Sıradan bir gün gibi başladık güne. Sabah yürüyüşü,
Kahvaltı sonrası, Minik ve Jane'in yaramazlıkları eşliğinde çiçeklerin hatırını sorma:)
Saksıda yetiştirdiğim bu acı biberleri çok seviyorum. Balkonuma çok yakışıyorlar ve salatalara çorbalar lezzet veriyorlar. Şu günlerde onlara baktıkça ''kimin ağzına sürsem?'' diye de düşünüyorum. Türkçe'yi katleden bazı sunucuların mı yoksa parkta sokakta rastladığım, birbirlerine rahatlıkla küfür içeren sözler sarfeden çocukların, gençlerin ağzına mı? Onları eğitmek için yeterli zamanı bulamayan, ilgi gösteremeyen biz büyüklere ne demeli? Bu sözler ve sesleniş tarzları batıyor bana, hem de çok.
Gazete ve dergilere ve tabii ki bloglara göz atma faslı ama önce çamaşırlar makineye...
İşte yine en çok yapılan yazım yanlışı çıkıyor karşıma. Bu bir eleştiri değil, sadece çok rastladığım bir yanlışlığa dikkati çekebilme çabası. Hepimiz yazım yanlışları yapabiliyoruz. Yayınevlerinin kadrolarında koca koca yazarların kitaplarını basıma hazırlayan en az üç dört editör bulunduğunu biliyorum. Ne var ki bu sözcük yüzde doksan yanlış kullanılıyor. Hangi sözcük mü?
''Yayımlamak''
Anlamı:
1 . Kitap, gazete, dergi vb. şeyleri basmak ve dağıtmak, neşretmek:
"Türk Dil Kurumunun yeni yayımladığı kitapları gördüm."- .
2 . (-i) Dinlenilecek, görülecek şeyleri radyo ve televizyonla sunmak, bildirmek, duyurmak.
3 . Bir yazıya, habere, resme gazetede yer vermek.
4 . Resmen bildirmek, açıklamak, ilan etmek:
"İki gün sonra yönetici bir genelge yayımladı."- Ç. Altan.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü Burada
Bu sözcüğün yerine yaygın olarak ''yayınlamak'' kullanılıyor.
Aynı sayfadaki arama kutucuğuna ''yayınlamak'' sözcüğünü yazarsanız,''yayınlamak sözü bulunamadı.'' tümcesi çıkıyor karşınıza.
Bu kadar dilbilgisi dersi yeterli. Dilimizi doğru kullanmak amacımız.
Şimdi sıra geldi günün sorusuna:''Acaba bugün ne pişirsem?'' Bu sorunun yanıtını bulmaya çalışırken, şu bildik tv sabah kuşağı programlarından biri takılıyor gözüme. Bu saatlerde özellikle oturup program seçme ve dikkatle izleyip bilgilenme ya da eğlenme şansım olmadığı için haber sonrası kalan bir kanal işte. İçerik üç aşağı beş yukarı aynı. Kayıp insanlar, ayrılan eşler, danışılan hukukçu vs. O da ne? Sunucu hanımefendi sanki Oscar Töreni'ne ya da görümcesinin düğününe katılacakmış gibi giyinmiş. Gece giymeye uygun bir elbise ve ağır bir makyajla sunuyor programı. Bu giysiler, bu makyaj realite programlarında kel başa şimşir tarak gibi geliyor bana ve batıyor işte.. Sunucumuz Müge Anlı.
Hasta olduğunu bildiğim uzaktaki bir arkadaşımın daha iyi olduğu haberini alıyorum telefonla ve seviniyorum. Yüksek tansiyonu olanlar, aman dikkat! Sıcak ve basınçlı hava şakaya gelmiyor.
Sevgili Komşularım yine dizi dizi ayakkabıları giriş kapılarının önüne bırakmışlar. ''Sevgili Komşularım'' sözü ironi değil. Gerçekten sevdiğim iyi insanlar ama kırmadan defalarca uyardığım halde bu alışkanlıklarını sürdürmeleri batıyor işte..
Bugün her şey batıyor diye düşünmeyin, gerçekten de ufak ufak batmalar hatta koca koca çuvaldız batmaları hepimizin yaşamında var ama pek çoğu biraz özen ve sosyal uyum gayreti ile giderilebilir. Sevgiler, selamlar Begonvilli Ev'den
program mı?proğram mı?
YanıtlaSilAffına sığınırım...:))
Çook teşekkür ederim masal. Elbette ''program'' ve gerçekten mutlu oldum bu uyarı için. Yazımda da belirttiğim gibi ne kadar dikkatli olmaya çalışsak da yazım yanlışlarımız olabiliyor. Bazı yanlışlıkların yerleşmemesi dileği ile.
