21 Aralık 2011 Çarşamba
Güne Kötü Başladım / Mahallemizde Ağaç Katliamı !
Sabah yürüyüşü için çıkmıştık Minik'le.. Evimizin karşısındaki muhteşem kauçuk ağacının etrafında bir telaş! Belediyete ait kalabalıkça bir ekip canım ağacı kesiyor. Çevreden insanlar da sigaralarını tüttürerek izliyorlar.. Gözlerime inanamadım.. Hemen ekibin başında bulunan görevliye koştum ve durumu öğrendim;
Efendim, ağacın yakınındaki bir kaç esnafın isteği üzerine ağacı kesiyorlarmış.. ''Yapmayın, etmeyin, esnaf bilir kişi midir? Bu işin uzmanları gelip durum tesbiti yaptılar mı? Ağacın verdiği zarar resmi olarak tesbit edildi mi? Bu ağaca nasıl kıyarsınız?'' tarzı söylemlerime ve tepkilerime rağmen, ağaç korkunç bir şekilde kesilmeye devam edildi. Ekibin şefi olan bayan, aslında esnaf tarafından, ağacın kökünden kesilmesinin talep edildiğini ancak büyük bölümünü keserek sorunu çözmeye ikna ettiklerini söyledi.. Zaten ağacın tepesi kesilmiş, ucube hale getirilmişti. Ağaçlara olan ilgim nedeni ile bu şekilde kesmenin onu ölüme mahkum etmek anlamına geldiğini biliyordum. ''Bir de dilediğiniz yere şikayet edin !'' diye küstahça yanıtlar aldım. Tepkim artınca, kesimi destekleyenlerle tartışma içinde buldum kendimi. ''Bu ağaç betonları çatlatıyor'' diyordu birisi. Betonu ağaçtan değerli sayan zihniyetle tek başına savaşmanın nasıl bir duygu olduğunu düşünün. ''Vah!vah! yazık ağaca diyen tek tük insanlar dışında kimseden destek yoktu.
Zaman harcamadan Orman Bölge Müdürlüğü'nü aradım ama ağaç park bitkileri kategorisinde olduğu için bir şey yapamayacaklarını söylediler. Eğer bir orman bitkisi (örneğin çınar ağacı) olsaydı gereken yapılacaktı.
Bu durumda bilen varsa söylesin sevgili okurlar;
Esnaf bilir kişi midir ki, bu ağaç zarar veriyor deyince belediye ekip gönderip o ağacı kesebiliyor?
Zaten beton yığınları arasında sayıları git gide azalmakta olan ağaçların yaşamlarına son vermek bu kadar kolay mı olmalı?
İçim acı ve öfke ile, gözlerim yaşla dolu, Antalya Valiliği'ne bir dilekçe yazdım. Bakalım ne olacak? Yoksa belediye, çevre bilincinden yoksun insanların isteği doğrultusunda bu saçma uygulamalarına devam mı edecek? Ahhh ahhh benim ülkem!!!
Etiketler:
Çevre bilinci,
Çevrecilik,
Yaşamdan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yazıktır günahtır ! Ben Antalya'da görev yaparken en çok yeşilliğini ve turunç kokusunu severdim biliyor musun sevgili komşum. Işıklar caddesindeki evimin önü caddeydi ve caddenin ortasında Turunçgiller vardı. Baharda nasıl güzel kokardı anlatamam. Sonra bir gün geldiler haldır huldur kestiler. Koca caddede kimse umursamadı. Eşimle ben çok üzüldük söylendik ama yalnız kaldık :( Kauçukla ilgili anım da ayrıdır. A.Anadolu Lisesi o zamanlar şehrin dışında Yetiştirme Yurdu'nun oradaydı .Okulun bahçesinde kocaman bir kauçuk vardı ve 2. kattaki sınıfların penceresine kadar uzanıyordu. İlk gördüğümde o kadar şaşırmıştım ki İzmir'e telefon açtığımda anneme ''senin gözünün içine baktığın nazlı kauçuk burada ağaç anne '' demiştim.Hasılı üzüldüm komşum. Giderek duyarsızlaşan toplumumuz kendi felaketini çağırıyor :(
YanıtlaSilSevgili Nilgün Hanım, beni ne kadar iyi anladığınızı biliyorum. Burada göz göre kaybettiğimiz doğamızın sancılarını aynen içimde hissediyorum ve gerçekten de bu konuda yalnızım. Üzüntü ve öfke ile iyi görüştüğüm, selamlaştığım komşulara da çıkıştım; ''neden tepki göstermiyorsunuz?'' diye ama düzgün bir yanıt alamadım..
