18 Şubat 2012 Cumartesi

Yollarda Kalmak!


Yıllar önce, galiba 82'de bir ocak ayında Ankara'dan Antalya'ya dönüyoruz. Eşimin rahatsızlığının ilk yılları. Henüz tanımadığımız bir hastalığın sekiz kollu ahtapot misali çeşitli sistemlerini yakaladığı ama henüz felç olmadığı o korkunç günler.. Antalya'da o yıllarda Üniversite Hastanesi yok. Biz de buradaki doktorlarımızın tavsiyeleri doğrultusunda İstanbul Çapa'yı ve Ankara Göz Bankası'nı komşu kapısı yaptık o günlerde. İstanbul'daki doktorumuz ışıklar içinde uyusun, Prof. dr.Türkan Saylan. Ankara'daki, yaşıyorsa Allah uzun ömürler versin, rahmetli olduysa o da ışıklar içinde uyusun, Prof. dr. Leyla Atmaca. Neyse, Ankara'daki çile dolu hastane  günleri bitti ve geri dönüyoruz. Eşimin her iki gözbebeğine de Depo Medrol  enjeksiyonu yapıldı.Gözleri bantlı. O ilacı bulabilmek için karda kışta kısıtlı zaman dilimi içinde  ecza depolarını  dolaşmam, bir taksi bulabilmek için bile savaş vermem,  ben gecikince eşimin hastane koridorunda tek başına  beklerken yaşadığı panik ataklar o günlerden kalan  çok acı hatıralar. Ben eşimin bakımı için bir kaç ay boyunca ücretsiz izin kullandığım için  maaş alamıyorum, maddi sıkıntımız var. Bu yüzden zorunlu olarak otobüs yolculuğu yapıyoruz. Ankara Afyon karayolunda, Afyon'a yakın bir yerlerde kar  ve tipi yüzünden yolda kaldık. Saatler birbirini kovaladıkça sinirler geriliyor. Soğuk, açlık, tuvalet ihtiyacı yetmezmiş gibi eşimin  gözleri bantlı yani iyice moral bozucu bir durum.  O zamanlar cep telefonları falan da yok.. Saatler sonra nasıl haberleşildiyse  en yakın  askeri birlikten yardım geliyor. Battaniye, ekmek, peynir ve meyve suyu..Açlıktan ölünmez belki ama soğukta aç olunca donma riski daha fazla. Bir asker moral olsun diye  güzel sesiyle bize türkü bile söylemişti, hiç unutamam. Şu an bile ağlıyorum. Askerimizin çabaları sonucu yol açılıncaya dek bir otobüs dolusu insan donarak ölmekten kurtuluyoruz.

Bu olayı anlatmamın nedeni şu:
Sabah twitter'a göz attığım zaman  18 saattir Ankara Afyon karayolunda mahzur kalan yolcular olduğunu  öğrendim. Bakın neler yazmışlar:

Afyon-Ankara yolu 18 saattir kapalı, yüzlerce insan donmak üzere ve medya TISSSS..! AKP gözünü açmadan asla uyanmayan bir medyaya sahibiz..!
20saattir aynı yerdeyiz,açız,tuvalet yok.sinirlerimiz altüst. Yolcular gerginlikten tartışmaya başladı.oturdum ağlaya ağlaya izliyorum
Ya allahaşkına KARAYOLLARI DİYE BİRŞEY YOK MU bu memlekette? İnsanlar donarak ölecek!!!

Ve böyle uzayıp gidiyor mesajlar

Şimdi ne demeli sevgili okurlar, bunca yıla rağman hala aynı sıkıntıların sürüp gittiği bir ülkede yaşıyoruz. Sadece bu konuda değil her konuda bu böyle ne yazık ki.

Yolda kalanlara sabır ve acil yardım diliyorum. Vah benim ülkem vah!