YanıtlaSilhahaha Müge Anlı ya bende çok gülerim.Bayan kendisini çok ciddiye alıyor:)
YanıtlaSilBende insanların en çok şunu karıştırmalarına sinir oluyorum.Mütevazi: pararlel olan
Mütevazı:Alçak gönüllü
Bide bunu heryere sıkıştırırlar:)
Sevgiler
Benim de defalarca ikaz etmeme rağmen hala aynı davranışı sergileyen komşularım var maalesef. Gerekçeleri ise; "biz zaten taşınacağız buradan" böyle de bir mantık anlayışları var. Allah ıslah etsin. Ben yazım yanlışlarına karşı TDK'nın yazım kılavuzuna danışıyorum. Yine de bazen gözden kaçanlar oluyor. Farkettim ki iki kayıt önce ben de "yayınlamak" sözcüğünü kullanmışım, hemen değiştirdim :) teşekkür ederim ablacığım. Sevgiler...
YanıtlaSilwww.mkblkonsept.com , sadece Müge Anlı değil bunu yapan. Yapılan işin temasına uygun giyinmeyen pek çok sunucu var.
YanıtlaSilYazım yanlışları hepimizin başına gelse de olabildiğince dikkatli yazmak, zorundayız.
Yeşim'ciğim, apartman yaşamında bu tür uygulamalar gerçekten rahatsız edici ama kendileri rahatsızlık duymayınca ne desek boş.
Bir sözcüğün yanlış yazılması bazen klavye hatası da olabiliyor. Özellikle yanyana olan harflerde. Önemli olan yanlış olduğunu bilmek ve doğrusunu kullanmak.
Haklısın ablacığım :) Bir de "herkez" değil "herkes" :)
YanıtlaSilKibrit mi? Kirbit mi?
YanıtlaSilBunu böyle duymaktan gına geldi artık.
Bir de ingilizce dükkan adlarından...
Çay ocağındaki tanıtım; "Erol's"...!!!
İyi bir konuya değindiniz tşk.ler
Sakin Adam, kibrit, kirbit örneği pek de yanıltıcı değil. kolaylıkla anlaşılıyor kirbitin yanlış olduğu.
YanıtlaSil''Yayınlamak, herkez, handigap, proğram'' gibi yanlışlar daha yaygın ve pek farkedilmiyor yanlış olduğu. doğrularını da verelim, yanlış anlaşılma olmasın:
Yayımlamak, herkes, handikap, program.
bende bir ödülün var...mutlu hafta sonları
YanıtlaSilmerhaba.ben sessiz takipçinizim;ama affınıza sığınarak bir düzeltme yapmak için yazıyorum:yazılarınızda genellikle "bu gün" ifadesini kullandığınızı gördüm.eğer "bu günler de geçer." gibi işaret sıfatı şeklinde olsa doğru olurdu.ancak sizin cümlelerinizde içinde bulunulan gün kastedilmiş.onun için "bugün erken kalktım" tümcesindeki gibi birleşik yazmalısınız.lütfen yanlış anlamayın,çünkü bloglar arasında dilimizi doğru kullanan ender blog yazarlarındansınız ve benim için en önemlisi hayvansever birisiniz.sadece bu kadarcık kusurunuz bile olmasın istedim.
YanıtlaSilnot:büyük harf tuşum basmıyor,o yüzden harflarin tümü küçük. :)
sevgilerimle...
Teşekkür ederim Asmira,işte beni mutlu eden bir mesaj.Henüz okula başlamadan okuyup yazıyordum ve yüzde doksan yazım kurallarına uyduğumu sanıyorum. Böyle hatalar yaptığımı farkediyorum bazen. Genellikle de eski yazılarıma baktığım zaman. 'Bu gün ve bugün'' karmaşası gibi farketmediklerim de oluyor demek ki. Öyle güzel bir örnekle açıklamışsınız ki, artık hiç unutmam. Tıpkı otomobil kullanmaya başladığımdan beri , vites değiştirirken debriyaja iyice basmam gerektiğini hep aklımda tuttuğum gibi:) Bunu da bir hanım arkadaşım söylemişti bana. Sevgiler, selamlar Begonvilli Ev'den.
YanıtlaSilyanlış anlaşılmadığıma çok sevindim. sevgilerimle...kediş ve köpüşü de benim yerime mıncıklayın ;)
YanıtlaSilTam tersi, memnun oldum. Tekrar teşekkürler:)
YanıtlaSil