16 Mayıs 2012 Çarşamba

Ah bu insanlar!!



Bu anlatacağım olay belki sıradan ve basit gelebilir. Yine de çevremizde bize ilk bakışta sempatik gelen, pek çok insanın nasıl küçük çıkarlar peşinde olduğunu gösteren bir örnek. Bizzat yaşadım; paylaşıyorum…
Üç kişilik bir aile, anne, baba ve oğul.. Taşınma telaşım sırasında gördüm onları. Evimin karşısındaki siteye ait spor alanının bakımını yapıyorlardı. Potaları ve tenis kortunun çevresindeki telleri boyuyorlardı. Hatırı sayılır bir sıcak var o günlerde.. Özellikle 40’lı yaşlardaki kadın çok sempatik geldi bana. Tulumu, eşarbının üzerine taktığı boyacı şapkası ile.. Ben de çok yorulmuştum ama hiç olmazsa evdeydim, onların güneşin altında saatlerce fırça sallamaları pek dokundu. Öğle saatlerinde mimoza ağaçlarının gölgesine kilim serip oturdular, bir şeyler yediler. Evde daha tam düzen kuramamıştım ki, ben de bir şeyler ikram edeyim.. Yine de Minik’i alıp yanlarına gittim. ‘’Kolay gelsin’’ demek için. Bir de soğuk su ya da içecek isterlerse çekinmeden gelip alabileceklerini söyledim.. ‘’Kaç gündür buralarda çalışıyoruz, bir Allah’ın kulu da kolay gelsin dememişti’’ dediler.. Sitenin yevmiye ile çalışan işçileriymiş bu aile. Aile boyu işe sarılmaları duygulandırdı beni ve o an gözüme emeğin değeri ile birlikte daha da sempatik geldiler..
Ertesi gün de işleri sürdü. Ara sıra hanımla kısacık sohbetlerimiz oldu. ‘’Her işi yapıyoruz, boya, badana, onarım vs’’ deyince, bizim sundurmanın üzerindeki birkaç kırık kiremit geldi aklıma. Hazır, çalışkan insanları bulmuşken onlara kısmet olsun param diye düşündüm. Oğulları gelip kiremitlere baktı, on tane kırık ve çatlak kiremit saydı. Kiremitlerin markasına baktı ve’’ biz alırız kiremitleri, tanesi bir buçuk lira, siz emeğimizle birlikte ödersiniz’’ dedi. ‘’Çok iyi olur’’ dedim. Hatta emeğiniz için ne vereceğim bile demedim. Pazarlık edecek değildim ya, elbette hak ettikleri parayı ödeyecektim..
Bir iki gün sonra oğulları onbir tane kiremitle geldi. Bir de baktım ki kiremitler oldukça eski..Belli ki, bir onarım işinden ellerinde kalmış kullanılmış kiremitler. ‘’Bu kiremitler yeni değiller’’ dedim ama hemen itiraz etti.’’ Bu kiremitler sıfır, çatımız için almıştık, bunlar arttı, aynı marka olunca bunları kullanalım dedik’’ diye açıklama yaptı.. O an için evdeki elektrikçi ekiple ilgilenmek zorunda olduğumdan, fazla üzerinde durmadım. ‘’Öyle diyorsan öyledir, beni kandıracak değilsin ya’’ dedim.. Kiremitleri verandaya bırakıp, birkaç gün sonra geleceğini, onarımı yapacağını söyledi ve gitti. Daha sonra kiremitlere göz atınca hayretler içinde kaldım; bir tane bile sağlamı yoktu içlerinde. Kiminin ucu kırık, kimi çatlak.. Üzeri harçlarla kaplı olanlar mı istersiniz. Şimdi; burada beni asıl üzen, benim çalışkan aile diye sempati duyduğum insanların böyle üç beş kuruşluk bir konuda bile hile ile eski kiremitleri yutturmaya çalışmaları oldu. Bu işi yapan insanlar olarak o eski kiremitlerin hiç de sağlıklı bir örtü olmayacağını bildikleri halde hiç utanmadan beni kandırmaya çalışmalarına gerçekten üzüldüm.. Şimdi gelmesini bekliyorum; artık gerekeni söylerim.. Ne diyeyim; insanımız böyle küçük çıkarlar için bile dürüstlüğünden taviz verirse benim emeğe saygım, insana sevgim nasıl tuzla buz olmasın?

