2 Temmuz 2012 Pazartesi

Ülkemin Halleri



Ah benim huyum kurusun!

Güzel güzel çiçekten böcekten, yemekten, gezmekten söz eden, çok çalışan az konuşan, romantik konulu kitaplarla, filmlerle oyalanan, herkesle iyi geçinen sade ev kadını olmak varken birdenbire çenesini tutamayan, haksızlıkları yapanlara da, yapılan yanlışlara tepki vermeyenlere de öfkelenen biri olmanın lüzumu var mı?

Var tabii ki, çünkü ben sadece yukarıda yazdıklarımdan ibaret biri değilim. Ülkemin gerçeklerini yüreğinin ta içinde yaşayan, okuyan, merak eden, araştıran biriyim. Evet, bu sayfalarda politik görüşlere ilişkin yazılar yazmamak daha doğrudur bazı okurlarıma göre. (Onlara da saygı benden) Ama zaman zaman sabır taşı çatırdıyor. Ülke gerçeklerini dile getirmek söz konusu olunca ister istemez politik eleştiriler de dile geliyor. Bir de şu var; dipsiz kuyu gibi, düşüncelerimizi hislerimizi anlatıyoruz yeri geldikçe ama en ufak bir seda gelmiyor ardından. Yine de sessizce kafaları kuma gömmekten iyidir bana göre. Okuyan okur, okumak istemeyen de kapatır geçer sayfayı.

Ülkemin Halleri

Vah benim güzel ülkem! Boğaza nazır Sevda Tepesi adıyla bilinen yer jet hızıyla sit alanı olmaktan çıkarılıveriyor. Çünkü 1984’de Suudi Kraliyet ailesi tarafından satın alınmış zaten. Yine jet hızıyla komisyon kararı ile yapılaşması yolu açlıyor. Dört tane krallara layık villa kondurulacakmış. Hatta kaçak binalar yasal hale getiriliyor. Özetin özeti olarak aktardığım olayların nedenini, ayrıntılarını varın siz araştırın. Ayıptır ve günahtır. Ülke topraklarını yağmalatmanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz..

AOÇ için neler planladıklarından dün söz etmiştim zaten. Bir kaç kişi dışında pek de umursayan olmadığını düşünüyorum.

Pek çok aydın, ordumuzun 252 generali ve daha kim bilir kaç alt rütbeli askeri tutuklu. Düşünün; şanlı ordumuz diye yüzyıllarca övündüğümüz bir kurumun bu hallere düşmesinin nedenlerini, ayrıntılarını varın siz araştırın. Bir ülkenin aydınlarını ve en saygın kurumunu bu hale getirmenin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Madem bu kadar tehlike içeren bir durum söz konusuydu, bu günleri mi beklediniz?

Öyle bir hale geldik ki; ülkenin, varlığını borçlu bulunduğumuz kişiye bir düşmanlık, bir saygısızlık! Atatürk’ü sevmek, övmek suç. Atatürk’ün izlerini silme çabaları çok aşikar. Dış güçlerce beslenen , ülkeyi bölme yöntemlerinin baş aktörü konumundaki kişileri yere göğe koyamama , methiyeler düzme, başta en üst düzeydekiler olmak üzere tüm devlet kurumlarında en doğal tavır.

Diğer yandan padişahvari gövde gösterileri.. İstanbul’un silüetini değiştirecek büyük projeleri varmış. Siz önce halkın karnını doyuracak, yolsuzlukları sona erdirecek, iç savaşı bitirecek projeler üretin. Üretmekle de kalmayın, hayata geçirin. 10 yıl oldu, koskoca 10 yıl!

Bitti mi? Bitmedi elbette ama hangi birinden söz edeyim. Ben kendi halinde bir emekli vatandaşım. Bunca yazar çizer, uzman, gazeteci, sanatçı var. Onların içinde her devrin adamı, güçlünün yandaşı olanları ayırın bir kenara; diğerleri mutlaka benden çok daha iyi yapacaktır bu halimizi anlatma işini. Zaten yaşayan bilir bilmesine ülkemin can acıtan hallerini de neden sesimiz hiç çıkmaz, bunu anlamıyorum.. Tutamadım işte çenemi..

