Çeviri:Behçet Necatigil
Varlık Yayınları Kasım 1952
Kitapta birbirinden ilginç pek çok tarihi olay, durum ya da toplumsal davranış var. Ancak burada en ilginçlerini değil en kısa olanları aktarabiliyorum.
*Eski Romalılar, ücretli alkışçı beslerlerdi. Neron'un bu iş için beşbin adam kullandığı rivayet edilir.
*1078 yılında Rudolf von Rheinfelden, kıral Henrich IV ile Nechar Nehri kıyılarında yaptığı bir harpte galip gelince alınan esirleri ''hafif bir ceza olamak üzere'' hadım ettirmişti.
*Basel şehri piskoposu Heinrich(1213-1238) öldüğü zaman ardında tam 20 tane çocuk bıraktı.
*1770 yılında Paris'in nüfusu 600 bini buluyordu. Bu nüfusun 20 bini fahişe idi. İhtilal zamanında fahişelerin sayısı 30 bine çıktı.
*O zamanki Fransız kadınları kendilerine gösterilen saygı ve çekingenlikleri, güzelliklerine karşı bir hakaret sayarlardı.
*Kont Dedo öyle semirmiş, öyle yağ bağlamıştı ki bunun müthiş sıkıntısını çekiyordu. Doktoru ona karnını yarıp fazla yağları çıkarmak tavsiyesinde bulundu. Bu ameliyat tabii kontun ölümüne sebep oldu.(1190)
*Bütün ortaçağda akıl hastalarıyla evlenmek siyasi sebepler nedeniyle olağan işlerdendi.
*Haçlı seferlerini bir kitle psikozu olarak vasıflandırmak hiç de yanlış olmasa gerek.Tarihimizin iki asır süren, en azından bir milyon yiğit muharribin hayatına mal olan bu devresine marazi bir tezahür denmekten çekinilse bile 1212'de güney Fransa'da çocukların teşkil ettikleri Haçlı ordusu delilik değil de nedir? O tarihte bir çoban çocuğu olan Etiennes'in idaresi altında otuz bin çocuk Kudüs'e gitmek üzere yola çıktılar. Marsilya'da bindikleri yedi gemiden ikisi battı, beşi Mısır'a vardı. Çocuklar Mısır'da köle olarak satıldılar.
*J.J Rousseau saatlerce lazımlıkta otururdu. Orlean Dükü, etrafında hizmetkarları lazımlığa kurulmuş, Noailles Dükü'nü o vaziyette kabul etmişti.
*Lohusa humması hastalığının bulaşıcı karakterini keşfeden kadın hastalıkları doktoru İgnaz Semmelweis(1818-1865) bu keşfi sayesinde Wiyana doğum evlerinde bu hastalıktan ölüm nisbetini dörtte bire düşürdüğü halde meslektaşlarının o kadar anlayışsızlığıyla mukavemetiyle karşılaştı ki, kahrından delirdi, bir tımarhanede öldü..
*Samos Tiranı Polikratos, şair Anekreon'a dört altın ihsan etmiş.Şair bu paraları ne yapacağını düşüne düşüne iki gece gözüne uyku girmemiş.Üçüncü gün altınları Polikratos'a götürüp vermiş:
-İhsanınız çok kıymetli ama uykum daha kıymetli!
Buna benzer pek çok ilginç olay, durum ve yaşanmışlıklar var bu kitapta.
Eskiden benim de böyle kitaplarım vardı,bayılırdım okumaya . Bir de Başkent Üniversitesi çıkarıyor şimdilerde, bir dergi vardı ''Bütün Dünya'' böyle ilginç olayları anlatırdı anımsıyor musunuz? Ne hoştu bizim çocukluk uğraşılarımız...
YanıtlaSilAnımsamaz olur muyum:) Doğan Kardeş, Renkli Dünya, Ten Ten ve diğerleri..
Silne kadar bilinesi konular aslında.. bu tür şeyleri okudukça bazen düşünüyorum.. dünyayı nasıl olur da lider olur bazı insanlar diye. sonra hep aklıma gelir körler ülkesinde gören gözlerin hastalık sayıldığı.. gerçekler insanlara yansıtılmış kavramlardan, öğretilerden ne kadar farklı olabiliyor değil mi? insanların cesaretlerini kırmak için midir dayatılan ön yargılar, gerçekleri hayallerle besleyerek ulaşılmaz ideal kahramanlar veya akkaşıkmış gibi bazı zümreleri tanıtmak?
YanıtlaSilAynı duygularla okumuşuz. Kitabın tamamında çok daha ilginç durumlar ve olaylar var.
SilÇok ilginç ve bazıları da komik:)) Bütün Dünya, Doğan Kardeş... Ah onları çok severdim. Doğan Kardeşe abone olmak annemle babamın benim için yaptığı en güzel şeylerden biridir.
YanıtlaSilÇok daha komik olaylar var:)
SilÇok enteresan bilgiler. Paylaştığınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSilSevgilerimle.
Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Sil