Yeni Yılda ve Sonrasında, Güzelliklerle Dolu Harika bir Yaşamınız Olsun!!
30 Aralık 2012 Pazar
21 Aralık 2012 Cuma
Beş Yıldızlı Kedi Evlerimiz
Artık burada bile geceleri oldukça soğuk oluyor. Ben de elimden geldiğince dışarıdaki canları düşünerek kedi evleri hazırlıyorum. Bakmayın öyle basit göründüğüne. Mukavva kutumuzun dışı ve altı tamamen sağlam ve su geçirmez mama torbaları ile kaplandı. Alt bölüm bir kaç kat mukavva ile takviye edildi. Koli bantları ile sımsıkı sarıldı.
Bakın ilk kalite kontrolünü de daha dışarı bile çıkarmadan, eve dalış yapan Kömür Bey yapıyor:))
Ve evimiz verandamızdaki yerini alıyor. Altına da yalıtkan köpük koydum, soğuğu çekmesin diye. ''Bakalım kimlere kısmet olacak?'' derken Kınalı Kız geliyor.
Kedi otelimizde diğer hizmetler de sürüyor. Bir öğün kuru mama, bir öğün de sıcak yemek servisimiz aksatılmamaya çalışılıyor!
Müşterilerimizin hepsi bu kadar değil. Tahmin ettiğiniz gibi evlerimiz yeterli gelmiyor, ama hiç olmazsa ikişer, üçer sığınabiliyor bu evlere, bir kaç can geceyi korunaklı geçirsin diye çabalıyorum..
Bakın ilk kalite kontrolünü de daha dışarı bile çıkarmadan, eve dalış yapan Kömür Bey yapıyor:))
Ve evimiz verandamızdaki yerini alıyor. Altına da yalıtkan köpük koydum, soğuğu çekmesin diye. ''Bakalım kimlere kısmet olacak?'' derken Kınalı Kız geliyor.
Kedi otelimizde diğer hizmetler de sürüyor. Bir öğün kuru mama, bir öğün de sıcak yemek servisimiz aksatılmamaya çalışılıyor!
Müşterilerimizin hepsi bu kadar değil. Tahmin ettiğiniz gibi evlerimiz yeterli gelmiyor, ama hiç olmazsa ikişer, üçer sığınabiliyor bu evlere, bir kaç can geceyi korunaklı geçirsin diye çabalıyorum..
19 Aralık 2012 Çarşamba
Behlül'e Acil Şifalar!
Sevgili blog yazarı arkadaşımız Gül Tasarım Evi'nin can dostu Behlül'ümüz hasta:((( Hadi Behlül, bir an önce sağlıklı günlerine dön ve bizleri sevindir!
http://gultasarimevi.blogspot.com/2012/12/behlul-den-haberler.html
Acil şifalar diliyor iyi haberlerini bekliyorum. Behlül için dualarınızı eksik etmeyin sevgili dostlar!
Önemli Not: Kedisi olan dostlar lütfen şu sayfaya göz atsınlar!!!http://www.sokakkedisi.net/uriner.asp
18 Aralık 2012 Salı
Yaşamımızı Birlikte Güzelleştirmeye Ne Dersiniz?
Sevgili dostlar,
''Yukarıdaki resim de neyin nesi bu soğuk günlerde?'' diyebilirsiniz.. Elinizden geldiğince o ortamı hayal edip hissetmeye çalışın, sonra da günün yorgunluğunu, stresini üzerinizden atmak için rahatlamaya çalışın... Bu minicik egzersizi önermemin amacı, günlük yaşamlarımızda farkında bile olmadan bilinç altlarımıza tıkıştırdığımız, bizleri üzen, tüketen, hasta eden olumsuz düşüncelerden bir kaç dakikalığına da olsa uzak kalabilmenizi sağlamak.
Sizlere daha önce bir arkadaşımın, düşünce gücü ile
yaşamlarımızı daha kaliteli duruma getirebileceğimizle ilgili tavsiyelerinden söz
etmiştim. http://begonvilliev.blogspot.com/2012/12/meger-secimlerimizmis.html
Özellikle konu hastalıklarımız olunca, ilgimi çekti. Beynimizin
harika yeteneklerinden yararlanabilmek için bu tavsiyeleri uygulamaya karar
verdim. Zaten bu konularda okuduğum birkaç kitap ve izlediğim videolar da
oldukça yol göstericiydi. Yeri geldikçe bu kitapları ve videoları da
paylaşacağım. Kısacası, yaşam kalitemizi artırıcı olumlamaların zaman ya da
enerji kaybı olmadığını düşünüyorum.
Eğer siz de böyle düşünüyorsanız, gelin hep birlikte olumlamalarımızı
zenginleştirelim. Benim yazacağım birkaç cümleye sizler de kendi
olumlamalarınızla katkıda bulunun. Yorum olarak yazacağınız olumlama
tümcelerinizi yazıya ekleyelim ve bu postu interaktif hale getirelim, ne
dersiniz?