9 yorum:

  1. Ben de politikadan uzak,kafasını devekuşu gibi kuma gömmüş biri olarak yaşamıma devam etmek arzusunda oluyorum kimi zaman, oluyorum ama ... Yaşadığımız ülkede,sevgili ülkemde öyle büyük olaylar oluyor ki peşisıra birisine tepki vermesen içine sinmiyor ,arkadan hemen bir başkası canını çok yakıyor. Gündemin bu kadar hızlı değişebildiği yerde insanları duygusuzlaştırmak ,aptallaştırmak arzusunda olmalı birileri. Bu gün Madımak'da yana yana kaybettiğimiz canları konuşmayalım mı? Göz göre göre geriye çoook geriye götürülmeye çalışılan toplumsal yaşamı konuşmayalım mı ,dini duygular sömürüle sömürüle yok edilmeye çalışılan insan haklarını konuşmayalım mı? Hemen her 5 yılda bir yaz boz tahtasına çevrilen artık takip etmekte zorlandığım eğitim sistemini konuşmayalım mı? El işlerini seviyorum elbet,hayatımda öteleyip durduğum her şeyi yapmak istiyorum. Sabahleyin yıllarca acele acele ağzımı yaka yaka içtiğim çayın artık tadına varmak,gazetemi uzuun uzun okumak,ev halkına yorgun argın masa hazırlamak yerine keyifle sohbet sofraları kurmak,hafta sonlarımı çamaşır ütü yerine sinemaya ,arkadaş toplantılarına gitmek gibi zevk aldığım şekilde geçirmek istiyorum ... Bunları çoktan hakettiğimi bildiğim halde içimde bir şeylerin eksik olduğu hissini yaşamak istemiyorum ama ülke gündemine göz yumulamıyor ki :( Montaigne ''yalnızca aptallar mutludur '' der bir denemesinde. Ben bunu şöyle yorumlamak istiyorum ''yalnız senin mutlu olman yetmiyor,toplumsal mutluluk olmadıkça ! '' İyi haftalar komşucuğum !

    YanıtlaSil
  2. Ortak kaygılar, benzer dile getirişler..

    Size de iyi haftalar.

    YanıtlaSil
  3. Yağma Hasan böreğinin tarifi ...Mutsuzuz ve mutlu da olamayız.

    YanıtlaSil
  4. Aaaa biz evde oturmalı, yemek pişirmeliyiz. Ne haddimize.. Erkeklerimiz de sadece para getirmeli.. Siyaset politika.. Yakışır mı bize!!

    YanıtlaSil
  5. yüreğine sağlık .tutma da zaten herkes sustu korktu susmayacak olanları içeri aldılar.
    Cumhuriyetin tüm izlerini silmekten başka hiç bir şeyi görev saymıyorlar:(
    en üzücüsüde peşlerinden yürüyen beyinsiz diyeceğim çünkü hakediyorlar körükörüne sokma akıllarla tapınırca yürüyorlar.
    dün face de şambiyon sporcu kızımız için bağnaz düşüncelilerin yorumlarını okudum maalesef diyecek kelime bile bulamıyorum.

    yakında yok asla dedikleri rezilliği imralıdan patlatırlar:((((( vah gisen evlatlarımıza vahh

    YanıtlaSil
  6. Aa olur mu, snelerdir bişey yapmamış, mülke sahip olmasına rağmen. Yazık.

    Üzgün anne Çiğdem

    YanıtlaSil
  7. Antalya'lı hemşehrim ben de Manavgat'da büyüdüm okudum.Annemler orda otururlar.Nilgün hanımdan buraya geldim,iyikide geldim.Sizi bloğuma ekliyorum.Duyarlı olmamak elimizde değil.Daha doğrusu patlamamak için ya sabır çekiyoruz diyelim.Tanıştığımıza memnun oldum,sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldiniz sayfama. Hemen iade-i ziyarete geleceğim. Manavgat'ta yıllarca yaşadım. Pek çok akrabamız var orada. Sevgiler, selamlar..

      Sil
  8. Yazdığınız yazının sadece tek cümlesine katılmıyorum, "ülkede bunca yazar,çizer benden daha iyi halimizi anlatır.."

    Bunları bilen herkes (ev kadını,emekli, işçi, memur,terzi,bakkal, balerin, mimar,) bloglarında, facebooklarında haykırmazsa olmaz, birlik olmalıyız...o yazar,çizerler yetmez...onlar da "e halkın sesi çıkmıyor demek ki, hallerinden bir şikayetleri yok memnunlar, onlar adına biz konuştukça bizi içeri alıyorlar" diyebilirler...hele bloglar, facebooklara bakan (siz alınmayın sakın..)insanların çok mutlu başka bir gezegende yaşadıklarını sanabilir. Hani böyle teletubi gezegeni gibi...

    sevgiyle kalın

    YanıtlaSil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.