19 yorum:

  1. Günaydın öyle tanıdık duygulardan geçmişizki bir an kendim yazıyormuş gibi oldum:((
    Yurdumuzdaki bu tip duyarsızlıkların bitebilmesi için önce insan denmesinin öğrenilmesi gerekiyor maddi çıkarlardan sıyrılıp sadece insana değer verebilmek! umarım
    bir gün bu eksikliğin farkına varılır
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz de mi yaşadınız benzeri durumları? Gerçi herkesin sıkıntılı günleri olmuştur, çocuklarımız bari görmesinler diyorum ama iyiye gidiş yok:((

      Sil
  2. Çok zordur çok. Oğlum bebek bende yaşadım. Donmaktan korkmuştum :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Otuz yıl sonra hala aynı yerde saymak çok acı!

      Sil
  3. Ah güzel ülkem! Demek ki -30 ları gören Kuzey Avrupa kışını yaşasak hepten evlerde tutsak kalacağız. Herkes otursun oturduğu yerde misali... Oğlumun yaşadığı yer geçen yıl -30'ları görmüştü,aşırı kar yağan günlerde yerel yönetimler sabaha kadar yolları açık tutmak için çalışmışlar.Televizyonda ''aşırı yağıştan falanca yerin yolu kapandı '' haberleri Güney'de Ege'de otururken pek bir şey ifade etmiyor ama yaşayan bilir... Anınız unutulacak gibi değilmiş komşum. Gençlik,acemilik ve bilinmezliğin yarattığı korku sizi ne kadar sarsmıştı kim bilir ? Ne diyelim ''ülkem insanı da hakettiği gibi yönetilir inşallah ! '' ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her fırsatta ''ülkeye çağ atlattık'' diyenler galiba başka bir ülkede yaşıyorlar:((

      Sil
  4. Bir şirket satın alacak olduğumuzda, herşeyini didkliyoruz, ederi nedir, almaya değer mi, alırsak biz bu şirketi yürütebilirmiyiz falan filan.. bir eleman alıyorsa düzgün bir şirket elemanın her şeyini didikliyor, hele de kurumlaşmış belli bir büyüklüğe ulaşmış şirketlere kapağı atmak çok daha zor.. referanslar, özgeçmişlerde yer alan bilmem kaç özellikler yetmiyor bile.. açtığınız şirket bilmem kaç kurum tarafından bilmem kaç nedenle sürekli denetleniyor.. aldığınız eleman bilmem kaç biçimde denetleniyor ve hatası ya da yetersizliği görüldüğünde işten çıkışı veriliyor.. çok iyi performans gösteren bir futbolcunun bilmem hangi nedenle performansı düşünce ooopps hemen takımdan çıkartılıyor, eğer çıkartılmazsa taraftar veryansın ediyor.. gibi hayatımızın bir çok kesitinde bunlar yaşanoırken.. iş hükümetlere gelince.. herkes sus pus.. kimse seçilirlerken projelerinin ne olduğuna bakmıyor.. kimse sözlerini ne kadar yerine gtirdiklerine bakmıyor.. Almanya da daha yeni bir Cumhurbaşkanı istifa etti.. daha önce de çok bakanlar-milletvekilleri-başnbakanlar istifa etti şaibeler yüzünden.. çünkü hesap soranlar var.. biz de ise tam tersine bir sistem.. seçerek vekalet veren hesap sormayı bile aklından geçirmiyor, geçiren zaten soramıyor... ama vekil tayin edilen vekaleti verene sormadan kafasına göre harekt edip bir de üstüne asıl adamadan hesap soruyor.. taaaa en başından beri böyle oldu maalesef.. souçlardan birisi de yolda kalanlar... bugün nerede bu devlet diyen yarın unutacak .. balık hfızalı millet olma esasına dönecek.. yarın yine aynı şey olacak yine 2-3 gün yaygara.. o yüzden ben daha çoooook bu haberleri duyacağız ve kendimiz de bunları yaşayacağız diyorum.. kusura bakmayın uzun oldu..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen katılıyorum. Bir ülkede otuz yıl önceki sorunlar aynen yaşanıyorsa ve yöneticiler ''çağ atlattık!'' diyorlarsa çarpık bir durum var demektir. Eğitim skandalları, sağlık skandalları, yolsuzluklar, yağmalamalar, daha neler neler yaşanıyor. Hapisaneler fikir suçluları ile dolup taşıyor ama düzenin sorumlularına bir şey olmuyor.

