Not: Fotoğrafın son derece ürkütücü olduğunun farkındayım. Ancak, bizim görüntüsüne bile bakmaya tahammül edemediğimiz vahşeti o canlı bizzat yaşadı.
Bu fotoğrafı ve alttaki duyuruyu, hayvansever arkadaşım Ebru'nun Facebook sayfasında gördüm:
Çaki sokakta baktığım köpeklerden bir tanesi. Mahalle sakinlerinden bir şerefsiz Çaki'nin gözünü çıkartıp atmış. Çaki geri geldi. Ben Çaki'yi alma telaşındayken boynunda fleksiyle kaşlagöz arasında tekrar alndı. Bu sabah Çaki tekrar geldi. Bu kez ağzı boynuna kadar kesilmiş olarak. Hemen veterinere götürdük. Göz ameliyatı yapıldı, göz alındı ve boynu dikildi. Artık Çaki'nin bir gözü yok. Antalyada 5 belediye,tek barınak var. Barınakta 400 köpek mevcut, yani yer yok. Çaki'nin halini görünce alma sözü verdiler. Çaki iyileşene kadar veterinerde kalacak sonra onu malesef ki en güvenli yer olan barınağa bırakacağız.
Bizimkisi sıradan bir sokak hikayesi.
İlgilenen arkadaşları bilgilendirmek maksatlı paylaşıyorum.Ebru Meşe
Ve benim yorum olarak yazdığım not:
Sevgili Ebru, bu hasta ruhlu insanlar yüzünden sokaktaki canların çilesi bitmeyecek. Dün barınaktaydım, sokakta baktıklarımdan birini belediye alıp götürmüş, şikayet var diye.. Geri getirmeye gittim ama cumartesileri yetkili kişi yok diye vermediler. Barınağın durumu içler acısı. Oradaki köpeklerin hepsinin psikolojisi bozuk. Barınağın dışında bile onlarca bir deri bir kemik aç hayvan bekleşiyor. Ortalıkta ne mama kabı var ne de su. Dün eve gelince hasta oldum ama çözüm yok. Bizim gibilerin denizyıldızları hikayesi gibi tek tek bir hayvancığı kurtarma çabalarımız işe yaramıyor. Çaki'yi kimsenin almayacağını biliyorum. Bir köpeğe yuva aradığım zaman 'Sen neden almıyorsun?'' diye beni çok üzen sorulara muhatab oluyorum. Evim küçücük, bir köpeğim, bir kedim ve sokakta baktığım pek çok kedim, köpeğim var. Yine de izninle Çaki'yi bloğuma koyacağım. Belki biri ilgilenir. Sevgiler, selamlar.İsmet
Allahım yaaa insanlara mı hayvanlara mı yardım edelim şaşırdık.bu nasıl bi vahşet nasıl bi ..vallahi laf bulamadım ne desem az gelecek zira.bunu yapan ölsün.daha dün yine bir blogda gördüm iki kedi yavrusunun da aynı şekilde gözleri oyulmuş.geçen tvde gördük köpeği kesip derisini yüzmüş sokağın ortasına bırakıp gitmiş poşetin içinde.bu vahşiler için insan hayvan ne farkeder.. rahmetli münevverin başına gelenleri gördük..bütün yüreğimle lanet ediyorum bu insanlığın yüzkaralarına...ölsünler ölsünler bu pisliklerin hepsi ölsünler.ama aynı acıyı tadarak ölsünler..
YanıtlaSilÇok ciddi bir toplumsal sorunumuz var; bazı insanlar insanlıklarını yitirip iyice kontrolden çıkmış durumdalar. Kendimizi ve tüm canlıları bu korkunç ortamda koruyabilmek için dayanışma içinde olmalıyız. Yakından uzağa yönetim birimlerine sesimizi duyurup onların bu konularda daha duyarlı olamalarını, ciddi çalışmalar yapmalarını sağlamalıyız. Ben bu gün Antalya Belediyesi'ne rahatsızlığımızı anlatan dilekçe yazıp yarın ulaştıracağım. Ne kadar çok sesimizi duyurabilirsek o kadar destek alırız. Gazetelerin okuyucu köşelerine de yazalım ve elimizden geldiğince sesimiz çıksın. Tüm duyarlı insanların desteğini bekliyorum.