YanıtlaSilDemek Antalya Anadolu Lisesi'nde görev yaptınız. Oğlum Onur da oranın mezunlarından. Şu an avukat. Sevgiler, selamlar...
malesef bizim ülke insanının hali bu!! ağaç nedir ki! heryerde var zaten bu eksilse birşey olmaz mantığı ile gidiyorlar.. ama insanoğlu bir baksa mezarlıklara, altındayken bile üstüne ağaç dikiyorlar toprağın!!!
YanıtlaSilNe kadar üzüldüm anlatamam o ağacı biliyorum:( Ağaca olan düşmanlık bu memlekette niye bu kadar çok. Eşim yıllarca Kalekapısındaki Cumhuriyet Hamamı'nın karşısındaki tarihi çınarın kesilmemesi için mücadele verdi ama başaramadı. aynen bu olaydaki gibi bilirkişi esnafın rahatsızlığı nedeniyle dalları budana budana kuşa döndü canım çınar. Aslında düşünürsek sebep de sonuç da basit, neyin kıymetini biliyoruz ki ağaçlarınkini bilelim:(
YanıtlaSilÇok üzüldüm :(
YanıtlaSilBöyel insanlar olmaz olsun o esnaflarında kazancında bereket olmasın inşallah...
Çok, çok üzüldüm. Böyle bir durumla karşılaştım ben de ve yüksek sesle ikaz etmemin faydasızlığını anladığımda hemen fotoğraflarını çekmeye başladım ve "bakın, fotoğraflarınızı çekiyorum ve basına gönderiyorum, hemen şimdi e-posta ile. Şimdi burada olurlar" dediğimde korktular. İşlerini yarım bırakıp bir kaç yere tlf. ettiler ve vaz geçtiler. Bu anlattığım 5-6 yıl önceydi. Bir de sanırım Bodrum çevrecilerin aktif ve etkili eylemler yaptığı bir grup olduğu için korkuluyor ve çekiniliyor.
YanıtlaSilbir hayvana yardım etmek,yahut doyurmak,bir ağacı korumaya kalkışmak günümüz koşullarında ne kadar da luzumsuz!! insanların duygusuzluğu ve vurdumduymazlığı korkunç boyutta,artık diri diri insan doğransa ve kimse ses çıkarmasa şaşırılmayacak zamanlar yaşıyoruz!!biz duyarlı insanlar hergün kahredici manzaralar sayesinde üzüle üzüle yaşamaya mahkumuz adeta..çaresizlik ne kötü!!!
YanıtlaSilArkadaşlar, buradan yorumlarınızla verdiğiniz destek de önemli. Çünkü yerel gazetelere yazdım ve blog çevremden söz ettim.
YanıtlaSilEvet, aynı yöntemi uyguladım sevgili ehlikeyf. Biraz tedirgin oldular ama zaten ağacın büyük bölümü kesilmişti...
hem hayvan bitki bütün varlıkların alanlarını işgal ediyoruz sonra da "betonları çatlatıyor" gibi abuk bahanelerle hakkımız gibi kıyıyoruz.
YanıtlaSilben bizim bahçemizdeki ağaçlara oyun oynarken tırmanıp dallarına zarar verdiğimde bile babam beni yanına çağırır, kırılan daldan akan özsuyu gösterip "bak ona zarar verdin ağlıyor" derdi. böyle çevre sevgisi verilir, yok ederek önüne çıkanı yıkarak değil.
yeşili, ağacı düşman gören bir nesil var şu anda. Malesef pek çok çocuk da böyle yetişiyor. Biz evimizi alınca kaldırımların içini temizleyip ağaçlar diktik. Kaç kez çocuklar tarafından söküldü, dalları kırıldı bilseniz.
YanıtlaSilSiz Hasan Toptaş'ın Ben Bir Gürgen Dalıyım adlı kitabını okumuş muydunuz? Okumadıysanız hararetle tavsiye ederim. İlahi bir kitaptır.
YanıtlaSilmaalesef nedir bu ağaç düşmanlığı bende geçen sene böyle bir olayla karşılaştım az kalsın dayak yiyecektim yine de ağacı kesilmekten kurtaramadım
YanıtlaSilSağ olun dostlar.
