3 Mayıs 2011 Salı

Yazlıkçılarca Yaz Başında Getirilip Sonra da Sokağa Terkedilen Köpekler

Her yıl, tatil sezonunda ve özellikle tatilin bitiminde, yazlık beldelerimizde bir trajedi yaşanır. Başlangıçta mutluluk tabloları sergilenir; yazlıkçı aileler neşe içinde gelip yerleşirler yazlıklarına. Yanlarında çoğu kez okul döneminde söz verildiği için evin çocuğuna ya da çocuklarına hediye olarak alınmış bir köpek yavrusu vardır. Çocuklar için canlı oyuncaktır ve bir de yazlığın aksesuarıdır sanki köpekçik. Oyunlar oynanır, bahçe olduğu için pek sorun da yaşanmaz tuvaletle ilgili. Çocukların beğenip yemediği ya da sofradan artan yiyeceklerle karnı da doyar.
Bu arada köpekcik gelişip büyür ve sahiplerine çok güçlü bağlarla bağlanır. Öyle ki onlar denizdeyken gözünü kırpmadan bekler sahilde. Canını verecek kadar sadık bir hayvandır çünkü o ve bu özelliği genlerinde vardır.

Derken günler geçer, minik yavru neredeyse yetişkin bir köpek olmuştur ama her güzel şey gibi yaz günleri de biter ve okulların açılması yaklaşır. Ailenin arada bir aklına gelir: ''Bu köpek ne olacak? Kocaman oldu üstelik. Eve dönünce ne yapacağız biz bununla?'' diye.. Oysa bu sorular en başta sorulmalıydı öyle değil mi?

Ve anlar da hayvancık bir şeylerin ters gittiğini ama anlatamaz ki derdini...
Nasıl bir mutsuzluktur o istenmediğini anlamak; bilir misiniz?

Ve aile artık toparlanır, yollara düşmenin zamanı gelmiştir..Yaz boyunca çocuklarına arkadaşlık eden, sevgiyi ve sadakati öğreten köpeği bırakacaklardır, çare yoktur onlara göre.. Aile için çok da önemli değil bu durum tabii ki; evet biraz üzülür gibi olsalar da sonuçta bir köpektir işte...
Köpekcik bakar kalır gidenlerin ardından. Kafası iyice karışmıştır üstelik.
Nasıl karışmasın aklı? O canını verecek kadar bağlıdır artık sahiplerine ve yapayalnız bırakılacaktır sokaklara.
Ağlarcasına sesler çıkarıp otomobilin ardından koşmayı bile dener ama boşunadır çabaları. Artık o, yalnızca bir tatil döneminde ailesi olduğunu sanan bir sokak köpeğidir.

Bir lokma yiyecek için dolaşmak zorundadır. Zaten kısa tatil döneminde aşıları da yaptırılmadığı için hastalıklara açık korunmasız bir canlıdır.

Nasıl olsa onlardan çok var. Seneye yaza bir tane daha bulurlar

Bu trajedi her yıl yazlık beldelerimizde yaşanıyor. Hiç bir abartı yok, burada anlatılanlar az bile. Yazlıkçıların rağbet ettiği bir beldede yaşadığım için yıllardır bu olayların tanığıyım. Zavallı hayvanların sonu çok kötü oluyor. Çoğu belediyelerce zehirleniyor. Bir kısmı da açlıktan, hastalıktan ölüyor zaten.

BÖYLE ACIMASIZCA DAVRANANLARA BİR ÇİFT SÖZÜMÜZ VAR ELBETTE. ''İNSAF!'' DİYORUZ VE O CANLARI DÜŞÜNMÜYORSANIZ ŞUNU DÜŞÜNÜN; ÇOCUKLARINIZA NASIL BİR HAYAT DERSİ VERDİĞİNİZİN VE ONLARA NASIL KÖTÜ ÖRNEK OLDUĞUNUZUN FARKINDA MISINIZ?

8 yorum:

  1. O kadar zengin olsam ki; memlekette evcil hayvan edinebilmek sayemde ''lüks'' hale gelse.
    Önüne gelenin canı sıkıldığında kendine oyuncak gibi evcil hayvan alabilmesini engelleyecek gücüm olsa.
    Çok canım yanıyor Begonvil'im bu minik patileri gördüğümde :(
    Öyle bir milletiz ki; insanlığı zorla soksan durmaz bizde.
    Acı ama gerçek.
    Çok yolumuz var daha medeniyete... çooook.

