8 Nisan 2012 Pazar

Nail Çakırhan Evleri

1996 yılından beri her sene Ekim ayının ilk Pazartesi günü Dünya Mimarlar Günü olarak kutlanıyor.

Her meslekte olduğu gibi hayranlık duyulacak yetenekte, başarılı mimarlarımız var. Ne yazık ki mesleğinin hakkını veremeyen ve kentleri ucube yapılarla dolduranlar da var.

Mimarlık mesleği denilince ilk aklıma gelen isimlerden, yapıtlarına bayıldığım bir kişidir Nail Çakırhan. En şaşırtıcı yönü de alaylı bir mimar olmasıdır. Yani üstad mimarlık eğitimi almamış. Geleneksel mimariyi günümüze taşıyarak inşa ettiği yapılarla güneybatı Anadolu geneline ve özellikle de Akyaka mimarisine damgasını vurmuş ve 1983 yılında dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden Ağa Han Uluslararası Mimarlık Ödülü'nün sahibi olmuştur. Mimarlık eğitimi görmediği halde bu ödülü alan ilk kişidir. Türkiye'nin ilk kadın arkeologlarından Halet Çambel'in eşidir.
Daha önce sizlerle paylaştığım bir yazımda uzun uzun anlatmışım:




Bu gün size yaratıcı ve çok yönlü bir mücadele insanından söz edeceğim. Şiir ve mimari onun yeteneklerinin farklı alanlardaki görüntüleri. Gençlik yıllarında şair, daha ileri yaşlarda ise mimar olarak üreten, yapıtları ile unutulmazlar arasına giren bir yetenek..
1910 yılında Ula’da doğmuş. O yıllarda tipik bir kasaba olan Ula, bozulmamış sosyal ve kültürel dokusu ile, sevecen insanları ile derin izler bırakmış Nail Çakırhan'da. Kişiliğinin, düşünce yapısının, yaratıcılığının ilk tohumları bu kaynaktan. Bir de doğaya olan tutkusundan. Bu renkli kişiliğin biyografisini mutlaka araştırıp okumanızı öneririm. Özetin de özetini verecek olursak; 12 yaşında ilk şiirlerini yazmaya başladığını, tıp eğitimini yarıda bıraktığını, bir süre Sovyetler Birliği’nde ekonomi ve politika okuduğunu, Arkeolog Prof. Dr. Halet Çambel ile evlendiğini söyleyebiliriz.

Mimarlık Öyküsü
1970'te, doktor tavsiyesine uyarak eşiyle birlikte Akyaka'ya gider. Dinlenebilecekleri, huzur içinde çalışabilecekleri bir eve gereksinim duyarlar. Akyaka'da iki dönüm toprak alır ve iki ustanın yardımıyla inşaata başlar. Geleneksel mimarimizin özelliklerini günümüz koşullarıyla buluşturan, çevreyle doğayla bütünleşen bu küçük ev harikulade estetiği ile hayranlık uyandırır görenlerde. Peş peşe talep gelmeye başlar.Yakın dostları, arkadaşları kendileri için de ev yapmalarını isterler. Ardından turizmciler... Hiçbirini kıramaz.
1983'te, aklının ucundan bile geçmeyen bir sürprizle karşılaşır. Dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden Ağa Han Uluslararası Mimarlık Ödülü verilir Çakırhan'a. Mimarlık eğitimi almamış, kendi kendini yetiştirmiş birinin böylesi önemli bir ödüle layık görülmesi akademik çevreleri ayağa kaldırır. Mimarlıkta alaylı-mektepli, geleneksel-çağdaş tartışmaları yıllarca sürer.
Ödülden gelen parayle Muğla'daki eski bir hanı Kültür Evi olarak restore eder. Ardından otel inşaatları, Letonia, Montana gibi büyük tatil köyleri gelir. Akyaka, Dalyan, Bodrum, Muğla, Datça, Fethiye'deki birbirinden güzel yapılarıyla geçmişin değerlerini günümüze ve geleceğe bağlayan bir ad olarak efsaneleşir.
Sade, alçakgönüllü bir insan Nail Çakırhan. Gülüşünde çocuk ışıltıları dolaşan Ula'lı bir halk adamı... Evrensel bir aydın... Güzelliğe açık herkese pay dağıtan bir şair mimar... Hayalleri, yaratma gücü, üretme arzusu hiç tükenmeyen 86 yaşında bir delikanlı.
NOT: NURSEL DURUEL'in kaleminden Nail Çakırhan yazısı "Daha Çok Onlar Yaşamalıydı" kitabından alınmıştır.(1996)
11 Eki 2008'de Nail Çakırhan’ı kaybettik.
Saygılar Nail Çakırhan.




2 yorum:

  1. Kendileri ile ilgili bir belgesel izlemiş,hayran olmuş ve Akyaka'yı araştırmaya koyulmuştum ki o tarihte web siteleri henüz yapım aşamasındaydı.Hala zaman zaman açıp bakarım.Daha sonra kaybını öğrendiğimde de çok üzülmüştüm.Bu büyük değeri hatırlattığınız için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Bayılıyorum şu akyakadaki evlere herkesin görmesini isterim .Kartpostal gibi çok güzeller çook.
    FATOŞ

    YanıtlaSil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.