26 Mart 2016 Cumartesi

Minik Minik Bahar Dokunuşları

İlkbahar kırlarda ve bahçemizde boy gösterirken, minik dokunuşlarla evimizde de yaşayalım bu güzelliği dedim. 



Tığ işi ile çiçekli kumaşlar birleşince bu neşeli bardak altlıkları ortaya çıktı. İki kat kumaş arasına elyaf koyarak çalıştım. Büyükçe bir çay tabağını kalıp olarak kullandım. Çizdiğim dairenin üzerinden zig zag ayarınının üçüncü aşamasını  1 konumuna getirip boydan boya sarma  denilen dikiş tekniğini uyguladım. Sonra da tığ işi çalışmasına geçtim. Denemek isteyene kolay gelsin.

Küçük bir not düşmeden edemeyeceğim; kocaman battaniyeler örerdim bir zamanlar. Şimdi bunlarla bile mutlu oluyorum ama yine de her denememde sıkıntı yaşıyorum. ''Önce sağlık'' diyelim..

































23 Mart 2016 Çarşamba

Bu çiçekleri tanıyor musunuz?


Sarı, minik çiçekleri ile demetler halinde bahçemi dolduran bu çiçekler sizce nedir?




Biraz daha yakından bakın!








Arıların bayıldığı, gelinciklerle olağanüstü bir renk  şöleni oluşturan bu  çiçekler, bir peyzaj bitkisinin çiçekleri değil..


Aslında kış boyunca bize enfes  sebzeler veren, işlevini tamamlayan, haftalar önce sökülmesi gereken bir bitki. Ancak çiçek vermeye başlayınca  kelebeklerin ve arıların ilgi odağı olduğunu gördüm. Sökmeye kıyamadım.

Evet, ne olduğunu söylüyorum; sonbaharda ekip kış boyunca yediğimiz brokoliler bunlar..





Gelinciklerin arkasında çok hoş görünüyorlar.  Domates, biber fidelerinin  dikilmesine az kaldı. O gün gelinceye dek yaşasınlar istedim.







Tüm dostlara Begonvilli Ev'den  selamlar.  Sağlıcakla kalın...

12 Mart 2016 Cumartesi

Gelincikler İçinde Bahçe Pikniği



Bu sabah yürüyüşten dönünce bahçenin bir köşesinde açan gelincikler çok hoş göründüler gözüme.
Bir  yandan da  mutfakta pişmekte olan ekmeğin kokusu geliyordu. ''Bugün neden bahçede piknik yapmıyoruz ki'' dedim  kendi kendime
.

Hava o kadar güzeldi ki...

Veee...
 Mütevazı soframızı gelinciklerin yanı başına kuruverdik.

































Renkler, görüntüler böylesine güzel olunca  bahçe için harcadığım onca emek boşa gitmiyor diye sevindim doğrusu..

Begonvilli Ev'den şimdilik bu kadar. Sağlıcakla kalın..

9 Mart 2016 Çarşamba

Begonvilli Ev Halleri


Begonvilli Ev'de balkon ve bahçe günleri başladı. Havalar ılık ve mis gibi  olunca her fırsatta dışarıdayız. Aslında balkonu düzenleyip, şezlonglara kurulup kitap, çay keyifleri yapmış değiliz. Ancak çiçeklerin bakımı,  bahçe düzenleme, yakında dikilecek  fidelere  hazırlık gibi işler yüzünden sürekli aşağılardayız.




Soğuk günler geride kalınca balkondaki çiçekler söz birliği etmiş gibi hep birlikte açtılar.
Özellikle sukkulentler..














Geçen yıl mantar hastalığına yakalanan  kalanşoleri iyileştirmeyi başardım. İlaç çok basit, uygulama pratik; karbonatlı su püskürtmek. İki tatlı kaşığı karbonatı 1 litre su ile karıştırıp sabah akşam püskürtüyorsunuz. Beyaz mantar görünümü kaybolunca da devam edin  bir kaç gün. Çünkü mantar inatçı bir canlı.




Biber Hanımefendi  merdivenden  beni izliyor.



 Enginar güzeli Colette  daha çok bahçeyi tercih ediyor. Bu fotoğrafta  ne kadar da Jane'ime benzemiş.  İçim sızladı.