    YanıtlaSil
  2. çok üzülüyorum.... bi de bunun çok doğal olduğunu düşünen bir güruh var ki, sanırım öyle kolay kolay sonlanacak gibi değil...

    YanıtlaSil
  3. Bunlardan çok bilmişlerle tartışmıştım ama nafile. "Hayvandır, makine gibi içgüdüleriyle davranır" diyorlar başka bir şeye inanmıyorlar.
    "Bilim" diyorlar. Bilime göre hayvanlarda duygu olmazmış da içgüdü olurmuş. Bu tezlerine göre, bilim esas bu tip zenginlere "duyguları olmayan hayvanlar" diyor bana kalırsa.

    Paraları var ama insanlıkları sıfır. Temel içgüdüleri doğrultusunda yaşayan, hayvanlardan bin kat aşağı yaratıklar bunlar...

    Yazınızı okudum da kendi ilk çocukluk dönemimi hatırladım. Bazen beni halamın evinde bırakırlardı. Gece misafirliğinden dönerken ben uyumuş olunca taşıyamayıp bırakırlarmış. Uyandığımda annemden uzak olduğumu görünce nasıl içim yanardı anlatamam. O ayrılık acısı beni öyle etkilemiş ki halen hatırlayabiliyorum. İşte anlattığınız köpeklere bunun gibi empatiler yapmalıyız. Onlar da oralarda tek başına bırakıldıklarında öyle acı çekiyor. Onların da duyguları var. Onlar da sevgi sahibi. Onlar da bizim gibi duygusal. Hayvanları yakından tanıyabilmiş biri olarak ben bunları gördüm böyle inanırım. Yaşanmış gerçeklere değil de kitaplardan bilim adamlarının teori değeri bile olmayan tezlerini okuyup onlara inanan insan müsfeddeleri ne derse desin.

    YanıtlaSil
  4. :(((( çok haklısın duyarsızlık diz boyu.

    Kızkardeşim ingilterede yaşıyor ve bir kedi var eve alıncaya kadar bir sürü formalite yaşadılar tıpkı insanlar gibi sağlık kartı var ve yıllık ödemesi yapılıyor ve bakımıyla ilgli herşeyi ücretsiz yaptırıyorlar.
    sokağa hayvan bırakmak yasak, hadi buldun diyelim eve izinsiz alman yasak. keşke bizde de olsa.
    abla ingilterede patili olmak varmış demiştide şaşırmıştım.
    Türkiyeye bir aylığına geldiklerinde geçiçi olarak özel bakımevleri varmış oraya bırakıyorlar tek üzüntüsü orda kafeslerde olması. dönüşte alıp eve götürdüğünde Shadow'un mutluluğunu anlatamam diyor.

    Dilerim birgün bu satırlar bizim içinde yazılır:(

    YanıtlaSil
  5. ne vicdansızlar bu insanlar! benim fobim var bakamıyorum ama böyle haberlere inan öyle üzülüyorum ki! az önce face de bir video izledim dondum kaldım! o insan müsfettesini bulsam da parçalasam!

    YanıtlaSil
  6. Bu insanlar gerçek anlamda hiç bir canlıya karşı sevgi oluşmamış sadece tüketici davranışları sergiliyorlar. Tatil beldeleri yine iyi ben daha dehşet manzaraları gördüm, adalara bırakılan hayvanların durumu daha da kötü, hepsi cins hayvanlar ve terkedildiklerinde yiyecek bile bulamıyorlar:( Bir canlı edinmek aslında çok büyük sorumluluk, petshoplar her köşe başında asıl bunu önüne geçilmeli ki herşeyden önce bir canlıyı satın alabilmek bu kadar kolay olmamalı.

    YanıtlaSil
  7. Hakkaten çok yolumuz var henüz çarpa çarpa yaralana yaralana yalpalayarak gidiyoruz çünkü hala ilkel benliklerimizle geziniyoruz dünya sahnesinde...

    Kendisi gelişimini tamamlayamamış bireyler olarak hemen çoluk çocuk sahibi olup geleceğin insanlarını oluştururken düşünmüyor ki hayvanları düşünsün...

    Ayrıca tüm hayvanların birer ruhu ve kişilik özellikleri olduğunu düşünüyorum insan dost arkadaş gibi kelimelerle tanımladıklarımızınkilerden daha net biçimde hemde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu harika yorum beni çok duygulandırdı. Her söylediğinize içtenlikle ketılıyorum..

      Sil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.