Not:Diyojen'in gündüzleri Atina sokaklarında elinde fenerle dolaşarak, dürüst bir adam aradığı söylenir. M.Ö. 400 yıllarında yaşayan filozoftan bu güne, değişen bir şey yok demek ki..

22 yorum:

  1. Ne şevkle, mutlu mutlu okuyordum sonun böyle olması sinir etti beni. Bu kadar mı zor doğru bir iş yapmak. Bu kadar mı cin olmak zorundayız, üç kağıtçılık nasılda işlemiş kanımıza. Ne olurdu sanki bu hikaye güzel bitseydi. Arada güvenilecek, emeğini hak eden insanlar da çıkıyormuş bak deseydik...
    Çok üzülüyorum böyle şeylere çoook..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir de benim yaşadığım hayal kırıklığını düşünün... Çok üzüldüm, çook..

      Sil
  2. Küçük beyinli insanlar bunlar
    Burada öyle çeşitlerini gördüm ki acıma duygusu kalmadı bende.. Ne yazık ki yazlık bölgeler bu vasıfsız insanlarla dolu..Tamirden anlamazlar,temizlikten anlamazlar iyilikten anlamazlar... karşısındaki okumuş yazmış insanları ayaküstü kandırmaya çalışırlar ama siz savarsınız karşınızdaki ev kapılarını açar Kısır döngü sürer gider

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her defasında''galiba bunlar(ya da bu) farklı diyorum ama sonuçta genellikle hayal kırıklığı. İyi ve dürüst olanlar da vardır mutlaka,bana rastlamıyor nedense.

      Sil
  3. Maalesef çoğu zaman iyi niyeti ve sempatiyi suistimal eden insanlarla hepimiz karşılaşıyoruz. Bir yerden sonra da kimseye güven duygusu hissedemiyoruz. Yazık, gerçekten çok yazık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, kaybedilen güven duygusu kolay oluşmuyor:((

      Sil
  4. Begonvil'cim,
    İlk olarak; yeni evinizde huzurla, mutlulukla geçecek nice mutlu yıllarınız olsun dilerim.
    İkincisi, Anneler Günü'nde arayıp-kutlayamadığım için özür dilerim.
    Son olarak; küçük hesaplar peşinde olan kimsenin hayatımızda bir ''merhaba''lık bile olsa yer tutmaması gerektiği, insanları oldukları boyutlarıyla görüp gözümüzde abartmamamızın şart olduğunun, iyi niyetimizin bize genelde kazık ve iç acısından başka bir şey getirmediği unutmamamızın da altını üç defa çizerim.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Ella'cım. İnşallah canım, hepimize mutlu ve huzurlu yuvalar nasip olsun..Düşünmen yeter, ben aranmış kabul ediyorum.

      Maalesef insanlar konusunda durum bu:((

      Sizler nasılsınız? Turuncu yumoş nasıl? Kocaman olduğunu tahmin ediyorum..

      Sil
    2. İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok sevmek... sanırım bizim durumumuz bu :)
      Bizler anneannemin rahatsızlığı haberini alıncaya dek iyiydik.
      Moralimiz bozuk, geri kalan her şey yolunda.
      Turuncu düdük, konuşmaya çalışıyor sanırım, kendince.
      Bir sürü acayip ses çıkartarak sağdan sola tavşan gibi zıplayıp duruyor :)
      O da olmasa, yüzümüzün güleceği yokmuş bu hayat koşturmacasında.
      İyi ki -sayenizde- sahip olmuşum ona.
      Bana kedi sevgisi aşıladığınız için senin nezdinde 3-5 blogger arkadaşıma teşekkür etmiş olayım :)
      Tekrar Sevgilerimle.

      Sil
    3. Ella'cım, anneanne için dua ediyorum. Moralini bozma sakın.

      Balım'ın halleri benim aklıma artık onun eş arıyor olabileceğini getirdi. Veterinerine bir danış istersen.

      Sil
  5. İnsanlarla, insanlarımızla ilgili hemen bu kadar umutsuzluğa kapılmayın derim ben.

