15 Ağustos 2012 Çarşamba

Anı yaşamak lazım!


Yaşamımın sıkıntılı bir döneminde, tesadüfen ya da kader diyelim, bana iyi gelen bir kitap okudum.. Bu öykü Robin Sharma'nın Ferrarisini Satan Bilge adlı kitabından alıntıdır.


''Küçük bir çocukken babam bana "Peter ve sihirli ip" adlı peri masalını anlatırdı. Peter, çok hareketli küçük bir çocukmuş. Herkes onu severmiş; ailesi, öğretmenleri ve arkadaşları. Ama bir zayıflığı varmış."

"Neymiş?"

Peter, asla o anı yaşayamıyormuş. Yaşamın akışından tat almayı bilmiyormuş. Okuldayken dışarıda oyun oynamak istermiş. Dışarıda oyun oynarken yaz tatilini özlermiş. Peter sürekli olarak hayal kurar ve hiç bir zaman günlerini dolduran özel anların keyfine varamazmış. Bir sabah Peter, evinin yakınlarındaki ormanda yürüyüşe çıkmış. Yorulunca çimenlik bir yer bulmuş ve sonunda uyuyakalmış. Birkaç dakikalık derin uykusundan sonra, birinin ona seslendiğini duymuş. "Peter! Peter!" Cırtlak ses yukarıdan geliyormuş. Gözlerini yavaşça açtığında tepesinde dikilen çarpıcı bir kadın görmüş. Kadın belki de yüz yaşındaymış ve kar beyazı saçları omuzlarından aşağıya yün bir battaniye gibi dökülüyormuş. Kadının kırışıklıklarla dolu elinde ortasında bir delik olan sihirli bir top varmış ve delikten uzun, altın bir ip sarkıyormuş.

"Kadın, "Peter" demiş, Bu senin yaşamının ipi… İpi birazcık çekersen, bir saat dakikalar gibi geçer. Biraz daha fazla çekersen, aylar hatta yıllar bile günler gibi geçer. Peter, bu keşif karşısında çok heyecanlanmış. Belki de ona sahip olabilirim diye düşünmüş. Yaşlı kadın hemen aşağıya eğilerek sihirli ipi olan topu küçük çocuğa vermiş. Ertesi gün, Peter sınıfta huzursuz ve yorgun bir şekilde oturuyormuş. Birdenbire aklına yeni oyuncağı gelmiş. Altın ipi biraz çekmiş ve kendini hızla evde, bahçede oyun oynarken bulmuş. Sihirli ipin gücünü keşfettikten sonra Peter, okul çocuğu olmaktan sıkılmış ve tüm heyecanları ile birlikte bir delikanlı olmak istemiş. Sonra altın ipi tekrar hızla yukarı çekmiş. Birdenbire Elise adlı güzel bir kız arkadaşı olan bir delikanlıya dönüşmüş. Fakat Peter gene memnun değilmiş. Anın tadını çıkarmayı ve yaşamının her evresindeki yalın mucizeleri keşfetmeyi hiç bir zaman öğrenememiş. Onun yerine bir erişkin olmayı hayal etmiş. Sonra ipi tekrar çekmiş ve uzun yıllar bir anda geçmiş. Derken kendini orta yaşlı bir erişkin olarak bulmuş. Elise eşiydi ve Peter bir ev dolusu çocuk ile çevrilmişti. Ama Peter başka bir şeyi de fark etmiş. Bir zamanlar simsiyah olan saçları beyazlamaya başlamıştı. Çok sevdiği , bir zamanlar genç olan annesi artık yaşlı ve güçsüz bir kadın olmuştu. Ama Peter hala anı yaşamıyordu. Şimdide yaşamayı asla öğrenememişti....Sonra sihirli ipi tekrar çekmiş ve ortaya çıkacak değişiklikleri beklemeye koyulmuş. Şimdi Peter gür siyah saçları kar gibi beyazlamış, doksan yaşında bir adammış. Genç ve güzel eşi Elise ise yaşlanmış, birkaç yıl önce ölmüş. Harika çocukları büyümüş ve kendi yaşamlarını kurmak için evden ayrılmış. Tüm yaşamında ilk kez Peter yaşamdaki harikalıkları kucaklamak için zaman ayırmadığını fark etmiş. Çocuklarıyla hiçbir zaman balık tutmaya gitmemiş ve Elise ile mehtapta gezinti yapmamış. Bahçeye çiçekler ekmemiş ve annesinin okumaya bayıldığı harika kitapları okumamış. Onun yerine,yaşamında hep acele etmiş ve yol boyunca iyi şeyleri görmek için asla dinlenmemiş. Peter bu keşfinden büyük üzüntü duymuş. Kafasını boşaltmak ve ruhunu dinlendirmek için çocukken gittiği ormana gitmeye karar vermiş. Ormana girdiğinde çocukluğundaki küçük fidanların görkemli meşe ağaçlarına dönüştüğünü fark etmiş. Orman da bir doğa cennetine dönüşmüşmüş. Küçük bir çimenlik bulmuş ve derin bir uykuya dalmış. Sadece birkaç dakika geçmiş ki birinin ona seslendiğini işitmiş. 'Peter! Peter!' Peter kafasını kaldırmış, karşısındaki, uzun yıllar önce sihirli altın ipli topu ona veren yaşlı kadından başkası değilmiş. 'Sana verdiğim armağandan memnun kaldın mı?' diye sormuş kadın. Peter doğruca cevap vermiş. 'Baştan eğlenceliydi, ama şimdi ondan nefret ediyorum. Tüm yaşamım bana keyfini çıkarma şansını vermeden gözlerimin önünden akıp gitti. Eminim hüzünlü anların yanında harika zamanlar da olmuştur, ama benim bunları yaşama şansım hiç olmadı. İçim boşalmış gibi hissediyorum. Yaşam armağanı ellerimden kayıp gitti.' 'Hiç minnettar olmuyorsun' demiş yaşlı kadın. 'Yine de, sana son bir dilek dileme şansı veriyorum'.
Peter bir an düşünüp telaşla yanıtlamış; 'Küçük bir çocuk olarak okuluma geri dönmek ve yaşamımı tekrar etmek istiyorum!' Bunu söyledikten sonra derin uykusuna dönmüş. Yine birinin ona seslendiğini duyarak gözlerini açmış. 'Bu sefer kim olabilir?' diye düşünmüş. Kafasını kaldırdığında annesinin yatağının kenarında ayakta durduğunu görünce çok sevinmiş. Annesi genç, ışık dolu ve sağlıklı görünüyormuş. Peter ormandaki o tuhaf kadının dileğini yerine getirdiğini ve onu önceki yaşamına döndürdüğünü anlamış.
'Acele et Peter. Çok fazla uyuyorsun. Şu dakika kalkmazsan rüyaların yüzünden okula geç kalacaksın' demiş annesi hafifçe azarlayarak. Söylemeye gerek yok, Peter o sabah yatağından fırlamış ve umut ettiği şekilde yaşamaya başlamış."