Şükretmenin ve farkındalıklarımızın ne kadar önemli
olduğunun bilincinde olarak başlangıç yapıyor ve devamını sizlerden bekliyorum:
Begonvilli Ev: Allah’ım, şükürler olsun ki
durumumu biliyorum. İstemeden de olsa bilinçaltıma yerleştirdiğim, yaşamıma
soktuğum olumsuzlukları, hastalıkları bundan böyle yaşamımda, yakınımda,
bedenimde, beynimde istemiyorum. Hiç birini
kendime yakıştırmıyorum.
Şu anda ve sonrasında huzurlu,
mutlu, dingin ve sağlıklı yaşamayı seçiyorum..
(Ve sizden gelenleri aşağıya ekliyorum)
Başak: Kendimi seviyorum, bedenimi seviyorum, sağlıklı olmayı seçiyorum.(Ve sizden gelenleri aşağıya ekliyorum)
Nilgün'den gülücükler: Bugün güzel,sağlıklı yaşıyorum.Allah'ın izniyle yarın da yaşayacağım.Hayat güzel,bak bu gün de çok güzel.Sevdiklerim yanımda,elele mutluluğa koşalım.
Haydi bakalım dostlar, güzel ve dinlendirici bir müzik eşliğinde güzel ortamlar düşünerek kendi
olumlamalarınızı düşünüp bizlerle
paylaşın ve bu interaktif çalışmada sizin de payınız olsun. İyilikleri,
güzellikleri ve sağlığı hep birlikte yaşayalım…
Etiketler:
Dostluklar,
Ruh ve Beden Sağlığı
17 Aralık 2012 Pazartesi
Begonvilli Ev Halleri
Ellerimdeki ve kollarımdaki rahatsızlıktan dolayı uzunca bir süre blogger dostlarımdan ve okurlarımdan ayrı kaldım. Fazla yazamasam da sizlerin sayfalarını ziyaret ediyorum.. Ayrıca bizden görüntülerle hasret gidermek istedim.
Buketimiz bahçemizden
Limon ağacımız
Tanıştırayım; hayatımı kolaylaştıran, elim ayağım yeni yardımcım ve onun emek ürünleri:
Dışarıdaki canları da unutmadık. Gece üşümesinler diye kapımızın önüne yuvalar hazırladık.
Bunlar da bizimkiler..
Baba-oğul şekerlemesi:)
Anne-kız muhabbeti:)
Tüm dostlara Begonvilli Ev'den kucak dolusu sevgiler, selamlar...
Buketimiz bahçemizden
Limon ağacımız
Tanıştırayım; hayatımı kolaylaştıran, elim ayağım yeni yardımcım ve onun emek ürünleri:
Dışarıdaki canları da unutmadık. Gece üşümesinler diye kapımızın önüne yuvalar hazırladık.
Bunlar da bizimkiler..
Baba-oğul şekerlemesi:)
Anne-kız muhabbeti:)
Tüm dostlara Begonvilli Ev'den kucak dolusu sevgiler, selamlar...
Etiketler:
Ailemiz,
Antalya,
Begonvilli Ev Halleri,
Hayvan Sevgisi ve Hayvan Hakları,
Yaşamdan.
14 Aralık 2012 Cuma
(Meğer) Seçimlerimiz(miş!!!)
Son zamanlarda yaşadığım sağlık sorunları nedeni ile oldukça zor günler geçirdim..
Bu süreçte pek çok dostun moral desteği ve deneyimlerini paylaşmaları bana gerçekten iyi geldi. Bu paylaşımlar bazen bir kaç cümle ile oldu, bazen de sayfalar dolusu idi.
Ayrı ayrı yanıt yazamadım ama tümü de benim için çok anlamlı, çok güzeldi..
Yalnız bir mektup vardı ki, yalnızca kendime saklayamazdım. Çünkü bana verilen ip uçları belki pek çok insanın da işine yarayabilecek türdendi. Eski bir arkadaşım bir zamanlar okuduğu ama ne yazık ki yazarını ve adını anımsayamadığı bir kitaptan söz ediyordu. Bu kitapta anlatılanlardan aklında kalanlara kendi düşünce ve deneyimlerini de katarak, bana uyarlayıp bir şeyler yazmıştı. Kendisinin de iznini alarak sizlerle paylaşmak istedim. Bu bir bilimsel makale değil. Sizlere mantıklı gelebilir, gelmeyebilir de.. Çünkü bazı ifadeler biraz rahatsız edici geldi bana ama dikkatli okuyunca kötü bir anlam taşımadığını anlıyorsunuz. Örneğin: ''Hasta insanlara lüzumundan fazla ilgi göstermeyin!''sözü.. Görüldüğü gibi,''ilgi göstermeyin'' denmiyor, lüzumundan fazla ilgi göstermeyin deniyor.
Okuyun ve değerlendirin. Belki de yaşamınıza olumlu bir katkısı olabilir...
Benim için zaman ayırıp bu satırları yazan kadim dostuma teşekkür ediyorum..
İşte bana gönderilen yazı:
Pek çok ipucu vardı ama ben bir kör
gibi göremedim..
İpuçları birikti ve çoğaldı ve ben
hala anlamadım gerçeği. Ancak düşünce gücü ile ilgili bir kitap okuyunca farkındalığım arttı..
Derken öyle bir dank etti ki, bizzat
kendi yaşadıklarım ve yakından tanığı olduğum olaylar gösteriyordu; biz insanlar
düşüncelerimiz yolu ile başımıza gelen pek çok şeyin ve durumun
oluşturucularıyız.
