Konyaaltı Varyantı tablo gibi görünüyor
Konyaaltı Plajı'nın girişi
Henüz bunaltıcı sıcaklar başlamadı, her yer yemyeşil ve çiçek dolu.
31 Mayıs 2010 Pazartesi
29 Mayıs 2010 Cumartesi
Antalya'da Güzel Bir Hafta Sonu
Cuma sabahı plaj sezonunu açtık. Deniz tertemizdi, su sıcaklığı da harikaydı.
Konyaaltı Beach Park mavi bayrağı gerçekten hak eden bir plaj.
Minik Plajın tadını çıkarıyor
Cuma öğleden sonra şehir merkezini ve Kaleiçi'ni gezdik.
Cumartesi öğleden sonra, Subaşı Parkı'ndaki yapay göl çevresinde yürüyüş yaptık.
Daha büyük görüntüler için resimleri tıklayın!
Konyaaltı Beach Park mavi bayrağı gerçekten hak eden bir plaj.
Minik Plajın tadını çıkarıyor
Cuma öğleden sonra şehir merkezini ve Kaleiçi'ni gezdik.
Cumartesi öğleden sonra, Subaşı Parkı'ndaki yapay göl çevresinde yürüyüş yaptık.
Daha büyük görüntüler için resimleri tıklayın!
Etiketler:
Fotoğrafçılık,
Yaşamdan
Yaralı Anne Kedi ve Üç Yavrusu
Bu gün öğleden sonra parkta nefis manzaralar eşliğinde güzel bir yürüyüş yaptım ama tam parktan çıkmak üzereyken, yol kenarındaki çalıların birinin altındaki yaralı bir kediyi çıkarmaya çalışan üç küçük kız gördüm. Bir mukavva kutuya üç yavru koymuşlardı, annelerini ise çalıların altından çıkarmaya çalışıyorlardı. Ne olduğunu sorunca, annenin yaralı olduğunu, veterinere götüremek istediklerini söylediler.(Oysa dolmuş paraları bile yoktu) Yürüyüş arkadaşım, İstanbul'dan gelen konuğum İlknur, çalıların arasına girip anneyi çıkardı, durumu gerçekten feciydi. Göğüs kısmında kocaman, derin bir yarası vardı. Yavruları ve anneyi alıp hemen bir taksiye bindik, veterinere geldik. Gerekli müdahale yapıldı. Yarası temizlenip dikildi, yavrular doyuruldu. Bu yüreği hayvan sevgisi ile dolu üç pırıl pırıl çocuğu annelerinden izin alarak evime davet ettim , birlikte yemek yedik. Sonra veterinere gidip yavruları ve anneyi aldık. Gerekli ilaçları ve mamayı da aldım. Çocuklardan birinin annesi de hayvan severmiş, yaralı hayvana seve seve bakabileceklerini söyledi. Anneye de doğrulatıp taşıma kutusuna koyduk ve kedicikleri götürdüler. Telefonla haberleşeceğiz, üç gün sonra da kontrole getirecekler.
Yüreği hayvan sevgisi ile dolu, duyarlı üç genç kız, Dilan, Mevce ve Sevim.
Yüreği hayvan sevgisi ile dolu, duyarlı üç genç kız, Dilan, Mevce ve Sevim.
Etiketler:
Hayvan Sevgisi ve Hayvan Hakları
26 Mayıs 2010 Çarşamba
Yaşlılık Halleri:)
Bir kaç yıl önce paylaşmışım bu yazıyı. Ne yazık ki sözünü ettiğim hanımların bir kaçını kaybettik. Onlara rahmet diliyor, kalanlara da sağlık ve güzellikler. Neden mi tekrar paylaşıyorum? Çünkü onları özledim ve anılarım canlandı gözümde. Bakın neler yazmışım onlar için:
Doğanın değişmez yasası; yeterince ömrü olan herkes yaşlanacak. Genç kalmak için onca çaba, onca araştırma ve bilimsel çalışmalar bir yere kadar. Belli yaşlara gelinince yalnızca fiziksel değişimler değil, karakter ve davranışlarda da değişiklikler oluyor.
Onları seviyorum.Tatlı huysuzluklarını bile:) Geçen yıl bir kaç kez annemlerin yaş ortalaması 65-66 olan (içlerinde 80 inde olan da vardı, 55.inde olan da) bir kabul günü grubuna katıldım. Oldukça hoş anılarım oldu.
Hemen hepsi de konuşkan, neşeli hanımlar. Bir de işitme sorunları olmasa... Fıkraları aratmayacak dialoglar oluyordu bu yüzden. Sorular soruluyor, alakasız yanıtlar alınıyor ve birbirlerine gülüp aynı duruma kendileri düşüyorlardı.
