Evimiz bizim en özel yaşama alanımız. En çok rahat etmemiz gereken, bizi mutlu eden ortamlar olmalarını hepimiz isteriz ama bazen öyle yanlış seçimler yaparız ki, hem rahat olmayan hem de gözümüzü yoran bir ev olur onca emeğimizin, harcamamızın sonucu.
Benim gördüğüm en sık yapılan yanlışlardan söz etmek istiyorum;
En çok rastladığım, tarz karmaşası durumu. Yani eski ile yeniyi, klasikle moderni anlamsız biçimde karıştırma. Bunu daha çok eski eşyasını elden çıkarmaya kıyamayan insanlarda görüyorum. Yeni alınan mobilya ya da mefruşat öncekileri tamamlamayacak bir tarzda oluyor. Ortaya uyumsuzluklar çıkıyor. Kısacası tarzınızı belirlemeli, eklemeleri yaparken ya daha öncekileri elden çıkarmayı göze almalı , ya da yenileri, öncekilere uygun seçmeye çalışmalıyız. Örneğin klasik mobilyalarla modern perdeler (ya da tersi) uyum sağlamaz.
Renklerde tamamlayıcılık ve bütünlük olmalı. Renk karmaşası en çok yapılan yanlışlardan biri.
Tek düzelik de, sık rastlanılan bir hata. Bunu önlemenin yolu desenli ve düzü yerinde kullanabilme..Örneğin desenli halılar, düz renk mobilyalarla tamamlanmalı. Ya da tersi, mobilya kumaşları desenli ise halılar düz olmalı. Desenli halı ile birlikte, desenli mobilya göz yorucu ve zevksizlik örneği olur. Tümünün düz olması ise tek düzelik ve ruhsuzluk getirir ortama..
Bu üç halı da yukarıdaki oturma grubuna uygun, tekdüzelikten uzak seçimler.
Evimizi dekore ederken en çok yaptığımız yanlışlardan biri de abartılı ve fazla doldurulmuş odalar. Biblolar, gereksiz sehpalar, resimler...
Bu bir kolaj. Müthiş görünse de , böyle bir odada yaşadığınızı düşünün ; hiç pratik değil ve gerçekten çok yorucu.
Bu konuda abartıya kaçarsak başımıza öyle bir iş açılır ki, hem ruhumuz daralır, hem de temizlik ve bakımları bizi çok yorar. Beni en çok rahatsız edenler imitasyon çiçekler. Aşırı derecede antipati duyuyorum onlara. Hatta boyanmış bir konserve kutusuna dikilmiş sardunyayı en pahalı yapay çiçeğe tercih ediyorum.
yapay çiçekler beni de çok rahatsız eder.. şimdi heryerde onlar var hatta alışveriş merkezlerinde büyük plastik palmiyeler, ağaçlar var.. çok benzerini yaptık diye gurur mu duyuyorlar üretenler bilmem ama ruh olmuyor uzaktan bile hemen belli oluyor yapaylık.
YanıtlaSilBegonvilli ev,bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.Benim de eklemek istediğim,Yaşam alanlarımız bizim kişiliğimizi,yaşam tarzımızı yansıtmalı.Moda diye kendi yaşam tarzımıza uymayan dekorasyon güzel durmuyor.Çirkin tarz yoktur.Yeter ki kendi ihtiyaclarımıza göre,kendimizi rahat hissedebileceğimiz evler dekore edelim.Sevgiler.Aida
YanıtlaSilEvimiz,bizim huzur kaynağımız olmalı,göz yorulmasından kaynaklanan ruh yorgunluğuna neden olmamalı...
YanıtlaSilBegonvilli ev kendimi üst düzey gelir gurubunda görmüyorum...Evimi yeni aldığım için, villa tipi olunca hadi bi iç mimar çağıralım bilinçli olsun evimizn döşenmesi dedik...Sağolsun iç mimarımız kendi keyfine göre tasarladı alacağımız eşyaları,Eşim illa iç mimar olsun dediği için başta izledim bakalım ne yapıcak diye..Beyin özürlü diyorum kusura bakmayın benim aile yaşantımı ön planda tutmayarak amerikan tarzı bir ev yapmaya kalkışınca ...Hoopp burda dur bakalım dedim yolu gösterdim..Ailem evimin eşyasını hediye almak istedi onlara da kusura bakmayın ben yavaş yavaş zevkime göre alıcam eşyalarımı dedim ve öyle yapıyorum...iç mimardan bana kalan mutfağımı kaplayan koca bir masa ..her görmemde laf sayıyorum kadına...Birbirine uyum sağlamaksa insanlar her eşyayı tek tek taksitle alıyor ...söylediğin şekildeolması için boooll parası olması lazım insanın..sağlıcakla kal:))
YanıtlaSilSevgili Begonvil,
YanıtlaSilhaklısın.
Maddi imkanların yettiği ölçüde ev dekorasyonunda uyumlu objeler ve renkler seçilmeli.
Ne bulunursa doldurulmamalı ve ferah, huzurlu, dinlendirici bir yaşam alanı oluşturulmalı.
Sanırım bunu düşünecek ve de uygulayacak imkanlara sahip olduğumuz için şükretmemiz gerekiyor.
Ama öyle aileler gördüm ki, bırak evi, dekorasyonu, bir plastik leğen almaya gücü olmayan...
Nefret ettiğim o plastik çiçeklerin, insanların tek göz odalarını süsleyen yegane şey olduğunu görünce fikrim değişti.
Yanlış anlamazsın umarım beni, sadece hayat bizim bulunduğumuz yerden ve noktadan bakıldığında başka görünürken karşı tarafa geçildiğinde içler acısı.
Hayat ne garip.
Ne büyük tezatlıklarla dolu.
Sapsarı yaprakların süslediği sonbahar caddelerinden sevgilerle :)
Bugün tam da benim sorunumdan bahsetmişsiniz. Atamadığım eski eşyalarım ve onlara uydurmayı başaramadığım ihtiyaçlarım. İşin kötüsü ben neyin neyle uyacağını da anlayamıyorum. Öyle olunca da yeni şeylar almaktan açıkça korkuyorum. Oysa ufak tefek değişiklikler yapabilsem hayatıma renk ve mutluluk katabileceğimin de farkındayım.
YanıtlaSilŞimdi sizin kolajlarınızı dikkate alarak zihnimde evimi dekore ediyorum. Bakalım ne zaman eyleme geçeceğim.
Bence herkesin yasadigi ortam , kisnin zevkini, ruhunu ve gelkri seviyesini yansitiyor.
YanıtlaSilHrt gecen gun teknoloji gelisyor,
tabiki yani sira tekstil, dekorasyon urunleride deyisyor.Gelir seviyesi musait olmayanlarin tabiki bu hizli gelisime ayk uydurmasi biraz zor.
Herkese gonlunce yasaya bilecegi dekore edilmis bir ortam diliyorum.
Sevgiler,
Sefa
Ben bir eve girdiğimde ev sahiplerinin kişiliklerini görmek istiyorum. Zamanla ve yaşanmışlıklarla örülü olması hoşuma gidiyor. Dekoratörlerin hazırladıkları ev hazır oluyor, yaşanmışlık hissi olmuyor. Vee bir de şu hardal rengine gıcığım.Neden hardal rengi koltukları olanlar hardal rengine yakın perde ve o rengi içinde barındıran halı alırlar? oda hardal hardal kokuyor..renksiz...Zıt renkleri birlikte kullanmayı severim kısacası renkleri seviyorum. :)
YanıtlaSil