Hoşnut olmadığımız durumları bile
bir şekilde (bilinçli ya da bilinçsiz) seçen bizleriz. Elbette kötü ve sıkıntı
veren durumları isteyerek, bilerek seçmiyoruz. Zayıflıklarımızla, en çok da
çevremizdeki insanların ve koşulların yönlendirmeleri ile, gerek kabullenme gerekse biçilen
role uygun hissetme ya da davranma şeklinde oluyor seçimlerimiz. İnanması güç
ve mantıksız gibi görünse de yaşamımızdaki iyiliklerin, kötülüklerin,
mutlulukların, acıların, hatta hastalıkların pek çoğu bizim seçimimiz. Biz bu seçimleri çoğu
kez bilinçsizce yapıyoruz. Beyin denilen muhteşem organa bir şekilde hepsini
düşünceler yolu ile kaydedip, ne zaman ve nasıl kaydettiğimizi bile bilmeden duygusal
tepkimelerle, hissetme yolu ile harekete geçiriyoruz. Çok kabaca ifade ettiğim gibi,
kayıt ve tepkimeler zinciri olarak yaşamımıza dolduruyoruz tercihlerimizi ve ne
yazık ki biz hiç birini, nasıl yönlendirdiğimizi bilmeden sadece süreçlere ve sonuçlara katlanarak yaşamımızı sürdürüyoruz.
Mademki başımıza gelenler bizim
seçimimiz, seçimlerimizi doğru yapmayı öğrenmek mümkün müdür? Evet mümkündür. Hem
de bunu başarmak sanıldığı gibi karmaşık ve zor değil. Beynimiz yani o mükemmel
güç bizim emrimizde aslında. Bu Tanrı'nın en büyük lütfu insanoğluna. Onu
kullanabilme bilinci biz insanlara kalmış. Seçimlerimizi yani tercihlerimizi
doğru yapmalıyız. Bunu sadece sözlerle ifade etmek bile işe yarayabilir ama
asıl önemlisi ve doğrusu seçimlerimizi sık sık olumlamalar yolu ile kendimize, beynimize telkin etmemiz. En basit aynı zamanda en çarpıcı ve yaşamımızı en çok etkileyen bir
örneği ele alalım: Hastalıklarımız.
Okuduğum kitapta şöyle bir şeyler yazıyordu:
''Örneğin; bir rahatsızlığınız var.
Muhtemelen vaktiyle bu hastalığı birilerinden bir yerlerden duydunuz ya da
böyle bir hastalık durumunu düşündünüz. Yıllar yıllar önce ufacık bir ağrıyı,
sızıyı vs aynen şimdiki haliniz gibi kurguladınız, böyle bir hastalığa
yakalanabileceğiniz aklınıza geldi. Ama bunu hatırlamıyor bile olabilirsiniz. (Senin
kollarındaki ve ellerindeki şu an var olan rahatsızlık gibi..) İşte yıllar
önceki bu düşüncelerinizle hastalık seçimimizi yapmış oluyorsunuz. Sakın
''hastalığı kim seçer, kim hasta olmayı tercih eder?'' demeyin. İnsanoğlu çok
karmaşık bir varlık. Farkına bile varmadan, ödümüz kopsa bile bazı durumları
kendimize yakıştırabiliyoruz.. Bunun nedenleri pek çok..''
Başta kendimle ilgili olmak
üzere, bunun böyle olduğunu kanıtlayan pek çok durum ve bu durumu yaşayan kişi
tanıyorum.. O halde içinde bulunduğumuz andan başlayarak hastalık ve sıkıntıları düşünmekten, kendimize
yakıştırmaktan vazgeçeceğiz.
Şimdi asıl konuya gelelim, bu zarar
veren seçimlerimizden nasıl kurtulacağız? Beynimizi temiz tutup eğiterek. Hiç
bir temizlik eylemi kendiliğinden olmaz, bunun için enerji ve zaman
harcayacağız ama sonuç mükemmel olacak!
''Kendinize bir bakın, ufak bir
rahatsızlığınız varsa bile bunu ifade etmeniz gerekince, örneğin, bir
yakınınız, eşiniz, arkadaşınız, ''şimdi nasılsın?'' dediği zaman, ''çok
fenayım, iyi hissetmiyorum, halim yok!'' diyorsanız işiniz zor. Hastalığınız
iyileşme sürecine girdiyse bile beyninize aksini iddia ediyor, onu iyileşmeniz
için çabalatmak yerine duraksatıyorsunuz demektir. Bu söylediğim ufak
rahatsızlıklar için böyle ama ufak rahatsızlıklar büyüklere dönüşebilir. ''Dur!''
demeyi seçin!!''
Şimdi daha basitleştirelim durumu:
Hastalıkları düşünceler yolu ile
davet etme!
Sohbetlerde hastalık konularına hiç
girme, hastalığı hatırlatan uyaranlardan kaç.
Bir hastalığı asla kendine
yakıştırma.
Hasta insanlara lüzumundan fazla
ilgi gösterme.
Ortaya çıkan rahatsızlıkları
dramatize etme, gerekiyorsa, bilimsel yollara baş vur.
