Bugün ailece bir doğa yürüyüşü yaptık. Hava çok güzeldi. Doğanın özlediğim renkleri, kokuları ve tertemiz orman havası çok iyi geldi.
Oğlumun evinden çıkıp Manavgat Side arasında bostan ve tarlaların kenarından, bazen de içinden yürüyüp küçük bir koruluğa ulaştık. Bakın neler gördük:
Yazdan kalma biberlerin renkleri yeşilden kırmızıya dönmüş.
Bamyalar kocaman olmuş.
Bir yandan da hala çiçek açıyorlar.
Mısırlar olgunlaşmış.
Bal kabakları iyice büyümüşler.
Ispanaklar henüz minicikler.
Bunlar lahana ama henüz yuvarlak hale gelmemişler.
Marullar ise çok iştah açıcı görünüyorlar.
Bostanın bitiminde derme çatma ağaç evler gördük. Belli ki bostanın sahipleri ve çalışanları yaz boyunca burada kalıyorlar.
Bir de bu müzelik tarım aleti vardı. Hala kullanılır durumda mı ve ne işe yarıyor? diye merak ettim.. Galiba bu bir çapa makinesi.
Bostanın sonunda küçük bir koruluk var. Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz patikaya sapınca kendimizi çok ilginç bitkilerle ve orman meyveleri ile dolu bir korulukta bulduk.
Kocaman ağaçlara dolanan sarmaşıklar...
Dalların arasından süzülen ışığın enfes görüntüsü..
Kırmızı kokinalar..
Çingene pembesi ve yeşil meyveleri olan menengiçler.
Adını bilmediğim minik sarı çiçekli yemyeşil çalı kümeleri.
Ve yine adını bilmediğim orman meyveleri..
Üzeri meyvelerle dolu yaban mersini..
Ve dönüş.. Minik'ciğim oldukça yorulmuş.
Bu harika sarmaşıklar komşu evlerin bahçelerinden.
Derken uzaktan evimiz görünüyor.
Yorgunluk atmak için terasta bir kahveyi hak ettik.
Ne yazık ki hızla artan yapılaşma, ormanlık alanları gitgide azaltıyor. Yürüyüş yaptığımız alan küçük bir doğal park gibiydi. Ben doğal parkları yapay olanlara tercih ediyorum. Çünkü çoğu endemik tür olan bu harika bitkilerin yok olmasını hiç istemiyorum. Bu alanları korumak o yörenin insanına düşüyor. Umarım doğayı koruma duyarlılığını gösterirler..