30 Mart 2011 Çarşamba

Çocuk Cinayetleri ve Diğer Vahşet Örnekleri


Gazete ''Türkiye cinnetin eşiğinde!''  diye  başlık  atmış  habere.  Bence yanlış;  bu  cinnetin ta  kendisi. İnsanlar küçücük  çocuklara  düşünmesi  bile  korkunç  gelen işkenceleri  yapıp  öldürüyorlar. Ülkenin  dört  bir  yanından işkence  görmüş, tecavüz edilmiş, parçalanmış cesetler  fışkırıyor  adeta. Dayak,  saldırı, yaralama  olayları  sıradanlaştı. Hukukçular, sosyologlar, psikologlar bir  şeyler  söylüyorlar ama gün  geçmiyor  ki,  bir  öncekinden  daha  vahşisi  haber  olarak  karşımıza  çıkmasın!  Bütün  bu  olaylar  toplumsal ve kişisel  sorunların  en  büyük  boyuttaki  çığlıkları.  Böyle  bir  dünyaya doğmak  belki  de  en  büyük  talihsizlik.

Peki  hiç  mi  yapılacak  bir  şey  yok? İnsanlar  ben  merkezci  olmaktan vaz  geçip  birbirine  biraz  daha  fazla  değer  verse, çevrede  olup  bitenlerle  daha ilgili  olsa, örneğin anne,  baba,  öğretmen, akraba, komşu  sıfatları  ile  daha  fazla  sorumluluk  alıp  gözünü  biraz  daha  açık  tutsa,  eğitim  kurumları  çok  daha  sıkı bir eğitim  politikası  ile  sadece  kafaları  ezberlenmiş  bilgilerle  dolu  insan  modeli için değil, ahlaki  değerleri  olan, insan  ve  doğa  sevgisi  ile  beslenen  bireyler  hedeflese,
Okullardaki  rehberlik  faaliyetleri  göstermelik  olmasa, toplum  içindeki  hasta  ruhlu  insanların  farkına  varılıp gereken  yaptırımlar  uygulanabilse; tedavi  gerekiyorsa  tedavi,  cezalandırma  gerekiyorsa  yargı  uygulamaları belli  bir  sistem  oluşturularak doğru  ve  zamanında   yapılabilse.. Bunun  için  mağdurlara, sıkıntı  içinde olanlara, taciz görenlere  kulak  verecek,  hatta  onları durumlarını  anlatmaya  teşvik  edecek  sağlam kurum ve  kuruluşların  birimleri  toplumun  her köşesinde  görev  başında  olsa...
''Yapılsa,  olsa''  diye  uzayıp  gider  bu  liste... Gider  de,  bunların  gerçekleştirilmesi  gerçekten  ütopya  mı?  Unutmamalı  ki, bir  toplumda  bu  tür  sorunlar  varsa,  kimse  kendini  ve  çocuklarını  güvende  sanmasın. Herkes gazetelerde,  tv'de dehşet  içinde okuduğumuz,  izlediğimiz  bu  olayların  kurbanı olabilir. Bunun  bilincinde  olarak  toplumca  hassas  davranmalıyız. Bizler rahatsızlığımızı, acımızı  ve kaygılarımızı  ne  kadar    dile  getirirsek  o  kadar önemsenir  bu  sorunlar  ve  çözüm  arayışı  ancak  o  zaman ciddi  anlamda ele  alınır.

2 yorum:

  1. Canım benim yaşadığımız hiç bir şeyden ders almıyoruz ki bundan alalım ama bu başka bir şeye benzemez Toplumda yaşanan ahlaki çöküntünün nedenleri araştırılıp çözülmedikçe kimbilir daha ne akla hayale sığmaz vahşetler cinayetler ve tacizler yaşanacak düşünmesi bile korkunç. Bu konuda çocuklarımız ve hele de yeni doğan torunum adına çok kaygı duyuyorum. sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Nasıl bir toplumda yaşıyoruz,kaygı duyuyorum.Çözüm için şiddete karşı politikalar üretilmeli.

    YanıtlaSil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.