Hastalığını ve şikayetlerini sık sık
dile getirme, hatta hiç dile getirme, bir sıkıntın varsa git doktora anlat.
O an için olumlu hissettiğin
durumları değerlendir, olumsuzlukları olabildiğince düşünme
En iyi durumları, rahatlatıcı
pozisyonları bul ve uygula, yapmayı sevdiğin, yapabildiğin işlere yönel. '' Yapamıyorum
hastayım'' bahanesine sığınma.. Dürüstçe, ''aslında şu işi şu an yapabilecek
durumdayım ama canım istemiyor'' diye gerçekle yüzleş.
Sabah, akşam ve ne zaman içinden
gelirse olumlamalarını yap, yani kendinle, beyninle, yüreğinle konuş.
Örneğin
senin olumlamaların şöyle olabilir: Elbette sen bunları dilediğin gibi değiştirebilir ya da başka olumlamalar ekleyebilirsin.
Allah'ım,
şükürler olsun ki durumumu biliyorum..
İstemeden
de olsa davet ettiğim, istemeden de olsa kendime yakıştırıp yaşamıma soktuğum
tüm musibetleri, hastalıkları, ağrıyı, sızıyı, düşünceleri yaşamımda,
yakınımda, beynimde, bedenimde istemiyorum. Hiç birini kendime yakıştırmıyorum.
Örneğin
şu an ve sonrasında güzel güzel nefes alıp, içimin huzurla, mutlulukla dolup
taşmasını seçiyorum..
Şu
an ve sonrasında sağlıklı olmayı seçiyorum.
Ellerimdeki
ağrıların, uyuşmaların, isteğim dışında da olsa benim davetimle geldiğini kabul
edip bu sıkıntıların artık beni terketmesini seçiyorum.
Beynime
bunları hissetmesi telkinini verdiğim için kendimden ve beynimden özür diliyor,
şu an ve sonrasında kesinlikle ağrısız, sızısız, uyuşmasız olmayı seçiyorum..
Ben
bu akşam ve bu gece dünden çok daha rahat uyumayı, hiç bir ağrıyı ve o kötü
karıncalanmaları hissetmemeyi seçiyorum. Bunları istemeden de olsa yaşamıma
soktuğum için pişmanım. Artık defolup gitmelerini seçiyorum..
Vücudumun
hala çok iyi durumda olduğunu biliyorum ve tüm organlarımın gayet iyi
çalışmalarını istiyor ve seçiyorum. Zaman zaman istemeden de olsa onların
düzgün çalışmasına engel olan düşüncelerimi uzaklaştırmayı seçiyorum. Evet kararlıyım; daha sağlıklı olmayı seçiyorum..
Ben
bu akşam ve sonrasında daha enerji dolu, daha canlı, daha keyifli bir insan
olmayı seçiyorum. Bu seçimimle çok daha kaliteli bir uykuyu hak edeceğimi
biliyorum ve zaten öyle uyumayı seçiyorum..
Ben
bu akşam ve sonrasında bedenimin ruhumun beynimin daha temiz, daha ferah olmasını seçiyorum. Bunun
için gerekeni yapacağım.
Ben
bu anda ve sonrasında zihnimin daha berrak, daha dingin olmasını
seçiyorum..
Ben bu gün ve
sonrasında daha taze, daha güzel, ışık saçan bir kadın olmayı seçiyorum..
Midemi
lüzumsuz yiyeceklerle doldurmadan sağlıklı beslenmeyi seçiyorum..
Ben şu an ve
sonrasında sakin, hoş görülü bir insan olmayı seçiyorum. Daha çok gülümsemeyi
seçiyorum..
Ben şu an ve
sonrasında kültürlü, akıllı bir insan olmayı seçiyorum. Kesinlikle bunu hak
ediyorum.
Ben bu akşam ve
sonrasında çok hoş sürprizler yaşamayı seçiyorum..Hayvanların ve iyi insanların
mutlu yaşamalarını seçiyorum..
Ben şu an ve
sonrasında etrafımda, evimde, bahçemde, yanı başımda hep güzellikler olmasını
seçiyorum. Kötülükleri, hastalıkları, kötü insanları, kötü düşünceleri kovuyor,
onlardan çok uzak olmayı seçiyorum.
Ben şu an ve
sonrasında bolluğu, bereketi, sağlığı güzelliği, huzuru, iyiliği seçiyorum. Bunların
aksi durumları hayatımdan kesinlikle kovuyorum..
Ben şu an ve
sonrasında kendimi ve iyi olan her şeyi sevmeyi seçiyorum.
Ben bu seçimimi zaten hak ediyorum..
Beni bu bilinç
düzeyine ulaştıran Tanrı'ma şükürler olsun!!!
Not: Sevgili Ella'mın verdiği linkteki videoyu mutlaka izlemelisiniz. Teşekkürler Ella'cım.
http://www.youtube.com/watch?v=Ij_ZPkKmhek
Not: Sevgili Ella'mın verdiği linkteki videoyu mutlaka izlemelisiniz. Teşekkürler Ella'cım.
http://www.youtube.com/watch?v=Ij_ZPkKmhek
Etiketler:
Ruh ve Beden Sağlığı,
Sağlık,
Yaşamdan
2 Aralık 2012 Pazar
Yürekten Teşekkürler!
