29 Kasım 2009 Pazar

Görsellik / Mor Güzeldir


Göz alıcı bir renk olan mor, eskiden beri ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür. Tarih, yüksek sınıfların, saray mensuplarının daima morla bezendiklerini kaydeder. Koyu tonlarının insanlarda depressif özellikleri ortaya çıkardığı söylenir. Hüznü, üzüntüyü ve depresyonu çağrıştırdığı ne derece bilimsel bir sav bilemiyorum ama açık tonlarının rahatlatıcı olduğunu da okudum.''Ruhsal dünyanın rengi. Asilliği, dengeyi, kendine güveni, sakinleştirici ve dinlendirici duyguları pekiştirir.'' diyordu bir yerde de birileri.
Buradan Okuyabilirsiniz
Göz alıcı bir lavanta tarlası nasıl depressif duyguları çağrıştırabilir?


Ortaçağda asillerin rengi olduğundan tablolarda kullanılmayan, kullanılması yasak olan renkmiş. Ancak azizlerin ve çok önemli kişilerin kıyafetleri mor olabiliyormuş tablolarda.

Doğada inanılmaz örneklerine rastlamak olası


Mor salkımlar peyzaj harikaları yaratırlar
Sofistike mor sebzelere ne demeli?

Ve Antalya'nın mor üzümü


Dekorasyonda mor dokunuşlar oldukça hoş ve şık bence


Ben bayıldım bu mor demliğe. Özellikle yeni mutfağımın bir duvarını mora boyamaya karar verince
Bu önlüğü de dikeceğim.

Ve güzelim mor havlular
Bulursam alacaklarımdan biri

Nasıl da asil ve şık görünüyorlar değil mi?

Mor giymiş bir kadın her zaman farkedilir
Spor giyimde de hoş

Dış cephelerin renklendirilmesinde oldukça farklı bir görüntü
Kısacası seviyorum moru, en az diğer renkleri sevdiğim kadar.

27 Kasım 2009 Cuma

Mutlu Bayramlar !


Tüm dostların bayramını yürekten kutluyorum. Nice mutlu bayramlara...

25 Kasım 2009 Çarşamba

Çok Güzel Bir Gün / Kasım Sonunda Bahçe Keyfi

Çoğu yerde kara kış yaşanırken Antalya'da portakal ve turunç ağaçlarının altında bahçe keyfi yapmak büyük şans, öyle değil mi?
Bu fotoğraflar geçtiğimiz pazartesi çekildi.

Yerlere dökülmüş turunçlar biraz hüzün biraz da Paul Cézanne'ın
natürmortlarını çağrıştırdı bana

Daldakiler ise böylesine göz alıcıydılar.


Kediciğin de keyfi yerindeydi. Hava çok güzel ve karnı da tok olunca, turunçlarla oynamaktan başka ne isteyebilirdi

Salıncaksız bahçe keyfi olur mu?

22 Kasım 2009 Pazar

Çevre Bilinci / Kızartma Yağlarını Lavaboya Dökmeyin


Bu sabah yürüyüşten dönerken, panelvan tipi bir otomobilin üzerinde, resimli olarak bu uyarıyı gördüm. ''LAVABOYA YAĞ DÖKMEYİN !'' Ve devam ediyordu;''1 litre yağın 1 milyon metreküp suyu kirlettiğini biliyor muydunuz?''.
Sanırım atık yağları toplama aracıydı. Zaten bu konuda biraz bilgi edinmiştim önceden ama durumun bu kadar vahim olduğunu tahmin etmiyordum.

Doğal Hayatı Koruma Derneği`nin resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre, kızartmalarda kullanıldıktan sonra lavaboya dökülen bitkisel yağların müthiş bir su kirlenmesine yol açtığı ve sadece 1 litresinin 1 milyon metreküp suyu kirletebildiği açıklanıyor. Evsel atık nedeniyle oluşan su kirliliğinin yüzde 25`ini bitkisel atık yağların oluşturduğu, sudan hafif olduğu için su yüzeyinde kalan bitkisel yağların havadan suya oksijen transferini engellediği, bunun deniz canlılarının yaşamını olumsuz etkilediği belirtiliyor. Bu kirlenmenin 20 yıl içinde deniz, akarsu ve göllerdeki yaşama büyük zararlar vereceği uyarısı yapılıyor.
Ayıca bu yağlar kanalizasyon sisteminde tıkanmalara neden olabildiği ve denizlerde denizanası oluşumunu artırarak deniz kirliliğini hızlandırdığı da unutulmamalı.



Vatandaşların WWF ya da İl Çevre ve Orman Müdürlükleri`ni araması halinde evlerinde ya da işyerlerinde biriken bu yağların ekiplerce toplanacağını öğrendim. Yaşam kaynağı suyumuzun ve ekolojik dengenin korunması için biraz dikkat ve duyarlılık gerekiyor. Apartman yöneticileri gerekli oganizasyonu yaparak atık yağları toplatabilirler. Diğer illerde durum ne bilemiyorum ama İstanbul için bir ''Alo Atık Yağ Toplama Hattı'' kurulmuş. İşte numarası: 0212 444 28 45

Hatta okuduğum haberde kapıcılara bidon dağıtıldığı, getirdikleri atık yağa 15 liralık `bonus` verildiği yazıyordu.

Yaşanılası bir dünya için ..