    Gerçi kazık yemekten her yanı kevgire dönmüş biri olarak bunları yazıyor olmak aslında benim için tam bir paradoks ama umudumuzu öldürmeyelim. Çünkü tam da istenen bu! Sanıyorum insanlıktan umut kesilsin diye her yanımızdan her an yazılı, görsel, işitsel baskı altındayız. Bu yolda insanlık için hiçbir değeri olmayan bireyler cilalanıp, parlatılıyor; geleceği kararan büyük topluluklara, kolay yoldan para kazanmanın aslında doğal hak olduğu fikri, bu boş idoller aracılığıyla pompalanıyor. Bakın, evlilik programları, 1 dakikada 500 bin TL, içi para dolu sandıklar vs., saniyeler içinde bilgisiz para, emek harcanmadan ilişki, evler, arabalar, bolluk bereket nasıl da havalarda uçuşuyor.
    Özetle dünyanın her yerinde insanlık suçları ödüllendirilirken, insanlık erdemleri iğfal ediliyor. İnsanlarımız, kendine tıpatıp benzeyen sıradan diğer insanlar gibi çarçabuk rahata kavuşmak için “ bu sahte idollerce sunulan rahat yaşama giden yollar” listesini kendince uyguluyor. Size de böyleleri denk gelmiş, kızmayın çünkü sıradan bir kurnazlık olarak görülüyor tüm bunlar.

    Kızmadan, bıkmadan, usanmadan ve vazgeçmeden iyi ve doğru yolunda ilerlemek ve öğretmeye devam etmek lazım derim kendimce. Bu vesile ile de size merhaba demiş bulunayım. Umarım yazdıklarımı ukalalık saymazsınız.

    Sevgilerimle,

    Not: Eflatun; altın, çöpe düşse dahi pırıltısından birşey yitirmez der. Dilerim gerçek pırıltılar daha çok çoğalır etrafınızda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette bu tek örnek değil. Basit ama günümüz insanı hakkında ip uçları veren bir olay yaşadığım. Ne yazık ki çok daha geniş kapsamlı kandırmaca, yalan dolan her yerde her an karşımıza çıkıyor. Umut kesmeme konusunda katılıyorum size.. Yine de dikkatli olmakta fayda var; fazlaca güven duyma ya da herkesi iyi niyetli ve dürüst sanma hayal kırıklıklarını artırıyor.

      Sil
  6. insanları kategorize etmiş olmayayım ama ne üzücü ki bu cins adamlar çoğunlukta.iyi niyetimiz suistimal edildıkçe bizler hayal kırıklığı yaşıyoruz.galiba biraz mesafe koymalı.yavuz hırsız ...diyorum.sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Keşke bu hikaye gerçek olmasaydı. Bu emekçi üç kişilik aile aldıkları işi dürüst ce zamanında yapıverselerdi. Onlar çalışırken sen çay demleseydin. Bir molada birlikte içseydiniz. İzin isteyip resimlerini çekip gülen yüzlerini bloga koysaydın. Böyle olması için her şeyin kurmaca mı olması gerekiyor? Ben onlara küstüm valla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylediğin gibi olmasını çok isterdim... Gerçi çay faslı bitişik evin onarımını yapan işçilerle gerçekleşti bugün. Ev sahipleri olmadığı için komşuluk görevimi yapayım dedim ve çay yapıp götürdüm ama ne yalan söyleyeyim; ''Acaba bunlar da mı aynı karakterde insanlar?'' diye aklımdan geçirdim bir an..

      Sil
  8. Benzer olaylarla karşıla, karşılaşa insanlara şüphe ile bakar oldum. Bazıları gerçekten çok şaşırtıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar neden öyle olmayı tercih eder, anlayamıyorum...

      Sil
  9. Maalesef, bizde kimseye değerinden fazla değer vermemeyi bu tip olaylarla üzüle üzüle öğrendik. Aynı hatalara bizim iyiliğimizden dolayı haallaaa düşüyoruz o ayrı.

    Iyilik bizde kalsın diyen anne Çiğdem

    YanıtlaSil
  10. ilgiyle okudum malesef kuzu görünümlü kurt misali insan örnekleri çok fazla siz iyi niyetle davranmışsınız kaybeden yine onlar olur sıkmayın güzel gönlünüzü sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle kaybeden olmaya mahkumlar. Başkaları da farkedecektir dürüst olmadıklarını.

      Sil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.