Zarif yorumları ile bana moral desteği veren tüm dostlara en içten teşekkürlerimi gönderiyorum.
Yavaş yavaş iyileşmekte olduğumu bilmeniz için bu satırları yazıyorum. Ne yazık ki elerimi fazla kullanamıyorum. Aslında anlatmak istediğim pek çok şey var. Sizlere ayrı ayrı yorum ve teşekkür mesajları yazamadığım için üzgünüm. Hepinize sevgiler, selamlar.
Yavaş yavaş iyileşmekte olduğumu bilmeniz için bu satırları yazıyorum. Ne yazık ki elerimi fazla kullanamıyorum. Aslında anlatmak istediğim pek çok şey var. Sizlere ayrı ayrı yorum ve teşekkür mesajları yazamadığım için üzgünüm. Hepinize sevgiler, selamlar.
Etiketler:
Begonvilli Ev Halleri,
Sağlık
3 Kasım 2012 Cumartesi
Ellerim ve Kolum
Başım dertte sevgli dostlar,
Uzunca bir süre sizlerden uzak kalacağım..
Merak edenler olur diye bu yazıyı zorlukla yazıyorum. Daha da önemlisi sizlerin de başına gelebilir diye kaygılandığımdan, uyarmak istiyorum.. Takipçilerim olan sizler de üretmeyi seven insanlarsınız. Aman dikkatli olun! Ellerinizi, kollarınızı zorlamayın ve bu rahatsızlıklarla ilgili bilgi edinin!
Artık dayanılmaz hale geldiğiden dün yeniden dr.a gittim. EMG yapıldı..
Durum korkunç. Sağ el çok kötü, sol eldeki sorun da tahamül edilebilecek değerlerin üstünde çıktı.
Hastalığımın adı Carpal tunnel ve Cubital tunnel sendromları. Pazartesi diğer eve geçip annemin bakımı eşliğinde yoğun bir fizik ted. sürecine gireceğim. İki elimde de atel var, hiç çıkarmamam gerekiyor. Aslında ameliyatlık bir durum ama doktorlarım operasyon sonucundan emin olamadıkları için dört beş ay ellerimi hiç kullanmadan tedavi olmamı uygun gördüler. Durum bu.. Çekeceğim sıkıntılar bir yana Minik Jane ve Colette'im yeniden apartman dairesine hapsolacaklar diye kederliyim. Biber'im ise hiç apartmanda yaşamadı, onu komşuma emanet edeceğim. Tabii ki çok özleyeceğim.
Benim için dua edin sevgili dostlar; çünkü buna ihtiyacım var. Ben de tüm hastalara ve ağrısı acısı olanlara acil şifalar diliyorum.. Sizlerle tekrar birlikte olmak umudu ile sevgiler, selamlar..
Not: İçten ve son derce nazik yorumlarınız bana moral veriyor. Tek tek yanıt yazamadığım için bağışlayın lütfen!
Not: İçten ve son derce nazik yorumlarınız bana moral veriyor. Tek tek yanıt yazamadığım için bağışlayın lütfen!
Etiketler:
Ruh ve Beden Sağlığı,
Sağlık,
Yaşamdan.
1 Kasım 2012 Perşembe
Dükkan Pati
Sevgili Dostlar,
Sizlere Dükkan Pati'yi tanıtmaktan onur duyarım!
Çünkü;
Eee, hadi o zaman, bu güzel yürekli, marifetli ve son derece ince zevkli hanımefendilerin dükkanını görelim ve sokaktaki canlar için bir şeyler alalım. Keyifle kullanması ve katkınız için duyacağınız mutluluk da sizlere kalsın!
Mavi yazılara tık!
Sizlere Dükkan Pati'yi tanıtmaktan onur duyarım!
Çünkü;
Bu dükkanda, başta sevgili blog Komşum Nilgün Hanım'ın ve sokak hayvanlarını kollayıp gözetmeyi, onların yaşam savaşlarına katkıda bulunabilmek için ellerinden geleni yapmayı misyon edinmiş arkadaşlarımızın emek ürünlerini göreceksiniz.
Bu dükkandan satın aldığınız her ürün için yaptığınız ödeme son kuruşuna kadar sokak hayvanları için harcanacaktır.
Dükkan Pati
dukkanpati.blogspot.com/
Etiketler:
Blog Dünyası,
Hayvan Hakları,
Hayvan Sevgisi ve Hayvan Hakları
28 Ekim 2012 Pazar
Cumhuriyet Bayramı'mız Kutlu Olsun!
Cumhuriyetimiz
Kutlu olsun!
Var olsun!
Hep olsun!
Atatürk'e göre sadece cumhuriyete sahip olmak yeterli değildir.
Ona layık olmak da gereklidir.
Etiketler:
Özel Günler,
Türkiye,
Yakın Tarih
20 Ekim 2012 Cumartesi
Çok uzaklardan bir lezzet! Dulce de Leche - Süt Karameli
Her şey buradaki tarifle başladı sevgili okurlar!
Dulce de Leche Cupcakes(tarif için kırmızı yazıya tık)
Ama durun, epeyce zamandır yapmadığım kağıtlı keklere yeniden merak sarmamla başladı desem daha doğru olur.
