26 Şubat 2010 Cuma
Adına Yaşamak Dediğimiz / Öylesine Bir sabah Daha
Güzel bir günle uyandım bu sabah. Daha doğrusu uyandırıldım. ( Minik tarafından)
Sabah yürüyüşümüzde yine çok güzel görüntüler vardı; özellikle deniz, bulutlar ve dağ silüetleri üçlemesi büyüleyiciydi. Kameramı almadığıma üzüldüm. Yarın unutmamalı !
Deniz ve bulutlar Ayvazovski tabloları güzelliğindeydi; özellikle yürürken solumda kalan Antalya Körfezi'nin üzerindeki ışık oyunları ve teknelerin uzaktan görüntüleri. Usta'ya saygılar benden..
Ah kuşlar! Ihlamur ve erguvan ağaçlarının dallarında sabah sabah cıvıldaşıp durmaları ne hoş oluyor:)
Yürüyüşümüz sürerken neşeli bir grupla karşılaştık. Liseli güzel kızımız Gamze ve köpeği Paşa, bir süre önce köpekleri ölen bir beyefendi ve yeni köpeği, iki de sokak köpeği eşliğinde sabah yürüyüşüne çıkmışlar. O da ne; beyefendinin yeni köpeği hiç de yabancı değil, o da parkın ahalisinden Karabiber. Nasıl sevindim anlatamam, çünkü pet shoptan almak yerine sokaktakilerden birini evlat edinmişler. ''Uyum sağladı mı ev yaşamına?'' diye sordum. ''Hiç bir sorun yok.''diye yanıt verdi.:)
Ama ne yazık ki hoş olmayan görüntüler de var. Örneğin çöp konteynerlarını adabına uygun kullanmayı bilmiyoruz. Hepsinin ağzı açık ve etrafları kirli.:(
Bir de, pet sahibi olarak utanarak söylüyorum; yollarda ve parkın içinde köpek dışkıları görmek hiç hoş değil. Çantamda her zaman taşıdığım poşetlerle bu sorunu kendimce çözdüm ama benim çabam yetmiyor. Benim gibi önlem alanların oranı onda üç gibi gördüğüm kadarı ile.:(
Bu sabah etrafın güzelliklerine dalmış güzel güzel yürürken beni şoke eden bir olay yaşadım.
Dersane günlerimden tanıdığım bir çalışma arkadaşım da parktaydı. Sanırım matematik öğretmenlerinden biriydi. Sessiz bir beyefendiydi anımsadığım kadarı ile. Çok yakından tanımıyorum, çünkü epeyce kalabalık bir kadroyduk. Ama beni görmedi. Biraz yaklaşınca görmeme nedenini anladım, sanki başka evrende gibiydi bakışları. Dalgın dalgın yürüyordu, bir çöp konteynerına yaklaştı ve çöpleri karıştırmaya başladı..Aradığını buldu mu, bir şeyler aldı mı, bilemiyorum. Selam verip hatırını sormak isterken gördüğüm bu durum bir tokat gibi indi yüzüme. O an yalnızca oradan uzaklaşmak istedim.:(:(
Dönüşte ana yolda henüz on onbir yaşlarında bir kız çocuğu köpeğini gezdiriyordu, yanlarında yürümek isteyen hamile bir sokak köpeğine elindeki zincirle vuruyordu. Hemen yanıbaşındaki kafenin önündeki masalarda kahvaltı eden ve bankmatikten para çeken insanlar hiç ilgilenmiyorlardı. ''Hayır, sakın yapma!Bir daha görmeyeyim!! gibi o an aklıma geliveren sözcüklerle bağırarak tepkimi gösterince kocaman bakışları üzerime odaklandı hepsinin..Tahmin edeceğiniz gibi bizim Maviş'ti dayak yiyen köpek..:(
Yol kenarındaki banklarda tek tük de olsa yatan insanlar gördüm yine. Epeydir yoklardı, demek yine döndüler..
Güzel hava, deniz, bulutlar, kuşlar, ağaçlar, her şey güzel de, insan olmak mı zor olan?
Yasemin Can'ın muhteşem şiirini anımsadım içim burkularak.
Adına Yaşamak Dediğimiz
ruh yoksunu bedenlerimiz planlanmamış ölümlerle korkutuluyordu
yaşamaktı isteğimiz
‘’alın başınıza çalın insanlığınızı’’desek de
yaşamaktı doğamızda varolan
el öptüğümüz de oldu
gerçi
başımıza koyamadan yedik kurşunu çoğu kez
borçlandıkça borçlandık gülümsemelere
korktukça korktuk
bu yüzden fazla cesur olduk yok yere
ışığı yakalayıp
perdeyi açmayı unuttuk
perdeyi açınca güneşi küstürdük nedense
hep geç kaldık
ya da erken davrandık
yepyeni örtüler serdik
delik deşik oldular lekeleri yok etmek uğruna
bizse fark edemedik
varımızı yoğumuzu bitirdi sevgisiz sevgililer
bile bile sevdik
yetmezmiş gibi
bir daha bir daha sevdik
çoktan geçersiz olanı keşfedip sevindik
en çok da korktuk
korkutulduk
adına yaşamak dedik
Yasemin Can
Etiketler:
Yaşamdan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ne yazık ki bende şahit oluyorum bazen köpeğine ya da sokaktaki bir köpeğe kötü davrananlara. Hemen de müdahele ederim hiç çekinmem. Hele çocuklarsa korkutmak adına polise şikayet edicem seni dediğim bile olur. Birkeresinde bir çocuk yine bir köpeğe sopayla vurdu köpek nasıl mıyıkladı bende o çocuğa vurdum napayım. Dediki "niye vuruyon, ne yaptım sana?" "pekii sen niye vuruyorsun ne yaptı o sana" dedim. hiç acımam hele hayvanlara acımayanlara hiç hem de HİÇ!
YanıtlaSilÇocuklara hayvan sevgisi aşılamak gerekiyor.. Mutlaka o çocuğa kötü örnek olan birileri vardır. Zavallı hayvanların gördüğü kötü muamele bir örnek sadece. Ne yazık ki insanlar birbirlerine de kötü davranıyorlar.
YanıtlaSilSon iki olay disinda gunun iyi gecmesine sevindim ama arkadasinin ve mavisin durumu ise gercekten hic hos degil.Neler oluyor bize anlamiyorum gercekten..
YanıtlaSilSevgilerimle..
Teşekkür ederim canım, acısıyla tatlısıyla yaşam işte...
YanıtlaSilHep mutlu sabahlara uyamanız dileğiyle...
YanıtlaSilHayat böyle bişey işte...
YanıtlaSil