6 Nisan 2011 Çarşamba

YGS'deki Şifre Skandalının Düşündürdükleri


Günlerdir YGS' de  yaşanan  şifre  skandalı  yazılıyor, konuşuluyor. Yazmayı  düşünmüyordum; dayanamadım.
Bazı  ÖSYM çalışanları  daha  kitapçıklar  basılmadan şifreyi  farkedip  yöneticileri  uyardıkları  halde yaşananlara  bakın!  Derken  olaylar  skandal  boyutlarına  ulaşınca  yetkili  kişilerin  açıklamaları, rüyada  görülen  modmedyanlar  vs. işin  iyice  suyunu  çıkardı.
Tübitak, şifre  iddiaları  ile  ilgili  inceleme  yapılması  için,  kuruma  herhangi  bir  talebin  gelmediğini  bildiriyor.Yetkililer,  bu  güne  dek  ne ÖSYM' den, ne  de  Ankara  Cumhuriyet  Başsavcılığı'ndan      Tubitak'a  böyle  bir  başvuru  yapılmadığını  açıklıyor. Niye  gelsin? İkna  olan  olmuş çoktan.. Kitapçıkların  basıldığı Meteksan'da  yapılan  ilk  incelemelerde   şifreli olabileceğine  dair  bulgular elde  edildiği  söyleniyor  ama  henüz  soruşturma  aşamasında  olduğu  için  net  açıklama  yok  ortada.
Amaa;
Devletin  en  yetkilileri ikna  olmuş  durumda  iken sınava  giren  ya  da  girmeyen  öğrencilerin, çocuklarının  eğitimi  için akla  gelmedik fedakarlıklar  yapan,  dersane taksitleri  için  helak  olan  anne babaların ( bu  yüzden  intihar  edenleri  bile  gördü  bu  millet) ve   tüm  vatadaşların ikna  olup  olmaması önemli  mi?
Bilimsel  araştırmalara  da lüzum  yok, hatta  yargıya  da.. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı incelemeyi  soruşturmaya dönüştürmüş. 160  salondan  örnekler  alınmış. Başsavcı  Vekili, ''Tübitak'ın  ve  emniyet ekiplerinin  incelemesini  istedik''  diyor. Tübitak ise '' bize  böyle  bir  başvuru  yapılmadı''  diyor.
Dediğim  gibi,  gerek  yok  ki  yapılsın; ikna  olan olmuş  zaten. Koskoca  Cumhurbaşkanı ve '' bu  iddiaları ASLA  kabul  etmiyorum''  diyen Milli Eğitim  Bakanımız  var. Eee,  hal  böyle  olunca  da bizlere  pasta  yemek  düşer.  Hangi  pasta  mı, elbette  ekmek  bulamayanların  yediği  pasta.  Hazımlı  milletiz, bunu  da  hazmeder  üzerine  bir  bardak  su  içer  öyle  gideriz  seçim  sandıklarına..

6 yorum:

  1. "siz veli olsaydınız ikna olur muydunuz? " sorusuna cevap verme tenezzülünde bile bulunmadılar:((

    YanıtlaSil
  2. Sadece bu yılın değil geçmiş yılların da hesabını vermeleri gerekmeyecek mi? Konu bilgisayar programı olunca zaten böyle bir şifrelemenin olması doğal da doğal olmayanı bu kadar basit bir programla şifrelemenin yapılması. Ben ikna olmadım doğrusu. Basın için hazırlanan demesinler tüm kitapcıkları açıklasınlar o halde yazık değil mi onca çocuğun dershanelerde geçirdikleri stresli zamana, anne babaların ayırdıkları paralara... Red etmek, yok saymak değil ispat etmek zorundalar artık. Hataysa hatayı kabul etmek en büyük erdem.

    YanıtlaSil
  3. 'Ne bekliyorsun, Türkiye işte' demeyi sevmem, diyenleri de sevmem ama bazen öyle çaresiz kalıyorum ki diyecek başka bi şi bulamıyorum...

    Kalemine sağlık canım.

    YanıtlaSil
  4. Yazık ya çocuklara günlerce,aylarca çalışıyorlar.Aileler dershanelere para yetiştirmek için çalışıyor.Ailece emek ve stres altındalar.Bunlara karşı bir önlem bulamıyorlar çok yazıkkk...

    YanıtlaSil
  5. Ah beklemem mi:)) Çook sevindim Sazan'ım. Hayırlısı olsun.

    YanıtlaSil
  6. Yazık çok yazık hem de. Ne hesaplar yapıp nasıl dümenler çeviriyorlar. Ne yazık ki olanlara engel olamıyoruz :( Bu toprağın insanı nasıl bu hale geldi. Şu at gözlüklerini ne zaman çıkarıp atacak ve aklını başına toplayacak merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.