''Madem sık yapmıyorum, farklı ve tadı damakta kalan bir kaç cupcake tarifi bulup denemeli'' dedim.. Ve yukarıda bağlantısını verdiğim siteyi buldum..
Bir de şu resmi görünce keklerin üzerindeki karamelin kokusunu aldım adeta ve denemeye karar verdim.
Kağıtlı kekin malzemeler mutfağımızda olan şeyler ancak tarife adını veren Dulche de Leche, yapımı saatler alan bir tür süt tatlısıydı. Türkçe'ye süt karameli ya da süt reçeli diye çevirenler var. Hiç denememiştim ama bir kaç sitede görmüştüm tarifini..Her ne ise, başta Brezilya olmak üzere Şili ve diğer Güney Amerika ülkelerinde çok sevilen, pasta ve keklerde de süsleme ve lezzet artırıcı amaçlı da kullanılan bu karameli yapsam mı derken, yakınımızdaki köyde oturan sütçü hanım koca bir damacana dolusu taze sütle gelmez mi.. Eee, artık, denemek zorundayım, bu kadar tesadüf olamaz dedim ve daldım mutfağa,
Sonra da süt tenceresinin başında iki buçuk litre sütü karıştırken buldum kendimi.
Süt karamelinin ölçüleri ve tarifi şöyle:
1 litre süt için bir bardak toz şeker ve yarım çay kaşığı karbonat. Vanilya çubuğu ya da toz vanilya önerenler de var ama ben berrak olmasını ve karamel tadını bastırmamasını özellikle istediğim için vanilya kullanmadım.
Ve tabii ki, bolca sabır. Öyle söylendiği gibi dört saat falan sürmese de bir iki-ikibuçuk saati gözden çıkarın.
Ben ikibuçuk litre sütle yaptım..
Derince bir tencerede önceden kaynatılmış süte şekeri ekleyip bir çırpma teli ile karıştırarak orta ateşte kaynama sıcaklığına gelmesini bekliyorsunuz. Kaynamaya başlayınca karbonatı ekliyorsunuz. Karbonatı fazla koyanlar renginin çok koyu olduğundan şikayet etmişler..Ben önerilen ölçüyü uyguladım. Karışım göz göz olarak kaynamaya devam ederken sık sık karıştırmayı ihmal etmeyin. Beş dakikada bir karıştırın dense de ben daha sık karıştırdım.
Taşırmadan, karartmadan yavaş yavaş rengin karamele dönüşmesi gerekiyor. Sütünüz tencerede dörtte biri kadar kalınca ve rengi karamel rengini alınca olmuş demektir. Ben 13.00 gibi başladım ve 15.15 gibi söndürdüm altını. Ancak, kağıtlı keklerimin üstünü kaplama amacı ile yaptığım için çok da koyu olmasını istemedim. Yukarıdaki keklerde krema yerine kullanılmış; bence bu keklerin çok tatlı ve yoğun olmasına neden olur. Fazla tatlı şeyleri sevmediğim için ben keklerimi ince bir tabaka ile kaplamayı düşünüyorum. Soğuma sırasında da hızlı hızlı karıştırdım bir kaç kez. Bakalım sonuç nasıl olacak? Soğumadan yenilmesi önerilmiyor!
Son not: Işığı kaçırmamak amacı ile yeteri kadar soğumadan fotoğrafını çektim, Bu yüzden biraz akışkan görünse de soğuyunca kıvamı mükemmel oldu. Tadı ise, her iki ana maddenin yani sütün de şekerin de çok baskın olduğu bir lezzette. Ekmeğe sürülerek yenince harika oluyor, yine de benim için fazla tatlı. Çocukluğumuzda yediğimiz sütlü misafir şekerlerini anımsattı bana.
Dulce de Leche Cupcakes(tarif için kırmızı yazıya tık)
Ama durun, epeyce zamandır yapmadığım kağıtlı keklere yeniden merak sarmamla başladı desem daha doğru olur.
''Madem sık yapmıyorum, farklı ve tadı damakta kalan bir kaç cupcake tarifi bulup denemeli'' dedim.. Ve yukarıda bağlantısını verdiğim siteyi buldum..
Bir de şu resmi görünce keklerin üzerindeki karamelin kokusunu aldım adeta ve denemeye karar verdim.
Kağıtlı kekin malzemeler mutfağımızda olan şeyler ancak tarife adını veren Dulche de Leche, yapımı saatler alan bir tür süt tatlısıydı. Türkçe'ye süt karameli ya da süt reçeli diye çevirenler var. Hiç denememiştim ama bir kaç sitede görmüştüm tarifini..Her ne ise, başta Brezilya olmak üzere Şili ve diğer Güney Amerika ülkelerinde çok sevilen, pasta ve keklerde de süsleme ve lezzet artırıcı amaçlı da kullanılan bu karameli yapsam mı derken, yakınımızdaki köyde oturan sütçü hanım koca bir damacana dolusu taze sütle gelmez mi.. Eee, artık, denemek zorundayım, bu kadar tesadüf olamaz dedim ve daldım mutfağa,
Sonra da süt tenceresinin başında iki buçuk litre sütü karıştırken buldum kendimi.
