Bu sabah, Oktay Akbal'ın bir yazısını paylaşmak geldi içimden; yaşamın ta kendisi, özden tümcelerini okuyunca.. Mutlu pazarlar dostlar! Yaşamınızın her anı değerli ve güzel olsun..
Bir Yaşlı Adam Anlatıyor
Yaşlılık bir çeşit hastalıktır. Bakımı zordur. Öyle ilaçla düzeltilmez. Yaşarsan çekeceksin. Yıl yıl zaman geçecek sen farkında olmadan. Bir bakmışsın gerçekten ihtiyar olmuşsun.İhtiyarlık tam bana göre... Bakmayın içimde hâlâ yanan ateşe. Sağlıktan değil o, yaşamaktan. Öyledir, yaşamak da bir türlü hastalık. Tedavisi ne bilemezsin. Uzmanlar gelse bilemez. Çünkü kitaplarda yoktur. Okumakla, kitaplar bitirmekle de çözemezsin.
En yakınların bıkıp usanmasın diye masallar uydurursun. Ben çok iyiyim dersin. Bir avuntu mu? Olsun, ne çıkar senin bir gün, bir gece daha soluk almana, uyumana, uyunmana, yani yaşamana yaradığı sürece...
Örneğin bugün tatil günü. Bir aydınlık gün. Çoğunlukla öğrencilikte işe yarar. Ah bir pazar gelsin diye okul defterlerini kitaplarını elinin tersiyle bir yana ittiğin günler. Ama ben pazarları hiç sevmediğimi, nedense ilk gençlik günlerinde yazmışım. Hatta nefretimi, öfkemi de... Neden, pazar günleri bir üzüntü mü anımsatıyor? Bir yakınımın artık yaşamda olmayışı mı ya da uzaklarda oluşu mu?..
Bugün pazar... Okullar tatil. Sabah Şehzadebaşı’ndan sırtımda çanta ile yola düşüp Gedikpaşa Yokuşu’nu inmek var. Karda zordur, kayarsın, o kadar ki altına okul çantanı koyar, yokuş aşağı...
Ah o okul sabahları...
Şehzadebaşı’nda yeni doğmuş bebek kedi yavrularını bırakarak ardımda, annemle ya da babamla yola çıkışım. İstemezdim, sevmezdim okulu. Belki de öğretmenlerin sakallarından. Anlamadığım bir şeyler söylerlerdi. Bizler de ikide bir “mon pere” diye seslenirdik onlara. Babam demekti. Fransızcaya küçük yaşta başlamıştım. İlk hocam Ermeni bir matmazeldi. Hiç çalışmazdım, hep kaçardım derslerden. Hemen her şeyden kaçardım, kaçabilirsem. Bu yüzden yazılarımı okuyanlar bana “yaşam kaçağı” adını verdiler. Kaçmak en iyi yoldu. Sıkıntıya gelmemek, hayallerde soluk almaktı işim. O kadarcık şeyle yetinirdik. Yarın ne olacak diye bir korkum yoktu. Bilmem o yaşlarda mı öyle oluyor insan. Ama ben koskoca insandım artık, gençlik korkularımdan sıyrılmak gerekirdi. Olmadı, olmayacak... Böyle gelmişim böyle gideceğim.
Evet bugün pazar. İşte size sıkıntı verecek bir yazı daha. Sizler sağ olun yeter.
24 Mart 2013 - Cumhuriyet
Çok duygulandım. Ne kadar içten dile getirmiş duygularını.Pek çok cümle altı çizilesi.
YanıtlaSilBence de.. Mutlu pazarlar.
SilÇok sevdiğim bir yazardır, kitaplarını da edinmeli.
YanıtlaSilİyi pazarlar.
Haklısınız. Kitaplarını araştıracağım. İyi pazarlar..
SilOktay Akbal'ın öykülerini okumuştum ,her zaman sıcaktır.
YanıtlaSilBen de okumuştum, daha fazla okuyacağım:)
SilHarika bir yazı.Yaşanmadan bazı şeyler anlaşılmıyor.
YanıtlaSilSevgiler...
Hem de hiç... ''Yaşa da gör!''derler ya, çok doğru. Bizden de size sevgiler..
Silyaşam kaçağı :) çok güzel bir yazı imiş paylaşım için sağolun.
YanıtlaSilOktay Akbal Usta'nın dediği gibi ''yaşam Kaçağı''olabilmeli yeri geldikçe, öyle değil mi? Sevgiler.
SilYaşlılığı ne güzel tarif etmiş. Yaşamanın ne olduğuna bakışı da güzel.Sevgiyle kalın
YanıtlaSilBence de güzel anatmış:)) Kalemine, yüreğine sağlık Usta'nın.
SilPazarları sevmeyen demek bir ben değilmişim.
YanıtlaSilTeşekkürler.
Var, var, ben biliyorum, bir çok insan sevmez pazarları:)
SilYazı için teşekkürler. Oktay Akbal'ın yazılarını çok severim, çok eskiden yazılarını kesip saklardım, bazıları hâlâ duruyor. Güncelerini topladığı kitaplarını zaman zaman tekrar okurum.
YanıtlaSilSevgiler, İstanbul'dan selamlar :)
Zarif yorumunuz için ben teşekkür ederim. Okunası bir yazar bence de.
SilÇok sevdiğim yazarın yazısını burada görmekten büyük mutluluk duydum .Bu sabah okurken ben de benzer duyguları yaşamıştım .Çok teşekkürler ,selam ve sevgiler...
YanıtlaSilBeğeniler aynı olunca bu tür rastlaşmalar oluyor demek ki. Sevgiler, selamlar..
SilOkumakla, kitaplar bitirmekle de çözemezsin.
YanıtlaSilen çok etkilendiğim yer oldu..