YanıtlaSilÇarliye içim acıyarak baktım. Biz küçükken annelerimiz, büyüklerimiz sokağa çıkarken " bir hayvana nasıl zarar verirsen sende aynı zararı görürsün" diyerek korkuyla karışık tembihler duyardık hep. Şimdi ki anneler ne yazık ki sanırım böyle değil- duyarlı olanlar için sözüm meclisten dışarı- Off off... Bende İzmir'de bir arkadaşımla beraber araba motıruna sıkışmış bir kediyi kurtarmaya çalıştık iki hafta önce. motor söküldü yavru kedi çıktı ama ayak kırık ve gözünün yanında bir oyuk. Ne yazık ki birde o oyuk içinde kurtlar kaynıyordu. Meğer yavru 2 gün önce sıkışmış, arabada kullanılmadığı için fark edilmemiş. geç kalındığı için böyle olmuş. Veterinere götürdük ama yapabilecek başka bir yolumuz yoktu uyutuldu :((
YanıtlaSilNe kadar vahşice bunu yapanların içinde insanlık kalmamış. Yazıklar olsun. Elleri kırılsın inşallah.
YanıtlaSilİnsan bakmaya dayanamıyor. Anneler yetiştirdiğiniz evlatlarınıza çiçeği dalında sevmeyi, hayvanı korumayı öğretin....Bunu sizden başka kim verebilir?
<:(
ben -sessiz kalan-kesimin böyle cani insanların yaptıkları ve yapacakları caniliklere zemin hazırladıkları düşüncesindeyim..hayvana duyarsız olan insanların çokluğu sebebiyle bunlar oluyor..bu hayvanları bu hale getiren birileriyle aynı sokakları aynı apartmanları paylaşıyoruz..belkide selamlaşıyoruz..ben hayvansevmeyen insanları hayatıma bile almıyorum,bu benim hayatımın merkezinde olan bir konu..yeni başlayan kişisel ilişkilerimde en büyük kıstasım bu benim..
YanıtlaSilherkes sokağındaki hayvana gözkulak olsa,her göz onların üstünde olsa bunlar olur mu?olmaz..
kimse -bir cani bile -kendini ayan beyan ortaya koyamaz ve bunları yapmaya cesaret etmez..
eğer insanlar duyarsızsa bunu yapan caniden benim nazarımda pek bir farkları yok..daha bir kap su koymak bile marifet bizim ülkemizde..nerde beslemek,nerde sokağındaki hayvana gözkulak olmak!!!
yani,sessiz kalmak suça ortak olmaktır..
bu blog aleminde benim dikaktimi çeken bişey oldu..bir seneyi aşkındır blog yazıyorum heralde artık bir kaç özeleştiri yapmak ayıp kaçmaz düşüncesindeyim..
çok okunan,artık kitlelere hitap eden bazı bloglar hayvanlar konusuna değinmiyorlar,ve değinmemeleri onları bu sorumluluktan muaf hale getirmez..
insanlara çağrıda bulunmaları,duyarlı olmaları konusunda uyarmaları lazım..binlerce okuyucusu olan bu bloglar en azından 10 kişiye ulaşsa kötü mü olur?herkes duyarlı olmalı..bu duyarsızlık yüzünden duyarlı olan kesim madden ve manen çökmekten yorulduk!!ben hakkımı helal etmiyorum duyarsız olupta madden ve manen bize yük bindiren duyarsız kesime..insanlar ahh vahh dan öteye geçmeyen merhamet budalalığından vazgeçip kendileri de sorumluluk duymaya başlamalılar..
Bu dehşet görünüm aslında hayvancık değil:içinde sevgi namına zerre kalmamış insanların bide ruhundaki pisliği vahşete dökerek kusması asıl dehşet.allah cezalarını verecektir eminim. bir kıssa anlatmak istiyorum: sevgili peygamber efendimizin kucağına bir kedi yatıyor ve uyuyor.namaz vakti gelince peygamber efendimiz kedinin yattığı yeri kesip kediyi rahatsız etmemek için uyandırmadan usulca kalkıyor.namazdan gelince kedinin kalkıp gitiiğini görüyor ve fistanın parçasını geri dikmek istiyor.ve mucizelerin sebebi allah ın küçüçük bir mucizesi kesilen parça hiç kesilmemiş gibi birleşiyor.allah korumayı emretmiş bizlere ama bu cahillerin
YanıtlaSilvahşeti insana veya hayvana uygulayan allah korkusuzlarının elbet cezası olcakdır.
