Ama...
Bakıyorum da, galiba öyle. Belki farkında değiliz ama her anımızda bir şeylerin olmasını, gerçekleşmesini bekliyoruz. Bir şeylere kavuşmak odaklı yaşadığımızı düşünüyorum. Dolayısı ile hep ileri tarihler, sonraki günler oluyor aklımızda. Basitçe bir kaç örnek verecek olursak;
Şu okul bitse..
Oysa bunun gerçek anlamı şöyle: o bir an önce bitmesini istediğiniz yıllar, ileride hayatınızın en güzel yılları olarak anımsanacak. Benim gibi epeyce yaş almış olanlar, lise, üniversite yıllarına ait fotoğraflara bakarken o duyguyu çok güçlü yaşarlar.
Çocuklar büyüse de rahat etsek.. Böyle bir isteği dile getiren birine verilecek yanıtım şu: Avucunuzu yalarsınız. Neden mi? Birincisi, onlar büyürken sizler yerinizde saymayacaksınız. O bir an önce geçsin dediğiniz yıllar aslında çocuğunuzun büyüyüşünü görmeyi doya doya yaşayacağınız, o yıllardaki enerjinizle bir takım zorluklarla kolayca baş edebileceğiniz yaşlar. O özlediğiniz ileriki yıllarda ise belki boş zamanınız olacak ama enerjiniz de azalmış olacak. Ayrıca büyük çocukların aileye hiç sıkıntı vermemesi ütopik bir beklenti. Ne yazık ki gerçek bu.
Şimdi daha yanı başımızdaki her an iç içe olduğumuz beklenti türlerinden örnek vereceğim,
Şu taksit(ler) bitse, bütçemiz biraz daha rahatlasa, biz de rahatlasak. Böyle diyorsanız çok safsınız. Eğer üst gelir grubundan değilseniz taksit sorununuz hep olacaktır. Ben böyle gördüm, böyle yaşadım, yaşıyorum. Sistem sizi taksit taksit yolmak üzere düzenlenmiş. Aslında ederi çok daha düşük olan ve üstelik gereksinim duyduğunuza inandırıldığınız ürünler ya da hizmetler her türlü yöntem ve teknikle taksitle sizi kendine çekiyor. Aslında ilk bir kaç taksitte onun bedelini ödediğiniz halde taksitle almanın bedelini daha aylar hatta yıllar boyu ödemeye devam. Bir de sürekli yenilenen teknolojiyi düşünürsek, sizin taksitleriniz asla bitmez. Ama asıl konumuz taksit tuzağı değil, taksitler bir bitse düşüncesi ile kendinizi yiyip bitirmeniz. Bitirmeyin efendim. Sistemin dışında yaşayamayacağımıza göre taksitlerimiz olacaktır. İhtiyaçlarınızı iyi belirleyip gerekeni iyi bir araştırma ile uzun vadeli olarak düşünerek almakta yarar var. Stres yapmadan, tadını çıkara çıkara kullanın, ya da tüketin, değerini bilin ve başkalarının ne aldığı, ne kullandığı pek de umurunuzda olmasın. Taksit nasıl olsa biter de arada çekilen sıkıntılar sağlığınızda kalıcı hasarlar bırakabilir.
Örnekler çoğaltılabilir ama bu yazı da okunmayacak kadar uzun ve sıkıcı olur. Ama konu ile çok ilgili bir beklentiden söz etmeden edemem;
En basitinden, maaş günü gelse.. (Gelecek de ne olacak sa..) Maaş gününden sonra genel durumun değişmesi olası mı.. Yok öyle bir şey.. O halde mevcut olan durumla baş etmenin yollarını kendimizi yıpratmadan, paralamadan bulmak zorundayız. Bunca laftan sonra şunu demek istiyorum; beklentilerle bir ömür tüketmek akıllıca mı?
Sonraya dair bir garantimiz yok. Az sonrayı bile bilemiyoruz. O beklenen sonralar olmayabilir. Ya da olsa bile yeni beklentiler otomatik olarak devreye girer.. Bu defa yeni beklentilerin gerçekleşmesine odaklıdır yaşam.. İyisi mi, şu beklentileri fazla yüksek tutmamakta fayda var diyorum. Bu benim görüşüm. Bekle bekle, nereye kadar. Yaşam sonsuz güç değil, sonsuz hiç değil. Sürekli (ileride) olmasını istediklerimize odaklı yaşamak yerine içinde bulunduğumuz anda nelere sahip olduğumuzun bilincine varıp o anlardan azami keyif alarak yaşamak emin olun çok daha avantajlı olacaktır. Böylelikle, belki de hiç yaşayamayacağımız beklentiler için harcanacak enerji ve zaman daha makul, daha mantıklı ve getirisi daha fazla olacak şekilde değerlendirilebilir. Getiri dediğim maddi getiri değil. Sağlık, huzur, insan ilişkilerinde doygunluk....
Son cümleniz en büyük beklenti olmalı sanırım.
YanıtlaSilİşte bu beklenti değil yaşamın ta kendisi olabilir.
SilBeklentileri en aza indirgemek daha mutlu bir yaşamın kapılarını bize açar diye düşünüyorum. Lakin tamamen sıfırlamak oldukça zor.
YanıtlaSilTamamen sıfırlamaya gerek yok. Yine de tamamen beklenti ile anı yaşamanın güzelliğini kaçırarak geçirmeyelim.
SilÜlkemizin sosyo ekonomik durumu bize beklentide bulunmayı öğretti diye düşünüyorum. Aman ayağımızı yorganımıza göre uzatalım, samanı saklayalım diye diye, beklentiyle yaşamayı öğrendik de mevcut durumla baş etmeyi öğrenemedik...
YanıtlaSilEvet doğru, mevcut durumu sadece beklenti ile geçiştirmek zaman israfı, öyle değil mi..
SilBitmeyen şarkı gibi;oysa yaşam her daim bitmeye yazgılı...
YanıtlaSilGüven Bey, uzun süredir size yazdığım yorumları göremiyorum. Sanırım yeni düzenleme yüzünden siz de görmüyorsunuz. Yorum ayarlarınızı gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum. Kontrol panelinizden, yorumları tıkladıktan sonra denetleme bekleyenleri tıklayın. Sanırım birikmiş yorumlarınız var orada!
SilÇok güzel bir yazı olmuş.Elinize,yüreğinize sağlık.Hayat beklentilerle geçirelemeyecek kadar kısa.Bunu farkında olup,yaşadığı her anın kıymetini bilebilenlere ne mutlu.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Sil