Antalya Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi'ne Röntgen Cihazı Alınmış

 Sokak  köpeği Tarçın'ı  hatırladınız  mı? Evimin  önünde  bir  otomobil  çarpıp  kaçmıştı.Önce  Belediye'nin  tedavi  merkezine  göndermiştim.  Durumunu  öğrenmek  için  telefon  ettiğimde ''röntgen cihazımız  yok, ameliyat  edmeyiz '' demişlerdi.  Geri  alıp kendi  imkanlarımla  tedavi  ettirmiştim..
........
Anımsayacaksınız, bir  süre  önce  Antalya  Sokak Hayvanları Tedavi  ve  Bakım Merkezi'nde röntgen  cihazı olmadığı  için  yaralı  ve hasta  sokak  hayvanlarına müdahale  edilemediği  konusu  ile  ilgili  geçtiğimiz  kış  başında yaşadıklarımı  sizlerle  paylaşmıştım.  Otomobilin  çarptığı  bir  sokak  köpeğini  merkeze  ulaştırıp  sonra  da  geri  almak  zorunda  kaldığımı, tedavisini ve  kırıkların  kaynama sürecini nasıl  zor  koşullarda  tamamladığımı  anlatmıştım. Sonra  da  sizlerden  dilekçelerinizle  destek  olmanızı  istemiştim. Pek  çok  arkadaşım konuyu kendi  sayfalarında  paylaşıp  dilekçeler yazdılar.

Şimdi  sıkı  durun; Abim'den   yanıt  geldi.  Röntgen  cihazı  alınmış. ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ABİM Servisi‏
7/18/2011
To................
From: ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ABİM SERVİSİ (abim@antalya.bel.tr)
Sent: Monday, July 18, 2011 11:42:49 AM
To:......... @hotmail.com

18344 KAYIT NUMARASI VE 18.07.2011 TARİHLİ VETERİNER ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜMÜZÜN KONUYLA İLGİLİ CEVABI ;
Sayın İ.... Ş......,
Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevimizde kullanılmak üzere Haziran ayında alınan röntgen cihazımız, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun belirlediği standartlara göre inşaatı yapılan röntgen odamızın tamamlanmasıyla 4 Temmuz’dan itibaren sokak hayvanları için kullanılmaya başlanmıştır.
Bilgilerinize rica ederiz.
ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
Veteriner İşleri Şube Md

İşte Projem / Sokaktaki Canlar İçin

Yıllardır sokakta yaşam savaşı veren sokak hayvanlarının çilesini yakından takip ediyorum. Çok yoğun bir çalışma yaşamını sonlandırıp Minik'i sahiplendikten sonra sokakta pek çok aç, hasta hayvanın olduğunu farkettim. Hepsi de her türlü tehlikeye açık yaşam savaşı veriyorlardı. Üstelik bu hayvanlar çoğu insan tarafından nefretle ve iğrenilerek tepki görüyor, istenmiyor. İlgilenen insanlar da bu tepkilerden nasibini alıyor. Oysa biz onların yaşam alanlarını yok ettik. Bahçelerini, ağaçlarını, doğal besin kaynaklarını ortadan kaldırıp beton yığınlarını diktik ve yetmezmiş gibi de yaşamaya çalışan, en az bizim kadar yaşam hakkı olan bu canlıları görmek bile istemez olduk.. Otomobille çarpılıp, bir paçavra gibi bırakılıp gidildi pek çoğu. Bir lokma yiyecek çok görüldü onlara. Kovuldular, dövüldüler, tekmelenilerek öldürüldüler. Kendi pisliğimizle boğulacak kadar yaşanmaz kentler oluşturduk ama sadece onların pis ve çevreye zararlı olduğu düşünüldü. Yavrularını canlı canlı çöp bidonlarına, yaşlı ve hasta olanlarını ormanlara, uzak köşelere atmakta hiç bir sakınca görmedi bazı vicdansızlar. Dahası hasta ruhlu işkenceci insanlar tarafından akla gelmedik kötülüklere maruz kaldılar, zehirlendiler, tecavüz edildiler. Koca koca devlet kurumları, belediyeler sahip çıkacak yerde toplu katliamlara kadar götürdüler işi. Özellikle Antalya gibi turistik beldelerde her yıl turizm sezonu başlarken belediye ekiplerince onlarcası yüzlercesi toplanıp zehirlendi, iplerle boğuldu..Hangi birini anlatayım; bunlar benim tanık olduklarım.. Tahminime göre hepimizin çevresinde olup biten, zaman zaman tv'de izlediğimiz durumlar..

Yıllardır olup bitenlere duyarlı biri olarak onların acısını içimde hissediyorum ve yıllardır kendi olanaklarımla, hiç olmazsa kendi çevremdeki sokak hayvanları için elimden geldiğince çaba gösteriyorum. Ailevi nedenlerle bir dernek ya da yardım kuruluşunda yer alamıyorum. Yine de benim çabalarım bazı dernek ve gönüllülerin dikkatini çektiği için pek çoğu ile iletişimim var. Ancak bu güne dek yaptıklarımı bir adım daha ileri götürüp hasta, yardıma muhtaç sokak hayvanları için kaynak oluşturacak bir proje düşüncesi vardı kafamda. Ben bir adım atarsam, belki diğer hayvanseverlerin de desteği ile başarabiliriz diye düşünüyorum. Damlaya damlaya göl olur mantığı ile yola çıkıyorum.

Bütün kış tığ işi battaniyeler, yastıklar ördüm ve başka ufak tefek elişi çalışmaları yaptım. Tek başıma üretebildiğimin en fazlasını ortaya koymaya çabaladım. Bu ürünleri satışa sunup elde edilen geliri Haysev ya da Haytap adlı derneklerin birine bağışlamak istiyorum. Bu iki kuruluş da olağanüstü çabalarla sokak hayvanları için çalışan, kısıtlı olanakları ile pek çok drama el atan kuruluşlar. Ancak, yapacağım başlangıcın münferit bir bağış olması değil amacım. Başka duyarlı insanların da Begonvilli Ev'de organize olup belli aralıklarla (örneğin ayda ya da iki ayda bir) ürünleri ile katkıda bulunup kendi sayfalarında paylaşmalarını, satışlara, ürün tanıtımlarına katkıda bulunmalarını umudediyorum. Konunun detaylarını sizlerden gelecek görüş ve önerilerle ve zamanla uygulamaya geçtikçe belirleriz. Özellikle internetten satış konusunda deneyimli arkadaşların ilgisini ve yardımını bekliyorum. Bu arada kişisel olarak yaptırdığım tedavi ve ameliyatlara, mama alıp yakın çevremdeki sokak kedilerini ve köpeklerini beslemeye elimden geldiğince devam edeceğim.

Amacım yalnız buradaki sokak hayvanlarına yardım etmek değil. Başlangıçta minicik bir adımla buradan başlayıp eğer başarabilirsek her birimizin çevresine taşımak en büyük isteğim. Zaten Haysev ya da Haytap bu konularda yol gösterecektir.

Bu uzunca yazıdan sonra, pek çok görev ve sorumluluğum içinde, tek başıma oluşturduğum birikimimi sunmak istiyorum. İşte bu rüyalarımı süsleyen amaç için ürettiklerim:































Şimdilik toparlayabildiklerim bunlar ama henüz tamamlanmamış çalışmalarım da var.  bazılarının  da  hazırda  fotoğrafı  olmadığı  için  paylaşamadım.

Konu ile ilgili, görüş ve düşüncelerinizi, deneyimlerinizi, tavsiyelerinizi bekliyorum.


glitter-graphics.com