Şükürler olsun! Sabah yürüyüşlerimizde rahatladık, çünkü az da olsa sabahları hava serinledi.
Ama hala Minik'in dili bir karış dışarıda:)
Deniz muhteşem görünüyordu. Begonviller de öyle..
Alışveriş çantalarına devam.
Yaz biterken reçellerimiz de azaldı. Daha önce denemediğim bir reçel denedim, mürdüm eriği reçeli. Küçük küçük doğrayıp birebir ölçüde şekerle bir kaç taşım kaynatılıyor, o kadar. Limon suyuna bile gerek yok.
Havalar serinler gibi oldu, hemen bir örgü başladım. Bakalım ne olacak? Kazak mı? Hırka mı? Sürpriz olsun.
Not: Aslında iki ton daha koyu nefis bir koyu pembe nasıl böyle iç bayıltan bir renk olarak görüntüleniyor anlamış değilim. En kısa zamanda fotoğraf makinemi yenilemeliyim.
Turşumuzu balkonumuzda yetiştirdiğimiz minik acı biberlerden yaptık.
Ohh, nefis bir reçele benziyor. Ellerinize sağlık :)
YanıtlaSilBu ne hamaratlık, kıskandım birazcık:))) Hepsi için ellerinize sağlık. Sevgiler.
YanıtlaSilTeşekkürler Kontrast.
YanıtlaSilTeşekkürler neduk. Öyle derseniz inanırım sonra:))
O Minik'in dilini sevsinler :)
YanıtlaSilEllerine sağlık.
Reçel de, turşu da marifet isteyen şeylerdir. Herkes tutturamaz :)
Şımarmak hakkın :)
Sevgilerimle.
Teşekkürler Sittirella'cım. Benden de sevgiler.
YanıtlaSilNe güzel şeysin sen öyle,dilini yerim senin ben annem.Jane de hayranım ama bir türlü ona iki satır yazamadım,kırılmaz umarım :)Eh biz de yavaş yavaş uzun yürüyüşlere başlarız artık,önce sıcaklar arkadan benim grip olmam,Keşkül'le yaptığımız yürüyüşlere ara vermemize neden oldu.Neyse ki hava biraz serinleyince bahçedeye çıkıyoruz da havını boşaltıyor kuzum ...
YanıtlaSilÖncelikle geçmiş olsun Nilgün Hanım. Grip deyip de geçmeyin, aman dikkat edin kendinize.
YanıtlaSilAyrıca güzel bebişlerinize sevgilerimizi gönderiyoruz.