Fırında muhallebi sever misiniz? 2,5 litre süt  için 2 çorba kaşığı buğday nişastası, 2 çorba kaşığı mısır nişastası, 2 çorba kaşığı un, bir buçuk  su bardağı şeker, vanilya, 2 yumurta kullandım. Süt kaynarken, diğer malzemeye, biraz soğuk süt ekleyip mikserle güzelce çırptım ve kaynamakta olan  süte azar azar ama hızlıca karıştırdım. Bu arada pişerken karıştırmaya devam..Göz göz olup koyulaşınca, fırın tepsisine su koyup muhallebi  kaplarını yerleştirdim. Fırını önceden ısıttığım için on beş dakikada üzerleri kızardı. Denerseniz afiyet olsun.









Begonvilli Ev'den şimdilik bu kadar. Yaşamınızda harika renkler, harika lezzetler olsun. Her şeyden önce sağlığınız yerinde, keyfiniz bol olsun.

7 Mart 2016 Pazartesi

Bodrum Papatyalarım Coştular

Baharın gelmesi ile bahçede renkler çoğalmaya başladı. Şimdi diğer renkleri bir yana bırakıp, cömertçe açan Bodrum papatyalarından söz edeceğim.
Geçen yıl  bahar başında  bir çiçek serasından üç dört fide alıp dikmiştim. Yeri gelmişken, bol ışık  alan  yerleri seviyor. Toprak ise gevşek, suyu  geçirgen, çiftlik gübresi ile  zenginleştirilmiş  olmalı. Güzelce kabartıp tırmıklıyorsınuz ve fideleri yarım metre ara ile dikiyorsunuz.  Sonra da dibi kurur gibi oldukça düzenli olarak sulamayı unutmayın. İlkbahar gelince de bakın nasıl  bir papatya tarlanız oluyor! Abartmıyorum, bizim arka bahçenin büyük bölümü böyle bir görüntü  aldı.

Donların geçmesi ile yani üç hafta kadar önce  hafif bir budama yaptım. Diplerini özenle kabartıp  iyice yanmış çiftlik gübresi verdim ve suladım. Sanırım çok yararı oldu. Geçen yıl, koyu kırmızı, turuncu ve beyaz olanları da vardı ama onlar dona dayanamayıp kurudular. Demek ki bu eflatun olanlar dayanıklıymış.

Son bir hatırlatma, kış sonunda köklerden ayırarak kolayca üretebiliyorsunuz. Ayrıca  bahçesi olmayanlar üzülmesinler, balkonlarda ve teraslarda saksıda gayet güzel yetişiyorlar. Kokuları yok ama  açtıkları zaman  tam bir görsel şölen. Yetiştirmek isteyenler  havalar ısınmadan alıp dikmeliler. Kolay gelsin..























5 Mart 2016 Cumartesi

Yine Kır Çiçekleri

Bu sabahın güzelleri bir demet kır çiçeği, bakın nasıl bir terapi ve motivasyon kaynağı oldu benim için;

Hava koşulları uygun oldukça  mutlaka sabah yürüyüşümüzü yapıyoruz. Bu harika yürüyüşleri düzenli yapmamda  patililerin rolü büyük. Malum, sağlıklı ve iri köpekler.. Egzersize ihtiyaçları var. İşim çok olsa da, yorgun ya da biraz hasta hissetsem de onların hatırına düşüyorum yollara. Benim için de iyi oluyor tabii ki. Düzenli sporumu yapmış oluyorum. Nereden bakarsanız bir buçuk saatlik bir zaman istiyor bu yürüyüşler. Hava nefis, kuşlar, sincaplar, çiçekler çok güzel de, aklımda  dönünce kotarılacak  ev ve bahçe işleri oluyor hep. Bu da biraz keyfimi kaçırıyor, modumu düşürüyor. Rutin işleri ihmal edersem düzenim bozulur, sistem karışır. Bu nedenle  her sabah mutlaka moral verecek bir şeyler  olmalı  dönüşte. Yani bir tür terapi aracına  gereksinim duyuyorum.. Bu bazen  dönüşte hemen eve girmek yerine  bahçede bir kaç dakika geçirmek ya da işlere başlamadan önce güzel bir müzik açmak olabiliyor.



İşte bugünün terapi  materyali dönüşte topladığım bir demet kır çiçeği oldu. Papatyalar, anemonlar, hardal çiçekleri,  sarı yonca çiçekleri harika bir minik buket oluşturdu. Onları güzelce derleyip bir vazoya koydum, müziğimi seçtim. İşlerim bitince okumaya devam edeceğim kitabımı hazırladım. Çayımı içerken  kır çiçeklerini doyasıya seyrettim.  Daha sonra kim korkar onca işten?



























Enerjiniz bol, motivasyonunuz yüksek olsun dostlar.  Sağlıcakla kalın.