GALLUP’un, 20015 yılında arasında dünya çapında gerçekleştirdiği “mutluluk” araştırmasında Türkiye maalesef son 10 ülke içinde. İnanmayanlar göz atabilir:
http://www.hurriyet.com.tr/dunya-mutluluk-arastirmasinda-ilginc-sonuclar-28505502
Danimarkalıların yüzde 82 si kendisini “mutlu” olarak tanımlarken Türkiye’de bu oran sadece yüzde 13.
Yani durum şu: Mutsuzum, mutsuzsun, mutsuzuz.
Piyasalardaki onlarca kitap, insanları daha mutlu daha sağlıklı yapmanın yollarını açıkladığını iddia ediyor. Belli ki, mutsuzluğumuz insanların zayıf olduğu yönlerini keşfedenler ve bundan para kazanmak isteyenler için iyi bir kazanç alanı.
Okuduğum bir makalede, bir uzman ( haydi adını da vereyim Dr. Tanju Sürmeli) “Türkler genellikle beyinlerinin ön bölümünü iyi kullanmıyor” diyor.
Ve devam ediyor:
''Dolayısıyla sabırsızlık, duygusallık, saldırganlık, motivasyonsuzluk, ani öfke patlamaları gibi iyi tanıdığımız özellikler ön planda.
Bu özelliklerin hiçbirinin mutlulukla yakından uzaktan ilgisi yok.
Hepsi tek başlarına birer mutsuzluk kaynağı.
Türkiye’de insanlar hep bir kavga ortamında. Politika sahnesinde, medyada kavga olunca beyin negatif bir döngüden çıkamıyor” diyor.
Arkasından da önerilerini sıralayıp, kendi geliştirdiği yöntemlerden söz ediyor.. Ayrıca bu konu ile ilgili bir de kitap yazmış.
Ben , ''bu kitap, o kitap diye tavsiyelerde bulunacak konumda değilim. Üstelik bu tür kitapların pek çoğunun okuruna değil de maddi kazanç yolu ile yazarına mutluluk verdiğini de düşünmüyor değilim.
Ancak mutsuzluklarımız konusunda kafa yormamız gerektiğine düşünüyorum. Yaşamın zorlukları ile baş edebilme konusunda her insanın yapabileceği bir şeyler olduğuna inananlardanım. Şahsen ben kişilerin hatta uzmanların ''Şöyle yapın, böyle yapın!'' tavsiyelerinden çok kendi mutsuzluğumuzun kaynağını keşfedip ona göre önlemler almamız gerektiğini düşünüyorum. Bir de başkalarının durum ve duygularını anlayabilmenin önemli olduğuna inanıyorum. Yani ben merkezci olunca daha çok mutsuz oluyor insanoğlu.
Elbette, hayattan zevk alabilme konusu da önemli.. Bunu başarmak için kendimizi tanıyıp zaman ve çaba göstermemiz gerekiyor. ''Zaman ve koşullar!'' dediğinizi duyar gibiyim.. Eee ne yapalım, emek olmadan başarı da olmuyor.
Gerektiğinde güvenilir bir uzmandan yardım almak işe yarayabilir. Yine de iş insanın kendi beyninde başlar ve biter gibi geliyor bana.
Hepinize sağlıklı bir beden ve ruh diliyorum. Mutsuzluklar hepimizden uzak olsun.
Umarım mutsuzluk bizle olmaz...
YanıtlaSilMutsuzluk sebepleri oldukça çok ama inatla gülümsemeye çalışıyoruz hayata:))
YanıtlaSiliyi günler blogunuzu severek takip ediyorum yazınızı okudum size katılıyorum bence mutsuzluğun kaynağı insanları hazıra alıştırdılar üretken bir toplum yerine tüketken olduk ben uzman değilim ahkamda kesmek istemiyorum benim fikrim insanlar birşeyler üretmen için meşgul olurlarsa tabiki gazete kitap vs de okumalı ama üretmek başka birşey insan sürekli meşgul oldumu ne sitrese girer ne dedikodu yapar ve ürettikleri ile meşgul olunca mutluda olur.
YanıtlaSilKeşke okuyan ve düşünen bir toplum olsaydık ama maalesef bir çok insan mutsuz olduğunun ve mutsuzluk yaydığının bile farkında değil .Mutluluğun Coğrafyası diye bir kitap var onu da tavsiye ederim.Ülkelerin alışkanlıklarının mutluluk üzerine etkisini anlatmış.
YanıtlaSilKitabı not aldım. Teşekkürler.
SilMutsuzluğun bulaşıcı olduğunu düşünüyor ve buna muzdarip olanlardan uzak durmaya çalısıyorum. Ne yapayım?
YanıtlaSil