Brahms’ı Sever misiniz?
Bu başlık size İsveçli unutulmaz sinema oyuncusu Ingrid Bergman ile İtalyan asıllı Fransız oyuncu Yves Montand’ın 1961’de oynadıkları Amerikan filmini anımsatmıştır. O yıllarda çok sükse yapan film, hala sinema severlerin aklındadır. Senaryosu, Fransevi Françoise Sagan hanımın yazdığı romandan uyarlanan bu güzel filmi izlemenizi, hatta sinema arşivinize eklemenizi tavsiye ederim.
Ancak ben bu gün ne romandan ne de filmden söz edeceğim; Filme ad olan bu soru cümlesini sizlere yönelterek, Brahms’ın büyüleyici müziğini tanımanızı istiyorum. Elbette tanıyanlarınız vardır. Yine de klasik müzikle fazla tanışıklığı olmayanlar için, ‘’mutlaka dinlemelisiniz’’ diyorum.
Bu sabah Minik’le parkta güzel bir yürüyüşle başladık güne. Sonbaharın tüm güzelliklerini doya doya yaşayıp yaseminleri kokladık. Son demlerini yaşayan begonvillerin büyüleyici renk harmonisini hayranlıkla izledik. Hava, biz Antalyalıların tam da özlediği gibi, hoş bir serinlikteydi. Bir yandan güzelim parkın florası, diğer yandan aşağıda duran göz alıcı Akdeniz maviliği ve uzaktan tüm görkemi ve ayrıntıları ile (havanın açık olmasından dolayı) denize doğru uzanan Toroslar’ın görüntüsüyle büyülenerek, bu kenti ne kadar çok sevdiğimi defalarca yineledim. Bu arada Minik’in mutluluğunu anlatamam. Haylaz bir çocuk gibi yerinde duramıyor, kuşları yakalamaya çalışıyor, algıladığı her kokuyu dakikalarca analiz ediyordu.
Tüm bu güzellikleri yaşadıktan sonra, eve dönünce kahvaltıdan önce bir tek şeye gereksinim duyduğumu fark ettim; bu güzel Akdeniz sabahına yaraşır, dingin ama yer yer yaşama sevincini yansıtan bir müzik dinlemeliydim. Aklıma gelen ilk isim; romantik ama bir o kadar da kıpırtılarla dolu nefis yapıtlar ortaya koyan Johannes Brahms oldu. 7 Mayıs 1833 de Hamburg'da doğan Brahms (Aşağı Sakson - Kuzey Alman) genişçe bir ailenin çocuğuydu. Babası el işçiliğiyle para kazanıyordu, ayrıca Hamburg'taki birkaç dans lokalinde korno ve kontrabas çalarak küçük gruplarla sahne alıyordu. Brahms piyano dersleri alarak müziğe yedi yaşında başladı. Besteciliğe olan yeteneğini genç yaşlarda göstermeye başladı, 1849'da yazdığı Sevilen Valsler üzerine Fantezi adlı yapıtı Piyanoçalarlar için çalınması hiçte kolay olmayan bir yapıttır. Başlarda yalnızca piyano için besteler yapan Brahms, sonradan yapıtlarını çeşitlendirerek senfoniler, konçertolar, oda müziği, piyano parçaları ve 200’den çok şarkı bestelemiştir.
Özellikle ‘’Hungarian Dance’’ sabahımı taçlandıracak bir yapıttı. Müziği dinlemeye başladığımda ne kadar haklı olduğumu anladım. Klasik müzikle hiç tanışıklığı olmayanların bile zevkle dinleyebileceği bu yapıtı dinlemenizi tavsiye ediyorum. İnsan ruhunun gereksinmelerinden olan huzuru ve güzellikleri fark edebilme yetisini yakalayabilirsiniz. Ayrıca müzikle sağaltım, bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntemdir.
Yaşamınız hep güzelliklerle dolu olsun..
CD leriniz olmasa bile internet aracılığı ile dinleyebilirsiniz.
http://www.beethovenlives.net/index5000.asp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.