26 Nisan 2010 Pazartesi

Gündemdeki İç Acıtıcı Konular / Çocuk İstismarı ve Cinayetler!


Blog sayfam son günlerde ağlama duvarına döndü. Ne var ki, toplum olarak yaşadıklarımız, neşeli, keyif verici konulara yer vermemize izin vermiyor. Hatta az önce baharlık ve yazlık hoş aksesuvarlarla ilgili bol görselli bir yazı hazırlamıştım, geri çektim. İçim elvermedi böylesine büyük bir sosyal yaranın acısı içimdeyken, modadan giyimden söz etmeye..

Bir kaç blog yazarı arkadaşım da benzer duygularla, üzülerek ve tedirgin olarak konuyu ele almışlar bloglarında. Bu konuları dile getirmenin zorluğunu hissederek.. Ne var ki, zor da olsa tüm acımıza ve tedirginliğimize karşın konuşmalı, yazmalı, her şekilde dile getirmeliyiz. Şu an ne bir şey üretmek, ne de yararlı bir iş yapmak gelmiyor içimden. Tüm gücümle, herkesi uyarmak, ''Nereye gidiyoruz? Sonumuz ne olacak?'' diye çığlıklar atmak istiyorum yalnızca.

Sekiz on yaşındaki çocuklar, bebek sayılabilecek yaşta çocuklara tecavüz edip öldürüyorlar. Kimdir bunların anne babaları, öğretmenleri? Bu çocuklar nasıl, hangi koşullarda yetiştiriliyorlar? Bu yaşlarda böylesine vahşice suçlar işleyebiliyorlarsa yetişkin oldukları zaman nasıl bir yaşamları olacak?

Tv haberlerinde duyuyor, izliyoruz; okullardaki kantinlerde çalışanların, okul servisleri sürücülerin içinde pek çok sabıkalının olduğu saptanıyor. Hem de cinsel suçlardan.. Sabıkalı insanların da yaşam hakları olmalı ama cinsel suçlardan hüküm giymiş sapıkların kantinlerde, okul servislerinde ne işi var? Bu çok önemli konunun ta baştan sıkı bir denetleme sistemine bağlı olması gerekmiyor mu?


Yatılı okullarda korkunç olaylar oluyor. Kayıp öğrencilerin cesetleri yakınlardaki çukurlarda bulunuyor. Bu nasıl bir ihmaldir? Devlet, gözetimindeki çocukları korumaktan aciz midir?

Kısacası; bunların dile getirilmesine kim kızarsa kızsın, kimler rahatsız olursa olsunlar, toplum olarak dikkati çekmek zorundayız. Bu yaşanılan olumsuzluklar ülkemizin en önemli sorunlarındandır..23 Nisan'da süslü sözlerle çocuk sevgimizi dile getirmek işe yaramıyor. Bu ülkenin, uzmanları, eğitimcileri, hukukçuları, bilim adamları var. Ne yapılacaksa yapılsın artık. Asıl bu konulardaki yasalar düzenlensin. Çalışmayan, hantal sistemler yerine tıkır tıkır işleyen sosyal sistemler istiyoruz. Ana babalı ya da kimsesiz, her çocuk korunmaya muhtaçtır. Eğitim eksiklikleri giderilsin. Suça eğilimli çocuklar ve insanlar kendi haline bırakılmamalı. Devlet bunlar için değil midir?

Benim dile getirebilme gücüm ancak bu kadar. Benden çok daha yetenekli, eğitimli, eğitimsiz insanlarımız var. Herkes gücü yettiğince dile getirsin rahatsızlığını. Susan, susmak zorunda olan bir toplum olmayalım. YETER ARTIK! YETER!!!

4 yorum:

  1. bir konu hakkında yazmak, bu kadar güzel cümlelerle ifade etme yeteneğim yok maalesef. fakat izin verirseniz konuya olan hassasiyetimi linkinizi vererek blogumda yayınlayarak ifade etmek isterim. çok hak veriyorum size, kaç gündür aynı şekilde oturuyorum ve düşünüyorum "nereye gidiyoruz, nasıl bu hale gedik"diye.
    sevgiyle kalın

    YanıtlaSil
  2. En agır cezaların bı an once bu tur suclular ıcın hayata gecmesını dılıyorum tum yuregımle..

    YanıtlaSil
  3. Elbette izin veririm. Herkes bir şekilde dile getirirse ragatsızlığını önlemler alınır.

    Haklısınız Öykü Hanım. Cezasız kalmamlı bu suçları işleyenler. Af kapsamı dışına da alınmalı bu tür suçlular.

    YanıtlaSil
  4. çok üzücü çok..Çocukların bu kadar zalim olmasının sebebi ne..Düşündükçe canım acıyor.:(

    YanıtlaSil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.