Yaşlarına göre oldukça bakımlılar. Saç, baş, manikür, pedikür fena değil. Hele biri vardı ki, hem de en yaşlılarından biri, İtalyan şapkası,uyumlu giysileri ile fark atıyordu diğerlerine. Yaşlı modası deyip geçmeyin, kendilerine göre bir trendleri var:)Gözlükleri takıp birbirlerinin giysilerini, aksesuvarlarını öyle bir inceliyorlardı ki.
En hoş anekdotlar ikram faslında oluyordu. Hemen hepsinin yüksek tansiyon, şeker ve kolestrol sorunu olduğu için biz annemle çok dikkatli bir menü seçtik. Tuz miktarlarını düşük tuttuk, az miktarda sıvı yağ kullandık ikramlarımızda. Ama tüm hanımlar tuz ekliyerek yediler. Başta hepsi temkinli davransa da sohbet ilerledikçe ve acıkılınca perhizler unutuldu..
Kuzenim Emine de anneme ve teyzeme yardım amaçlı katıldı ev sahibeliği sırası bizimkilere gelince. Yaşanılan hoşlukları hala anarız. Örneğin, teyzelerden birisi bir bardak çaydan sonra sadece sıcak su ve limon şeker karışımı isteyince olanlar oldu; tüm hanımlar aynısını istediler. Ne var ki hoşnutsuz ifadelerle çay yerine hazırlanan bu içeceği bitirmek zorunda kaldılar. Birisi bir yiyeceğin tadına bakınca güya fark ettirmeden diğerlerine sinyal veriyordu; ''çok lezzetli, yiyebilirsiniz'' ya da ''pek tavsiye etmem'' anlamında jestler ve mimiklerden oluşan özel bir iletişim dili geliştirmişler kendi aralarında.
İstisnasız çok kibar ve tatlı dilliler. Gülümseyerek, sakin sakin ve insanların gözünün içine bakarak konuşmaları gerçekten yeni nesilde olmayan bir özellik. Bir de çok tutumlu bu görmüş geçirmiş hanımlar. Öyle abartanlar vardı ki tutumlu olmayı, hiç unutmam; bir tanesi, kabul günü sırasını belirlemek için kullanılan çekiliş kağıtlarını saklamamızı istedi. Bir avuç minik kağıt bir ay sonraki ve daha sonraki günlerde de kullanılsın diyordu, zamandan ve kağıttan tasarruf için. Pek çoğunun çok sayıda takip ettiği kabul günü vardı. Çantalarında taşıdıkları minik takvimleri ve not defterleri ile izliyorlardı gün trafiklerini.
Bir çok sağlık sorunlarına rağman kendilerince bir sosyal aktiviteye dahil olmuşlar. Böylelikle bol bol sohbet etme (tatlı dedikodular dahil), dinlenme ve yaşıtları ile bir arada olma şansları oluyordu. İkramları da kızları gelinleri hazırlayınca sorun olmuyordu. Popüler konuları ise, başta sağlık sorunları, evlatlar, torunlar, geziler (bir kısmı sıkı turcular), eski eşyaların yenilenmesi vs ama ille de hastalık ve doktor deneyimleri..
Gördüğüm kadarı ile bu hanımlar ülke ortalamalarına göre ekonomik yönden orta ve ortanın üstünde gelirli, bir ikisi daha varsıl, çocukları tarafından korunup gözetilen bir avuç şanslı denilebilecek yaşlı insan. Keşke tüm yaşlılarımız aynı şansa sahip olabilseler .. Bir de herkese sağlıklı, aklı başında yaşlılıklar diliyorum ki bu çok önemli. Yaş ilerleyince değişen karakter özellikleri ve davranışlar katlanılabilecek boyutta olsun. Bazı durumlar ''Umarım yaşlanınca ben böyle olmam'' dedirtecek kadar vahim.
Her ne olursa olsun, onları seviyoruz...
♥ ♥♥
Onları seviyorum.Tatlı huysuzluklarını bile:) Geçen yıl bir kaç kez annemlerin yaş ortalaması 65-66 olan (içlerinde 80 inde olan da vardı, 55.inde olan da) bir kabul günü grubuna katıldım. Oldukça hoş anılarım oldu.
Hemen hepsi de konuşkan, neşeli hanımlar. Bir de işitme sorunları olmasa... Fıkraları aratmayacak dialoglar oluyordu bu yüzden. Sorular soruluyor, alakasız yanıtlar alınıyor ve birbirlerine gülüp aynı duruma kendileri düşüyorlardı.
Yaşlarına göre oldukça bakımlılar. Saç, baş, manikür, pedikür fena değil. Hele biri vardı ki, hem de en yaşlılarından biri, İtalyan şapkası,uyumlu giysileri ile fark atıyordu diğerlerine. Yaşlı modası deyip geçmeyin, kendilerine göre bir trendleri var:)Gözlükleri takıp birbirlerinin giysilerini, aksesuvarlarını öyle bir inceliyorlardı ki.