Süt karamelinin ölçüleri ve tarifi şöyle:
1 litre süt için bir bardak toz şeker ve yarım çay kaşığı karbonat. Vanilya çubuğu ya da toz vanilya önerenler de var ama ben berrak olmasını ve karamel tadını bastırmamasını özellikle istediğim için vanilya kullanmadım.
Ve tabii ki, bolca sabır. Öyle söylendiği gibi dört saat falan sürmese de bir iki-ikibuçuk saati gözden çıkarın.
Ben ikibuçuk litre sütle yaptım..
Derince bir tencerede önceden kaynatılmış süte şekeri ekleyip bir çırpma teli ile karıştırarak orta ateşte kaynama sıcaklığına gelmesini bekliyorsunuz. Kaynamaya başlayınca karbonatı ekliyorsunuz. Karbonatı fazla koyanlar renginin çok koyu olduğundan şikayet etmişler..Ben önerilen ölçüyü uyguladım. Karışım göz göz olarak kaynamaya devam ederken sık sık karıştırmayı ihmal etmeyin. Beş dakikada bir karıştırın dense de ben daha sık karıştırdım.
Taşırmadan, karartmadan yavaş yavaş rengin karamele dönüşmesi gerekiyor. Sütünüz tencerede dörtte biri kadar kalınca ve rengi karamel rengini alınca olmuş demektir. Ben 13.00 gibi başladım ve 15.15 gibi söndürdüm altını. Ancak, kağıtlı keklerimin üstünü kaplama amacı ile yaptığım için çok da koyu olmasını istemedim. Yukarıdaki keklerde krema yerine kullanılmış; bence bu keklerin çok tatlı ve yoğun olmasına neden olur. Fazla tatlı şeyleri sevmediğim için ben keklerimi ince bir tabaka ile kaplamayı düşünüyorum. Soğuma sırasında da hızlı hızlı karıştırdım bir kaç kez. Bakalım sonuç nasıl olacak? Soğumadan yenilmesi önerilmiyor!
Son not: Işığı kaçırmamak amacı ile yeteri kadar soğumadan fotoğrafını çektim, Bu yüzden biraz akışkan görünse de soğuyunca kıvamı mükemmel oldu. Tadı ise, her iki ana maddenin yani sütün de şekerin de çok baskın olduğu bir lezzette. Ekmeğe sürülerek yenince harika oluyor, yine de benim için fazla tatlı. Çocukluğumuzda yediğimiz sütlü misafir şekerlerini anımsattı bana.
Etiketler:
Mutfağımdan
19 Ekim 2012 Cuma
Romantik Sokaklar
Benzerlerine ancak Akdeniz ve Ege kıyılarında rastlayabileceğimiz bu romantik sokakların özellikleri, özgün mimarili yapılar, doğayla bütünleşebilen malzemeler ve renkler, Akdeniz'e özgü bitkiler.... Aralarında bizim Kaleiçi'mizi anımsatan bir kaç kare de var. Rüya Gibi Bir Turizm, Kültür Sanat Merkezi / Antalya Kaleiçi(mavi yazılara tık)
Fotoğraflar Fransa'dan:
Kaynak:http://www.liveinternet.ru/community/2332998/post242684186/
Fotoğraflar Fransa'dan:
Kaynak:http://www.liveinternet.ru/community/2332998/post242684186/
Etiketler:
Doğa ve İnsan,
Fotoğrafçılık,
Görsellik,
Mimari,
Süs Bitkileri
17 Ekim 2012 Çarşamba
Beklediğim Yanıt Geldi!
Bir süre önce değerli büyüğümüz, savaş kahramanı Mustafa Ertuğrul'un kabrinin bakımsız durumda olduğunu ve bu duruma duyduğum üzüntüyü anlatan bir yazı paylaşmıştım sizlerle.
Begonvilli Ev: Böyle olmamalı!(kırmızı yazı tık!)
@begonvilliev Arkadaşlarıma gerekli talimatı verdim. Mezar en kısa zamanda temizlenerek çiçeklendirilecektir. Sevgilerimle.
Begonvilli Ev: Böyle olmamalı!(kırmızı yazı tık!)
Ve nihayet Sayın Belediye Başkanımız Mustafa Akaydın Beyefendi'den beklediğim yanıtı aldım: Yanıtlar Twitter üzerinden bu sabah geldi:
MUSTAFA AKAYDIN@m_akaydin
Sevgili @begonvilliev öncelikli ortak değerlerimize karşı gösterdiğiniz vefa ve hassasiyet için sizi tebrik ederim. ++
MUSTAFA AKAYDIN@m_akaydin
Başkanımıza da bu yakışırdı. İşlerinde kolaylıklar diliyorum..
Ayrıca Antalya'mıza katkıları ve harika çalışmaları için şahsına ve ekibine teşekkür ediyorum.
Etiketler:
Antalya,
İz Bırakanlar
14 Ekim 2012 Pazar
Pazar Pazar Begonvilli Ev Halleri
Antalya'nın en güzel halleri..
Ne kavurucu sıcaklar kaldı, ne de o nemli nemli sinsi soğuklar başladı..
Bahçelerde balkonlarda keyif yapmanın tadına doyulmuyor.
