28 Şubat 2013 Perşembe
İlle de Doğa!
Hayalinizdeki yaşam alanı böyle bir yer mi?
Ya da böyle bir evceğiz mi doğanın kucağında?
Ama yukarıdaki köy evi için ''Pek de eski püskü, dökükmüş'' derseniz;
''İkisinin ortası bir şeyler olsun ama illa ki doğa ile iç içe olsun'' derim ben..
Samuel Becket ''Kararlı bir şekilde doğaya dönmeliyiz'' demiş. Bence çok doğru söylemiş. Gün geçtikçe doğadan kopuyoruz. Sözümona uygarlaştıkça, doğadan uzaklaştığımız gerçeğini inkar edemeyiz.
Bugün, o çok özenilen ultra modern yerleşim yerleri ile ilgili yazmak geldi içimden. Mega kentler, doğal ortamları azaltırken beraberinde kimyasal kirlenmelerle birlikte görüntü, ses kirliliğini ve ne yazık ki psikolojik çöküntüyü de getiriyor yaşamımıza. Doğal güzelliklerin eksikliğinin farkına varıldı varılmasına ama gerçeği olmadığı için yapayı sunuluyor. Hem de astronomik rakamlarla. Gösterişli reklamlarla tanıtılan ultra modern yerleşim birimleri, sahte gölleri, yapay korulukları ile doğal güzelliklerin imitasyonu olarak ne derece orijinallerinin yerini tutabilir? Hadi tuttu diyelim, buralara ulaşabilenler toplumun yüzde kaçıdır? Yok, yok ben sahte dünyalar yaratılacağına, var olan doğal güzelliklerin hassasiyetle korunmasından yanayım. Emin olun, aidatını bile karşılayamayacağım o çok pahalı sitelerde hiç gözüm yok. Benim tek arzum olabildiğince doğal yaşamla iç içe olabilmek. Örneğin oksijen terapi merkezlerinde ağzımıza burnumuza takacağımız maskelerle beş on dakika temiz hava solumak uğruna esaslı paralar harcanıyor artık kentlerde. Her sabah çam ormanlarının yanından geçip sahile dek yürürken tertemiz havayı soluyup ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum ama bir yandan da içim yanıyor; etraftaki çöp yığınlarını gördükçe...
Ve gün geçtikçe azalan ağaç dokusunu düşünerek kahroluyorum.
Etiketler:
Doğa Bilinci,
Doğa ve İnsan,
Mimari,
Yaşamdan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Doğadan uzaklaştıkça mutsuz ve hasta oluyoruz.Eğlence anlayışı AVM lerde dolaşmak oldu.Büyük kentten ,ufak yere göç ettiğimiz için ben de kendimi şanslı buluyorum.Arada bir İstanbul'a gittiğimizde trafik ve kalabalık çok yoruyor.
YanıtlaSilBen de doğa ile mutlu olanlardanım. Umarım çocuklarımız doğanın bize sunduklarından mahrum kalmazlar.
SilGüzel bir konu bende o koca beton yığınlarında basit iki havuz basitçe yapılmış bahçeciklerle sahte doğal yaşam sunmalarını sevmiyor ve doğru bulmuyorum.Mantar gibi her yerde Avm olmasını da doğru bulmuyorum.İnsanları hantallaştırıp o kova yapılarla havayı kirletip güve gelin bu kapalı mekanlarda temiz oksijen vaat etme kandırmacasına da sinir oluyorum.Aidatlardan bahsetmişsiniz o doğru. Bu işin birde ekonomi boyutu var.Herkes için geçerli bir durum.Bu açıkça insanları sömürmekten başka bir şey değil.Umarım doğa açısından ve ekonomi açısından da bundan daha kötüsü olmasın.
YanıtlaSilTüm yazdıklarınıza katılıyorum. İnsanlar elindeki gerçek değerlerin kıymetini bilmezler ve yok edip kirletirlerse elbette ortaya bunların sahtesi ile para kazanmak isteyen fırsatçılar çıkacaktır. Dileğinize de yürekten katılıyorum.
SilBencede "ille doğa". Zaman zaman "yeşilim geldi" diye doğaya açılmak isterim. Bahçeli bir ev hayalim gerçekleşmedi ama doğanın içinde olmak imkanım var çok şükür.
YanıtlaSilUmarım bahçeli ev hayaliniz gerçekleşir. Sevgiler, selamlar..
Silİllede doğa tabiki, o köy evi de biraz bakıldımı öyle güzel olur ki....
YanıtlaSilKesinlikle doğru. Çok daha kötü durumdaki evler bakım ve onarımla harika oluyor. Emek ve para gerekiyor tabii ki.
SilValla ikinci de olur, üçüncüde ama ltf. 1. olmasın.
YanıtlaSilDoğalımsı anne
Aynı görüşteyim:) Sevgiler, selamlar..
Sil