1930'lu yıllara ait bu fotoğrafta, büyük bir olasılıkla Un Fabrikası'nda öğüttüğü unlarını at arabasıyla İskele Yokuşu'ndan çıkaran bir Antalyalı görülüyor. Eski Antalyalılar yokuşu ''Cemal Bey Yokuşu'' olarak adlandırırdı.
Ve aşağıda aynı yeri benim objektifimden görüyorsunuz.
YILLAR YILLAR ...
YanıtlaSil1930-2011= 81 yıl neler değişmiş değil mi? Yaşadığımız sokağın 10 yıl önceki halini bile hatırlayamazken!..
YanıtlaSilSevgilerimle.
81 yılda çok olumlu bir gelişme goremedim...(((Sevgiler.Aida
YanıtlaSilEvet işte böyle Sevgili kelebekana, Sevgili sufi..O siyah beyaz fotoğrafın çekildiği yıllarda doğan çocuklardan hayatta kalanlar varsa bugün 81 yaşındalar. Zaman akıp gidiyor. bir yandan da yaşadığımız yerlerin bambaşka görüntülere dönüşmesine neden oluyoruz. Elbette değişim olacak, çünkü, nüfus ve ihtiyaçlar artıyor ancak bu kadar betonlaşma olmadan olası değil mi zamana ayak uydurmak? O reklam panoları, taş yığını binalar illaki olmalı mı?
YanıtlaSilÇok güzel! Böyle fotoğrafları (eski ve yeni yanyana )çok severim.
YanıtlaSilEvet haklısınız Aida, olumlu bir gelişme bence de yok. Yolun iki yanı kitch binalarla ve reklam içeren levhalarla dolu. Oysa o sokağa yapılacak yapıların az sayıda ve çok özel bir mimariye sahip olmaları gerekirdi.
YanıtlaSilKaren Hanım, beni duygulandırıyor böyle kareler..
Döngü güzel bir şeyi hatırlatıyor bize; aslında kimse ev sahibi değildir:)) diyor...
YanıtlaSilEvet, kimse ev, mal mülk sahibi değildir aslında. Önemli olan bizden sonrakilere güzellikler bırakabilmek. Kirleterek, yok ederek, çirkinleştirerek değil..
YanıtlaSilBen de bir kültür sanat dergisi için böyle bir çalışma yapmıştım eski resim şeffaf kağıt yeni resim renkli..Dünya ne kadar değişiyor değil mi?
YanıtlaSilDünya değişiyor, değişim kaçınılmaz ama kirletmeden, bozmadan, çirkinleştirmeden olsa ne iyi olurdu.
YanıtlaSil