Gerçek dünyadaki BİZLER yaşamı dolu dolu yaşamak için ikinci bir şansa sahip değiliz. O yüzden, bugün çok geç olmadan yaşam armağanının gözlerini açman için sana verilen şansı geç olmadan doya doya kullan. Yaşamını anlamlı kılan insanlara daha fazla zaman ayır. Özel anlara saygı duy..Yağmurda dans et, bağıra çağıra şarkı söyle... Bu günde yapmak istediğin şeyleri hiç bir zaman erteleme. Önemli olan hayatı ıskalamadan yakalamaktır nede olsa... Uzun lafın kısası ruhunu canlandır ve ruhunla ilgilenmeye başla... Bu, Nirvana'ya giden yoldur...



14 yorum:

  1. Özenle yarına sakladığımız bir sarı lira gibi ömrümüz.,Vakti gelip sandıktan çıkardığımızda...Bir de bakıyorsunuz ki,tedavülden kalkmış.Peter ve hikayesi çok hoşuma gitti.Her anımızı dolu dolu yaşamalıyız.Bu arada seni ve yazılarını çok özlemiştim.Hoş geldin diyorum,seni seviyoruz.Hepinize iyi bayramlar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın. Yaşam adeta ellerimizin arasından kayıp gidiyor. Küçük mutlulukların ve bizlere bahşedilen güzelliklerin farkına varamayacak kadar meşgul olma yanılgısına düşmemeli.

      Ben de sizleri özlemişim sevgili arkadaşım..

      Sil
  2. bana da iyi gelecek kitaplar lazım şu ara ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O halde bu kitabı okuyun, pişman olmazsınız.

      Sil
  3. Yazınız başlığı yıllar arda arda yaşadığım iki büyük acıdan sonra psikoloğumun sözünü hatırlattı. Kendimle mücadele ederken biraz olsun öğrendiğimi zannediyorum. Mutluluk uzun süren bir şey değil zaten uçup gidiyor.. Mutsuzluklarımızı da uzatıp hayatımızı zehir etmemeliyiz. Kitapta çok güzelmiş okumak isterim.