En hoş anekdotlar ikram faslında oluyordu. Hemen hepsinin yüksek tansiyon, şeker ve kolestrol sorunu olduğu için biz annemle çok dikkatli bir menü seçtik. Tuz miktarlarını düşük tuttuk, az miktarda sıvı yağ kullandık ikramlarımızda. Ama tüm hanımlar tuz ekliyerek yediler. Başta hepsi temkinli davransa da sohbet ilerledikçe ve acıkılınca perhizler unutuldu..
Kuzenim Emine de anneme ve teyzeme yardım amaçlı katıldı ev sahibeliği sırası bizimkilere gelince. Yaşanılan hoşlukları hala anarız. Örneğin, teyzelerden birisi bir bardak çaydan sonra sadece sıcak su ve limon şeker karışımı isteyince olanlar oldu; tüm hanımlar aynısını istediler. Ne var ki hoşnutsuz ifadelerle çay yerine hazırlanan bu içeceği bitirmek zorunda kaldılar. Birisi bir yiyeceğin tadına bakınca güya fark ettirmeden diğerlerine sinyal veriyordu; ''çok lezzetli, yiyebilirsiniz'' ya da ''pek tavsiye etmem'' anlamında jestler ve mimiklerden oluşan özel bir iletişim dili geliştirmişler kendi aralarında.
İstisnasız çok kibar ve tatlı dilliler. Gülümseyerek, sakin sakin ve insanların gözünün içine bakarak konuşmaları gerçekten yeni nesilde olmayan bir özellik. Bir de çok tutumlu bu görmüş geçirmiş hanımlar. Öyle abartanlar vardı ki tutumlu olmayı, hiç unutmam; bir tanesi, kabul günü sırasını belirlemek için kullanılan çekiliş kağıtlarını saklamamızı istedi. Bir avuç minik kağıt bir ay sonraki ve daha sonraki günlerde de kullanılsın diyordu, zamandan ve kağıttan tasarruf için. Pek çoğunun çok sayıda takip ettiği kabul günü vardı. Çantalarında taşıdıkları minik takvimleri ve not defterleri ile izliyorlardı gün trafiklerini.
Bir çok sağlık sorunlarına rağman kendilerince bir sosyal aktiviteye dahil olmuşlar. Böylelikle bol bol sohbet etme (tatlı dedikodular dahil), dinlenme ve yaşıtları ile bir arada olma şansları oluyordu. İkramları da kızları gelinleri hazırlayınca sorun olmuyordu. Popüler konuları ise, başta sağlık sorunları, evlatlar, torunlar, geziler (bir kısmı sıkı turcular), eski eşyaların yenilenmesi vs ama ille de hastalık ve doktor deneyimleri..
Gördüğüm kadarı ile bu hanımlar ülke ortalamalarına göre ekonomik yönden orta ve ortanın üstünde gelirli, bir ikisi daha varsıl, çocukları tarafından korunup gözetilen bir avuç şanslı denilebilecek yaşlı insan. Keşke tüm yaşlılarımız aynı şansa sahip olabilseler .. Bir de herkese sağlıklı, aklı başında yaşlılıklar diliyorum ki bu çok önemli. Yaş ilerleyince değişen karakter özellikleri ve davranışlar katlanılabilecek boyutta olsun. Bazı durumlar ''Umarım yaşlanınca ben böyle olmam'' dedirtecek kadar vahim.
Her ne olursa olsun, onları seviyoruz...
Etiketler:
Yaşamdan
23 Mayıs 2010 Pazar
Polyvore'den Bir Ödül Daha / Red-Carpet Style
bu setteki öğeler
Silk-satin gown, $3,050
Gold Swarovski Crystal Evening Sandal Shoes - Loriblu, $975
BUBA BB1 GOLD LEATHER -, 245 GBP
Danika's Emerald CZ Slim Gold Eternity Band, $18
Glitter Butterfly Ring, 8 GBP
Silk-satin gown, $3,050
Gold Swarovski Crystal Evening Sandal Shoes - Loriblu, $975
BUBA BB1 GOLD LEATHER -, 245 GBP
Danika's Emerald CZ Slim Gold Eternity Band, $18
Glitter Butterfly Ring, 8 GBP
Polyvore.com'un Red-Carpet Style adlı yarışmasında, tasarımım olan bu setle dereceye girdim. Böylece üçüncü ödülümü de almış oldum.
beni polyvore da bulun
Etiketler:
Giyim ve Moda,
Ödüllerim
Objektifime Takılanlar / Begonvilli Cennet Antalya
Şu günlerde begonviller hemen hemen şehrin her yerinde, özellikle Kaleiçi'nde muhteşem görüntüler oluşturuyorlar. İşte objektifime takılanlar
Etiketler:
Bahçecilik,
Fotoğrafçılık,
Yaşamdan
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)