Bu sabah, hemen her sabah yapmayı sevdiğim gibi blog sayfaları arasında gezinti yaparken, Sevgili Öykü'nün bloğunda mim konusu ile ilgili bir yazı okudum. Son günlerde oldukça popüler olan mim olayını, içten uslubu ile çok güzel değerlendirmiş.
Bence de, mim olayı bloglar arasında bir sevgi ve iletişim alış verişi.
Öykü'nün benzetmesini çok sevdim.'' Hanı bıze bı komsumuz bı tabak tatlı sunuyor bız de o tabagı bos bırakmamak adına baska bı seyle o tabagı gerı verıyoruz:)
Guzel bır alısverıs..''diyor Öykü ve ''ama '' diye devam ediyor ve konu ile ilgili kendi deneyimlerini, gözlemlerini bir bir sıralıyor.
Öykü’nün Anlattıkları Burada
Ben de bu konuda benzer gözlemlere sahibim. Hem kendi açımdan, hem de mim denilen röportaj ya da çağrı zincirini yürütmeye çalışırken benzer şeyler yaşadım. Gerçekten de insanların o anki ruhsal durumları ya da olaya bakış açıları bu etkinliğe ya sevinerek ya da isteksizce katılmalarına neden oluyor. Bazı arkadaşlar da yanıt vermemeyi tercih ediyorlar. Öte yandan komşunun tatlı tabağını boş göndermek hiç bizlere göre değil:)Doğrusu ben olumsuz tepki verenlere hiç kırılıp darılmadım. Bana göre blog sayfaları yeri geldikçe herkesin duygu ve düşüncelerini özgürce ortaya koyabileceği platformlar olmalı. Elimden geldiğince katılımcı olmaya çalışıyorum, katılana da katılmayana da saygı duyuyorum.
Son söz olarak, insanlara kendilerini, düşündüklerini, ürettiklerini, yaşama bakış açılarını ifade etme olanağı veren blog sayfalarının birer emek ve kültür ürünü olduğuna inanıyorum. İyi ki varlar diyorum. Herkese sevgiler, saygılar Begonvilli Ev'den
Siz de ıyı kı varsınız Begonvilli ev
YanıtlaSilsoyledıgınız gıbı ıyınıyetle yazan , emek veren herkes
saygıya deger...
Sevgilerimle:)