18 Kasım 2009 Çarşamba

Begonvilli Ev'in Mutfağında Yenilenme Telaşı Var



Küçük sayılabilecek bir yenileme projesiydi başlangışta. Yani sadece yaklaşık 14 yıllık emektar no frost buzdolabımızı değiştirecektik. Hala taş gibi olsa da biraz daha büyüğü, biraz daha tasarruflusu ve modern tasarımlı olanı gelse iyi olur diye.. Ama yenilerinin boyutları bir hayli farklıydı. Emektar buzdolabı için ayrılan dolap bölmesine sığacak gibi değildi yeni modeller. Eh, beyaz mermer tezgahımız da epeyce yıpranmıştı. Ahşap dolaplarımız ise biraz demode olmuştu doğrusu. Üstelik tasarımlarında hatalar vardı ve çok da kullanışlı olmayan bir çok bölüm vardı mutfakta. Dile kolay 20 yılı devirmişlerdi. Yer ve duvar seramikleri de değişecekti çaresiz, çünkü yeni dolap rengimize uygun olmaları gerekiyordu. Davlumbaz, evye, musluk aksamı kalır mı? Onlar da girdiler sıraya. Yani işim hiç kolay değil. Öncelikle bilgi toplamaya başladım mutfak tasarımları konusunda. Belli markalara yönelmek yerine, oldukça kaliteli iş yapan mutfak imalatçılarını bulmakta gecikmedim. Mutfağımı kullanacak kişi olarak kendim tasarlayıp ısmarlama yaptırmaya karar verdim ve çilem başladı. Çile dediğime bakmayın, evet uğraştırıcı ama zevkli bir uğraşı bu. Üç dört gündür heyecanla oturuyorum ps başına ve bulduğum mutfak modellerine bakıyorum. Yeni mutfak yaptıran eşin dostun mutfaklarını bile inceledim.:)



Benim mutfağıma uygun olanların resimlerini bir dosyada topladım. Hatta işime yarayacak ufak ayrıntıları içeren resimleri bile atlamadım.


Sonunda belli oranda küçülterek bir mutfak planı çizdim. Ütü masamı koyacak bölmeden tutun da içine koyacaklarıma göre belirlediğim çekmece derinliklerine dek her detayı gözden geçirdim. Bu gün mutfağın mobilya kısmını yapacak olan usta geldi ve benim çizimim üzerinde birlikte çalıştık. Onun deneyimlerine göre gerekli değişiklikleri yaptık. Ahşap malzeme seçimini de kısmen yaptık. Büyük olasılıkla beyaz olacak mutfak dolaplarım. İki gün sonra ahşap malzeme örnekleri gelecek. Diğer malzemeleri de yapı marketleri dolaşıp tek tek seçeceğim. Bunları aşama aşama sizlerle paylaşacağım. Fiatları, kaliteleri ve özellikleri hakkında bilgi vereceğim. Olur da benim gibi böyle bir değişikliğe niyetlenirseniz belki bir yararım olur. Bu günlük bu kadar olsun. Daha bu macera epeyce sürecek gibi.

Bittiği zaman önceki ve sonraki halleri ile göreceksiniz.


13 Kasım 2009 Cuma

Begonvilli Ev Halleri




Bu mevsimin ilk çiçek soğanlarını bu gün diktim. Sümbül ve nergis soğanlarımı, paketlerin üzerindeki talimatlara uyarak, yumuşak toprakla doldurduğum saksılara dikip biraz da su verdim ve balkonumda rüzgarsız ılık bir köşeye yerleştirdim. Anımsarsanız geçen yıl muhteşem lilyumlar yetiştirmiştim ve balkonum şenlenmişti. Aşağıya onların da fotoğraflarını koyuyorum, heveslenip yetiştirmeniz için.

Bunlar geçen yıl balkonumu göz alıcı hale getiren turuncu lilyumlar. Bu yıl da mutlaka dikeceğim.
Galiba bu yıl yılbaşı çiçeklerim erkenden açacaklar. Şimdiden tomurcuklandıklarına göre..
Bu acı biberler hem çok dekoratif görünüyorlar hem de bazı soslara ve yemeklere çok hoş bir lezzet katıyorlar.Balkonumda bir kaç saksı var. Hepsini de tohumlardan yetiştirdim.
Fesleğeni kim sevmez? Tohumlarını Küçükkuyu'dan getirmiştim. Nasıl da çabuk büyüdüler
Yenileri de gelmekte:)
Bu arada yaz çoktan bittiği halde Begonvilli Ev'in begonvilleri hala açmaya devam ederek beni çok mutlu ediyorlar. Onları çok seviyorum.



Begonvilli Ev'den şımarıklık manzaraları



Begonvilli Ev'de her tür sepet çok sevilerek kullanılır. Çünkü hem işlevsel hem de dekoratif bulurum sepetleri. Kumaş sepet, örgü sepet, kamış sepet derken bu ahşap olanları da gördüm ve iki tane aldım.


Geçen yıl yaptığım crazy servis takımlarından kalan parçalar vardı. Bu tutacakları ve nihaleyi yaptım ve mutfağım renklendi.

Ördüğüm demlik kılıfları çok beğenildi ve yenileri de geliyor yakında. Kelebek'cim biri senin için.


Begonvilli Ev'deki hoşluklardan biri daha. Bu olağanüstü güzel konser kayıtlarının orijinal DVD lerini çok sevdiğim bir arkadaşım hediye etti. Çooook teşekkürler canım arkadaşım.

Bunlar da sıradaki okunacak kitaplar. Okunarak kayda değer bulunanlar sayfamızdaki yerlerini alacaklar.

Bu gün Begonvilli Ev'de bu müzikler dinleniyor. Gheorghe Zamfir.
Get this widget | Track details | eSnips Social DNA





| eSnips Social DNA