Begonvilli Ev'de de sakin ama keyifli günler yaşanıyor. Böyle dediğime bakmayın abartılacak bir durum yok aslında ama bizler küçük mutluluklardan keyif alan insanlar olduğumuz içindir bu halimiz.. Kendi çapımızda mutlu oluyor işte:))
Bakın şu kızımın keyfine ve söyleyin, haksız mıyım? Baba arka planda uzanmış klasik müzik dinliyor, Jane de müziğin tadını çıkartıyor.
Komşum bu rengarek motifleri örmüş. Her bireri ayrı ayrı güzel. Arşivimde bulunsun diye bana hediye etti.. Şu ellerim bir iyileşse!!!
Bu güzel bakır buhurdanlık ve mumluğu bir kaç hafta önce aldım. Çok sevdim.
Bir kanalda ''Kek Savaşları'' adlı bir şow izliyorum. Kağıtlı keklere bir imrendim ki sormayın. İşte bu da benim kağıtlı kek tarifim; fındıklı glazür kaplı cup cake. Kısaca tarif edelim: 2 bardak beyaz un, yarım paket kabartma tozu, üç yumurta, bir bardak iri dövülmüş fındık, toplam 3/4 bardak tereyağ sıvı yağ karışımı, bir bardaktan bir parmak fazla şeker. ı çorba kaşığı granül kahve,1 paket çikolatalı glazür, 1 çay bardağı süt.
Glazür ve süt hariç diğerleri klasik sıralama ile çırpıldı. 180 derecede 20-25 dakikada pişti benim kekler. Soğuyunca glazür paketinin üzerindeki tarifi uyguladım ve ince dövülmüş fındıkla süsledim.
.
Ve bu da ''ne alaka !'' dedirtecek türden bir fotoğraf. Bahçemizde her türlü mahlukat var Allah'a şükür. Bu yarasa yavrusu yolunu şaşırmış, sabahın kör karanlığında yere düşmüş. İtinayla alıp ağaçlıklı bir yere götürüldü.
Atatürk'lü kitap ayracım ince zevkli bir arkadaşımın hediyesi. Anıtkabir'den alınmış.. Okumakta olduğum kitap; Ayşe Kulin'in ''Gizli Anların Yolcusu''.
Ve son olarak şu an dinlemekte olduğum müzik Natalie Cole'in ''Stardust'' albümü.. Çok hoş şarkılar var..
Hepinize keyifli pazarlar!
Ne kavurucu sıcaklar kaldı, ne de o nemli nemli sinsi soğuklar başladı..
Bahçelerde balkonlarda keyif yapmanın tadına doyulmuyor.
Begonvilli Ev'de de sakin ama keyifli günler yaşanıyor. Böyle dediğime bakmayın abartılacak bir durum yok aslında ama bizler küçük mutluluklardan keyif alan insanlar olduğumuz içindir bu halimiz.. Kendi çapımızda mutlu oluyor işte:))
Bakın şu kızımın keyfine ve söyleyin, haksız mıyım? Baba arka planda uzanmış klasik müzik dinliyor, Jane de müziğin tadını çıkartıyor.
Komşum bu rengarek motifleri örmüş. Her bireri ayrı ayrı güzel. Arşivimde bulunsun diye bana hediye etti.. Şu ellerim bir iyileşse!!!
Bu güzel bakır buhurdanlık ve mumluğu bir kaç hafta önce aldım. Çok sevdim.
Bir kanalda ''Kek Savaşları'' adlı bir şow izliyorum. Kağıtlı keklere bir imrendim ki sormayın. İşte bu da benim kağıtlı kek tarifim; fındıklı glazür kaplı cup cake. Kısaca tarif edelim: 2 bardak beyaz un, yarım paket kabartma tozu, üç yumurta, bir bardak iri dövülmüş fındık, toplam 3/4 bardak tereyağ sıvı yağ karışımı, bir bardaktan bir parmak fazla şeker. ı çorba kaşığı granül kahve,1 paket çikolatalı glazür, 1 çay bardağı süt.
Glazür ve süt hariç diğerleri klasik sıralama ile çırpıldı. 180 derecede 20-25 dakikada pişti benim kekler. Soğuyunca glazür paketinin üzerindeki tarifi uyguladım ve ince dövülmüş fındıkla süsledim.
.
Ve bu da ''ne alaka !'' dedirtecek türden bir fotoğraf. Bahçemizde her türlü mahlukat var Allah'a şükür. Bu yarasa yavrusu yolunu şaşırmış, sabahın kör karanlığında yere düşmüş. İtinayla alıp ağaçlıklı bir yere götürüldü.
Atatürk'lü kitap ayracım ince zevkli bir arkadaşımın hediyesi. Anıtkabir'den alınmış.. Okumakta olduğum kitap; Ayşe Kulin'in ''Gizli Anların Yolcusu''.
Ve son olarak şu an dinlemekte olduğum müzik Natalie Cole'in ''Stardust'' albümü.. Çok hoş şarkılar var..
Hepinize keyifli pazarlar!
Etiketler:
Begonvilli Ev Halleri,
Minik ve Jane,
Mustafa Kemal Atatürk,
Mutfağımdan,
Yaşamdan.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)