29 Nisan 2016 Cuma

Balkonumdaki Renkler

Balkon sezonunu açtık. Biraz renk lazım diyerek kır çiçekleri ile tamamladım balkon dekorumuzu...


































Diğer renklerimiz de zaten yanı başımızda olanlar..




















Ve en güzel renklerimizden biri, Biber Hanımefendi


27 Nisan 2016 Çarşamba

Kır Çiçeklerinin Büyüsü


Tam da bu mevsim, doğa buralarda  tüm marifetini sergileyen bir ressam  gibi renklerini  tuvaline döküyor.


Ama ne renkler!




Eflatun, mor ve pembenin böylesine enfes bir beraberliğini  en uygun yeşil tonu ile tamamlamayı  ancak o kotarabilir. Sabah yürüyüşümüzde topladığım  bu harika kır çiçeklerinden gözlerimi alamıyorum. Bu güzelliklerin yanı başımda olması ne büyük şans. Bana öyle iyi geliyorlar ki.... Her gün bir kaç kez  yinelediğim o cümle geliyor aklıma:

Teşekkür ederim Tanrım!



23 Nisan 2016 Cumartesi

Sıcağı Sıcağına Köyde 23 Nisan Kutlamaları

Bu sabah heyecanla uyanıp önce balkonuma Bayrağımızı astım. Kahvaltı faslından sonra kameramı kaptığım gibi  köy okulunun yolunu tuttum. Uzaktan gelen müzik sesleri beni daha da heyecanlandırdı.  Yıllar öncesine  dönüverdim. Öğrencilerimle kutlama törenlerinde  yaşadığım tatlı telaşlar geldi aklıma..


 O güzelim çocuk şarkıları,  neredeyse tüm köyde duyuluyordu. Köy okulumuz  bayrama gayet güzel hazırlanmış. Her yer bayraklarla donatılmış, köy halkı için oturma yerleri hazırlanmış. Muhtarımız, okul müdürü ile tanıştırdı. Kısa sohbetten sonra hemen  deklanşöre basmaya başladım. Pek çok fotoğrafın hepsini paylaşamasam da sizin için seçtiklerim köyümüz hakkında fikir verecektir.



















































Çocuklarımıza  nice mutlu, coşkulu bayramlar olsun.

22 Nisan 2016 Cuma

23 Nisan Kutlu Olsun!

Ne güzel bayramdır! Geleceğimiz, umudumuz çocuklara armağan edilmiş.. Nasıl da anlamlı!  Coşku ile kutlanılası bayram!


Biz 23 Nisanları böyle kutlardık..  Bizim çocuklarımız da böyle kutladılar.
Ata'mıza minnet ve şükranlarla!


Ellerinize, yüreklerinize sağlık minik ressamlar!


Karanlık düşünceli insanlar hiç heveslenmesinler, çocuklarımızın çocukları, hatta onların çocukları da böyle kutlayacaklar!

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun!

İlkbaharı Kırlarda Yaşamalı!

Burada ilkbaharın en güzel günlerini yaşıyoruz. Sabahları tatlı bir serinlikle uyanıyor, öğleye doğru  iyice ısınsak da  henüz bunalmadan yürüyüşler yapabiliyoruz. Biliyorum ki bu günler çabucak geçecek. Bir süre sonra takvim   ilkbaharı gösterse de  nem oranı git gide artarak  kavurucu sıcaklar kendini hissettirecek. İşte bu nedenle fırsat buldukça bu güzel günleri kırlarda, sevgili ormanımın  patikalarında değerlendirmek istiyorum. Buralarda bu keyfin farkında olan bir Allah'ın kulu olmamasına hayret ediyorum. İşleri güçleri olması nedeni ile değil.. Hemen hemen her gün sabahtan akşama dek  küçük çocukları ile kapı  önlerinde  diğer komşular ile oturup bağıra çağıra sohbetler ediyorlar. Onların  da yaşam tarzı bu..




Bana gelince, günlük işlerimi planlayıp, sabah yapılması gerekenleri  halleder etmez, alıp köpek kızlarımı, ormanın kıvrımlı yollarında aşağıda göreceğiniz güzelliklerin tadını çıkarıyorum. Elbette hepsini paylaşamıyorum. Orman sarmaşıklarının, ada çaylarının, kekiklerin harika kokuları, pastoral bir şarkı gibi gelen kuş cıvıltıları, yol kenarında otlayan keçilerin  melemeleri, kelebeklerin  pür telaş etrafta uçuşmaları, sizlere ulaştıramadığım güzellikler. Yine de  renklerden bir demet sunmak istedim.

