Tahmin edileceği gibi çok büyük, çok lüks, çok ayrıntılı, özgün mimarileri olan yapılar.
Bu insanlar çok ünlü, çok zengin olsalar da ''ev'' dedikleri bu devasa yapılara gerçekten gereksinim duyorlar mı, lüks ve ihtişam içinde mutlu ve huzurlular mı? sorusu geldi aklıma. Eski yeni pek çok ünlünün yaşamında mutluluklardan çok mutsuzluklar olduğu düşünülürse hatta, intihar edenleri, uyuşturucudan ölenleri, münzevi hayatı yaşayanları da bildiğimize göre o pırıltılı görüntünün, muazzam evlerin iç yüzü bambaşka gibi geliyor bana.
Bir de anlayamadığım şu var; bir insan ne kadar ünlü ve zengin olursa olsun, bunca kompleks bir yaşamdan yorulmaz mı? Bir koyu boydan boya kaplayan malikane görüntülü evler, etrafındaki kocaman araziler, spor kompleksleri, tenis kortları, kocaman havuzları özel uçak pistleri olan, bizim buralardaki yedi yıldızlı oteller kadar büyük ve detaylı evlerde bir çalışanlar ordusu ile yaşıyor olmalılar ki, bana göre aile mahremiyeti ve yuva sıcaklığı kavramları ile alakası olmayan bir yaşam tarzı anlamına gelir bu.
Ben nedenini anlayamasam da ünlü ve zengin olunca bir zorunluluk olmalı böyle evlerde oturmak.
Neyse, anneannem olsaydı, '' zenginin malı yoksulun çenesini yorarmış'' derdi.
İsterseniz bir bakın bazı ünlülerin evlerine.
içinde huzur olmayan kocaaaaa evi napıyım ben :)
YanıtlaSilBen de ünlü ünsüz herkese evinde huzur diliyorum..
YanıtlaSilEvimizin ne kadar odası olursa olsun bir yatagında yatıyor belki bir koltugunda oturuyoruz...Mutlu olmak için gereginden fazla buyuk evde oturmaya gerek yok gibi geliyor..Hepimize kendi evimizde,agız tadıyla,huzur icinde oturmak nasip olsa..)))Sevgiler.Aida
YanıtlaSilSonuçta hepimiz bir metrekare yere gireceğiz.
YanıtlaSil