YanıtlaSilKitabı not ettim. Mutlaka okuyacağım.
Ah.. ah...
YanıtlaSilUstelik o esnaf oradan taşınınca kalan biz ağaçsızlar oluyoruz.
Olan hep ağaçlara ve ağaçseverlere oluyor. kiminin alerjisi var, kiminin güneşi kapanıyor, kimi rüzgarda sesinden korkuyor v.s..
Çok üzgün anne Çiğdem
Çok üzüldüm:( inşallah şikayetlerinizden bir sonuç alırız.
YanıtlaSilBende dönerciler çarşısı zabitanın yanında kocaman palmiye ağacı var. fakat dibine kadar kaldırım taşlarını döşemişler. gerekli yerleri arayıp ilgililere bu ağaç nasıl sulanacak siz bu ağacı kurutmayı çalışıyorsunuz? dedim. ağacı takip ediyoruz zarar olursa altını açacaklar dediler. şaşırdım. herkes kendisine göre savunmasını yaptı.ağacı gidip geldikçe takip ediyorum bakalım ne olacak:(
bu ülkede kanunsuzluk almış başını gitmiş.gecekondu yaparlar sonra kentleşme adı altında köşe döner konducular sende bir ev alacağım diye kendini parala,elektriği kaçak kullanırlar abonelere ödetirler.ağaçlar büyüdü mü kesim zamanı vardır..kim takar baltayı kapıp keserler.aynı olay bu gün leventte yapılıyordu.kontrol yok katliam var.yaban,saygısız,bencil,duygusuz bir toplum olduk ne yazık ki içim sızlıyor.inş yazınıza cevap verirler.
YanıtlaSilBenim bir zaman oturduğum yazlık sitede verdiğim mücadeleyi hatırlattınız bana denize ve ormana sıfır konumdaki sitede deniz gören tarafta ağaç yetiştirmezlerdi yazın sözlerini geçiremezlerse kışın diplerini çamaşır suyu döker kuruturlardı sebep balkonlarından denizi görmeleri gerekirmiş uzun yıllar çaba gösterdim sonunda ben uzaklaştım oradan tohumlardan yetiştirdiğim fidanların birçok çeşit bitkinin kuruması yüreğimi tüketti Olmuyor arkadaşlar olmuyor kafalarına sokamıyorsunz doğa sevgisini onların beyinlerinde bencillik ve örümcekler öyle kök salmışki:((((
YanıtlaSil:(((
YanıtlaSilbir ağaçtan sıkıntı duyacak birileri olabileceği hiç aklıma gelmezdi.
Onların içinde sevgi ölmüş,hissetmek ölmüş,bu durum bunu gösteriyor:((
İçim acıdı resmen. O ağacın öyle gelişmesi için kaç yıl geçmesi gerekiyor. Gerçekten çok günah, yazık.
YanıtlaSilbenim de odamın önünde bir ağaç vardı ve hemen yanımızda biten çirkin gri apartmanı olduğu gibi kapatıyordu. maalesef ağaçtan rahatsız olan yan apartman sakinleri kestirdi. şimdi perdeler hep kapalı.çok üzücü. doğayı sevmedikleri gibi, dağınık ve çirkin evlerinin görülmesinden de rahatsız olmuyorlar.
YanıtlaSilÜzüldüm şimdi :(
YanıtlaSilNe yazıkki bilinçsiz lik ülkemizde her konuda kendini gösterir oldu başka ülkelerde bir karış boş yer ağaçlandırılmaya, yeşillendirilmeye yada olanı itinayla korumaya alışmış toplumlar bizde hak getire.. Ne acı ki bunu görecek bilinçte işin başında olan yetkili diye birisleri yok ve eliniz kolunuz bağlı kalıyorsunuz. Antalyanın caddelerindeki o ağaçlara turunçlara kauçuklara her gittiğimde hayran hayran bakarım ve sırf bu güzellikler için burada yaşayabilseydim derim..Ülkemizdeki hangi güzelliğin değeri var ki kauçuğun olsun güzel arkadaşım..
YanıtlaSilNe zaman öğreniriz bilmem ağaçları, bitkileri, hayvanları sevmeyi...Bazı insanlar da ağaçlarına zarar gelmesin diye evlerini ona göre yaptırıyorlar. Bununla ilgili bir haber okumuştum.Keşke herkes duyarlı olabilse...
YanıtlaSil