Baş rollerde  yol arkadaşım Badem





Burada  her dönemeçte ya da sapılan her patikanın sonunda fon değişiyor.  Az önce papatyalarla dolu bir yerden geçerken, birden  sarı çiçeklerin halı gibi  etrafı kapladığı bir düzlüğe gelebiliyorsunuz.




















Bu yonca familyasından  yer örtücü bir bitki.














Son günlerde çok kaplumbağa görüyorum.





Badem vadiyi seyrediyor.





Aşağıda  tek tük erguvan ağaçları var.





Bu bitki bir adaçayı türü. Gezdiğim blogların birinde  bir Fransız bayanın bahçesinde peyzaj bitkisi olarak kullanıldığını gördüm. Cezayir Adaçayı olarak tanıtmış. 





Ormanda  bulduğum  vahşi orkideler.





Yine ormanda  rastladığım  yabani süsen.






Bu ağaç  ormanın eteklerindeki vadide büyümüş yabani armut ağacı. Burada Zingit diyorlar.




Aynı vadide yabani elmalar da var.




Bu günlük bizden bu kadar.  Sizlere de gönlünüzce güzellikler yaşamanızı diliyorum.

19 Nisan 2016 Salı

Kafkaslardan Gelen Sağlık İksiri: Kefir


Bilmeyen yoktur.. Yine de kısaca anlatayım:
18. Yüzyıla dayanan bir tarihçesi var. Kafkasya'dan tüm dünyaya yayılmış. Kafkas bir aile bir sır gibi uzun yıllar saklamış ama Rus Sağlıkçılar Derneği bu  harika ürünün peşine düşüp sonunda kefir mayasına ulaşmışlar. Filmlere konu olabilecek  bir öyküsü var; merak edene burada (Tık)
Düzenli olarak tüketmek gerekiyor. İşte o zaman mucize başlıyor. Bağışıklık sistemini onarıp güçlendiriyor.Kemikler, saçlar, cilt vs. harika oluyor. Bir zindelik, bir aktif olma isteği, sormayın.. Özellikle  yaşlılara ve çocuklara çok yararlı. Yıllar, yıllar  önce yapmıştım. Eşim çok ağır bir kortizon tedavisi görüyordu. Bu ilacın yan etkilerinden korunması için  tavsiye edilmişti. Gerçekten  çok yararını görmüştük.

Marketlerde görüyoruz son yıllarda. Ancak her bi şeyin ev yapımına pek meraklı olan ben,  evde kefir yapmaya karar verdim. Evet, başardım. Ev yapımı yoğurt kıvamında, hafif ekşi, azıcık köpüklü bir içecek. İçecek diyorum, tüketim şekli bu.




Evde kefir  yapabilmek için öncelikle  kaliteli bir  kefir mayasına ihtiyacınız var.  Ben mayamı  güvenilir bir sanal marketten getirttim. Maya haşlanmış karnabahar görünümünde. Bir de taze ve doğal süte ihtiyacımız var. Kaynatıp soğutularak oda sıcaklığına  getirilmiş sütü, tercihen kaymağını alarak, metal olmayan bir kapta maya ile buluşturuyorsunuz. Ben toprak güveç kabında yapıyorum. Cam, porselen, pyrex olabilir. Mayalama işleminin püf noktası mayayı asla kaşıkla temas ettirmemek.Tahta kaşıkla  kaba bırakıp süt ekleyin. Sonra bir tülbentle ya da kağıt havlu ile  üstünü örtüyoruz. Yoğurt mayalar gibi sarmak sarmalamak yok! Oda sıcaklığında bırakıp mayalanmasını bekleyin. İklim farklılıklarından  dolayı  bu süre  değişebilir. Benim ilk kefirim iki günde mayalandı. Ertesi gün ve sonrasında bir günde mayalanma  gerçekleşti.
Bir dahaki sefere işlem yapmak için mayayı kefirden  plastik bir süzgeç  yardımı ile, hafifçe sallayarak ayırıyoruz. Sonra  maya taneciklerini temiz, kireçsiz sudan geçirip iyice süzüyoruz. Artık tekrar mayalama işlemine geçebiliriz. Zamanla maya taneleri çoğalıyor.  İşte o zaman  eşe dosta verebilirsiniz.















Deneyecek olanlara şifa olsun, afiyet olsun...



Sayfamıza biraz renk!





Gelincikler bahçemden.  Aklınızda olsun; tomurcuk olarak  toplayıp suya koyunca böyle kıvır kıvır ve çok baskın renkli  açıyorlar. Vazoda daha çok dayanıyorlar.