Değerli Arkadaşlarım, keşke bu tür olaylarla karşılaşmayıp, blog paylaşımlarımızda hep güzel ve iç açıcı konulardan söz edebilseydik. İnanın yazarken insan olduğum için utanç duydum. Nasıl bir türe dönüşüşüyor insanoğlu? diye kaygı ve panik içinde kaldım. Ama dediğiniz gibi galiba ektiğimizi biçiyoruz. Siz çok iyi anladınız demek istediğimi.
YanıtlaSilDuyarlılığınız için ve sayfanızda bu konuya yer verdiğiniz için yürekten teşekkürler.
konuyu sevgili leyyacığımda görüp bir uğradım nasıl üzüldüm anlatamam yavrum nasıl kıymışlar yaaa. umarım bir evi olur sayenizde. bir minik kedidinin sokakta miyavlıyan sesi bile içimi acıtırken bu yavrucağa nasıl üzüldüm anlatamam. Ah etmeyi hiç sevmem ama bunu yapanlar,yaptıklarının binbeteriyle karşılaşsın demekten de kendimi alamayacağım.
YanıtlaSilLanet olsun! Ben boyle insanlarin olmesini istiyorum, boyle insanlarla ayni dunyada yasamak istemiyorum. Bu caresiz, savunmasiz hayvanlar boyle insanlarin eline dussun istemiyorum! Ve su an surada hic bir sey yapamadan duruyorum. Hem kendimden hem de butun insanliktan utaniyorum! :-(
YanıtlaSilGerçek bir vahşet, facia.
YanıtlaSilHayvanın canının yanmasının ne kadar acı olduğu bir gerçekse, o çirkin işi yapan insanların durumunun acılığı ve vahşeti de o kadar vahim bir gerçek.
Sorun bir yönüyle medeni olmamak veya olmayı reddetmek ile ilgili bir durum.
Doğma büyüme şehirli olmak medeni olmak anlamına gelmiyor. Medenilik çevredeki farklı insanların farklılıklarına saygılı olmakla ve bütün canlıların haklarına saygılı olmakla ilgili.
Zaman geçtikçe (özellikle istanbul gibi metropollerde)şehirlilerde medenilik kayboluyor, herkes tek başına, sorumsuzca duyarsızca yaşayıp gidiyor. Bunun sonucunda (bilip bilmeden satanist dediğimiz) garip alışkanlıklara ve inançlara sahip insanların sayısı da artıyor.
Eski kaliteli medenilik azalmakta.
Çocukluğumda mahallemizde sokak köpekleri çoktu. Belediye arada sırada bunları zehirleyerek acılar içinde ölmelerini sağlardı. Mahllemizin istanbul şehir medeniyetine sahip insanları sadece rumlardı. Sokak köpeklerini belediyenin itlaf uygulamalarından korumaya da ancak onlar gayret ederdi. diğerleri umursamaz davranırlardı.
Şimdi bizim burası istanbulun en kozmopolit en eski yerleşim birimlerinden biridir. Herkes sokak hayvanlarına yiyecek ve su yardımı yapıyor. Eskiden yol kenarlarında köşelerde ciğerciden alınmış doğranılmış ciğerlerin kedilere köpeklere verildiğine sık rastlardım. Şimdi ise yeni çıkan taneli katı kedi köpek mamaları her yerde kenarlarda yerlerde daha bolca var. Hayvanlar aç kalmıyor. Bazen bu yemlerle güvercinlerin de ilgilendiklerini görüyorum. Martılar caddelere sokak aralarına inmiyor yoksa bu yemleri kaçırmazlardı. Onlara da damlarda yiyecek yardımı yapanlar var.
Kısaca, köklü şehirlilik medeniyeti yoksa sokak hayvanlarına değer vermek de yok.
Taşra insanı hayvanlara karşı acımasız. Birinin tavuğunu bir sokak köpeği mi kovaladı? Zavallı köpeğin kafasını kırarlar.
Bunların sevgi aşılanmamış çocukları hayvanlara her türlü zararı vermeye bayılıyor.