    Begonvilcim merak etmeye başlamıştım. yazınızı görünce sevindim. Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangimiz yaşamıyoruz ki o acıları.. Kitabı okumanı tavsiye ederim. Umarım daha güçlü, daha bir farkındalıklarla dolu olur yaşamlarımız. Bunların belki de en önemlilerinden biri, uçup giden zamanın geri gelmeyeceği gerçeği. Kitabın teması bunu vurguluyor, yanıbaşımızdaki küçük mutlulukların farkında olarak yaşamayı öğütlüyor.

      Ben de sizleri özlemiştim..

      Sil
  4. Geçmiş günü beyhude yere yad etme;
    Bir gelmemiş an için de feryat etme;
    Geçmiş gelecek masal bunlar hep;
    Eğlenmene bak ömrünü berbat etme!
    Ömer Hayyam
    ------------------------------------------------
    Robin Sharma' nın bu kitabını, en çok satılanlar listesinin başındayken yıllar önce okudum ama sonra onu elinden düşürmeyen adamları görünce de fena halde soğudum!Şimdi düşünüyorum da adamın Ferrari'si değil de mesala sıradan bir Ford' u olsaydı, kitap satar mıydı? Bu tür kitaplar aslında dünyadaki en karlı ticaretin (inanç) en masum görünen aracıları bence!

    Evvelden başka idi kitap dünyası benim için ama artık başka bir mesafeden bakıyorum bazı kitaplara, yazarlara; cilası parlatılanlara, en çok satan listesi başından inmeyenlere ya da aman illa oku diye gazete köşesinden kafama kakılanlara!

    Siz tavisye etseniz de bana göre Robin Sharma, tüketim çılgınlığı içindeki boşlukta sallanan aymazların başka tüketime yönelmelerine aracılık eden cilalanmış gurusu olmaya devam ede dursun bakalım!
    ------------------------------------------------

    Umarım yazdıklarım sizi kızdırmaz veya incitmez. Öyle ise içtenlikle özür dilerim.

    Geri döndüğünüze ve iyi olduğunuza çok sevindim! Sizi özlemiştik!

    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdıklarınızdan asla rahatsız olmadım. Benzer gerekçelerle ben de uzun süre bu kitaptan uzak durmuştum ama dedim ya tesadüfen elime geçti eski kitapları karıştırırken ve okudum, sevdim anlatılanları. Çünkü verdiği mesajlar aslında gayet iyi bildiğimiz ama pek de önemsemediğimiz küçük yaşam sırları. Kitabın her bölümünde yaşamın israf edilmeyecek kadar değerli olduğu vurgusu yapılıyor. Hırsların ve anlamsız zenginlik özlemlerinin mutlu olmada pek de işe yaramadığı örnekleniyor. Aaa, evet, kitabı okuyup reklamını yapanlar ''bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu''dedirtecek tipler olabilir ama bunda kitabın ne suçu var? Bir zamanlar sosyalizm savunucusu gibi görünüp de lükse bayılan entel tipler yüzünden sosyalizmden soğuyanlar olmuştu. O tipleri boş verip kendi iç dünyamızı zenginleştirmekte yarar var diyorum. Ferrari de bir simge olmalı; yoksa, ''malını mülkünü satıp mutlu ol!'' gibi bir düz mantık yürütmek anlamsız. Benim anladığım, sadelik ve farkındalıkla daha katlanılabilir bir yaşam olabilir. Bu kitabın teması bu bana göre.

      Ben de sizleri özlemiştim. Selamlar..

      Sil
  5. Canım Nurdan Hanım, ben sizi bilmez miyim.. Emin olun ben de sizive kardeşinizi alıp yüreğimin ve gönlümün baş köşesine koymuşum zaten. İnanın içinizden geldiği gibi yazmanız beni çok mutlu ediyor. Gerçek dostluklar da bunu gerektirir, öyle değil mi:))Yazdıklarınız da bana kalsın izninizle. Sevgiler, selamlar..

    YanıtlaSil
  6. İnanın bu gece çok rahat uyuyacağım! Sizi kocaman öpüyorum!

    YanıtlaSil
  7. Sevgili komşum ben bu postunuzu görmemişim:( Ses vermeniz ne hoş. Buralar pek tatsız bu aralar. Ramazan'ın son günleri ya herkes öylece içine kapanmış ... Neyse sesinizi duymak güzeldi .Bayramınızı kutluyor ,çocukluğumuzun bayramları tadında bir bayram diliyorum! Sevgiler Begonvilli Ev'in tüm canlarına!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Doğrusu benim de hala içimden gelmiyor yazmak ama sizleri özlemiştim.
      Sizin de bayramınız keyifli geçsin. Sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

      Sil
  8. kitap bana da çok iyi geldi. yaşamı sorgulamak ve daha anlamlı dolu bir yaşam sürmek için rehberlik yapıyor..

    YanıtlaSil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.