      Sil
    2. bu düzenin suçu; oy verirken düşünmeyen, seçtiklerini neden seçtiğini düşünmeden oy veren, oy verdikten sonra da verdiği oyun karşılığında o sandalyede oturanların kendisi için yaptıklarını takip etmeden, eleştirmeden,şunu iyi yaptı, bunu kötü yaptı, bunu yapmayı şu nedenle beceremedi ama şunlar olduğunda yapabilecek gibilerine bakmak yerine, komple kötü, komple iyi olması mümkünmüş gibi taraftarlık yapanlarda.. tepkilerini doğru göstermeyi bilmeyenlerde... bu eğitime sahip olanların rahatlarından vaz geçip de çevrelerini eğitmek yerine kendilerini üstün sınıf sanarak kendilerine ait başka bir ülke-başka bir dünya varmış gibi yaşamalarında.. vs... vs... kısacası hepimizde... yöneteni ve yönetileni ile... bu benim düşüncem ... yanılmam da olası... belki de gökten bir elma misali inip de herşeyi düzeltmek için kendini feda edecek bir kahraman herşeyi düzene koyar.. bir süre idare ederiz.. sonra da yenisinin düşmesini bekleriz ...

      Sil
    3. Mucize bir çözüm beklenemez. Tabii ki tüm sorunları yok etmek kolay
      değil. Şu an muhalefette olanlar yönetici konumda olsalardı onlarında eksikleri yanlışlıkları olurdu. Benim zoruma giden on yıllarca bir arpa boyu yol alınamamış olması. Örneğin; ben üniversiteye başlarken hangi sorunları yaşamışsam bu günkü gençler de hala aynı sorunlarla boğuşuyorlar. Yaz boz tahtasına dönen sağlık sistemi, yine aynı durumdaki eğitim sistemi, gelir dengesizliği vs. vs. pek çok sorun var ülkede. Üstelik uzun yıllardır tek başına iktidarda olan bir hükümetin fazlası ile övünmelerine, her şeyi gayet iyi kotardıklarına dair iddialarına karşın neden insanlar çile içinde yaşıyorlar? Kahraman düşlemek yerine, kendilerine yetki verdiğimiz insanların doğru şekilde çalışmaları için hakkını arayan, sorunları dile getiren, yanlışlara karşı gelebilen toplum olmayı öğrenmeliyiz.

      Sil
    4. Kesinlikle.. sözlerinin her kelimesine sonuna kadar katılıyorum

      Sil
  5. :((((((((
    yöneticilerin ilgisine bunlar girmiyor sanırım onlar şehir içlerinde sök yap boz yeniden yaplarla ve ülkeyi nasıl batırırız gibi durumlarla meşgul ama lafa geldimi mangalda kül bırakmıyorlar.
    şu an içimdem geçeni aynen yazıyorum.
    Dilerim tüm imkanlarına rağmen kendileride yaşar bu rezilliği öğrenirler belki.

    sevgiler canım

    YanıtlaSil
  6. ...onu bunu bilmem bu Afyon yolu hep belalıdır da, karayollarına mı kızacaksın, yol ve hava durumunu bile bile o yola çıkan otobüs firmalarına mı, olay yerine acil ulaşıp çözüm üretemeyenlere mi.. yazıktır yahu.

    YanıtlaSil
  7. Vah ki ne vah, 50 cm kara yenik düşen bir ülkede yaşıyoruz. Balık hafızasıyla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ''Biz bunu hakediyoruz'' mu desem yoksa ''biz bunu hak etmiyoruz'' mu? İşte bu tartışılır.

      Sil
  8. Dün haberleri dinlerken ayni duyguları yaşadım. Annemle kalmıştık Uşak-Afyon arasında. Anneciğim ördüğü örgünün parçalarını göğsüme, sırtıma sokuşturmuştu hiç unutmam.Kurtarmaya gelen otobüse geçişimiz bile başlı başına korku filmi gibiydi. O gün, bu gündür, kışın ve gece yola çıkmam, çıkartmam:((

    YanıtlaSil
  9. Yol 25 saat kapalı kalmış..

    YanıtlaSil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.