16 Mart 2012 Cuma

Sokakların Çileli Canları

Onlar, sokaklarda çoğu insanın farkında bile olmadığı çok büyük bir dramın sessiz kurbanları.

Kulaklarında plastik küpeleri, çoğunun tek tek sayılabilecek kemikleri, yara bere, kir içindeki  tüyleri   ve alabildiğince hüzün  dolu  bakışları ile, ürkek ürkek dolaşırlar. Hepsinin en belirgin ortak özelliği, gözlerindeki insanın içine işleyen hüzündür.




Bazıları daha da şanssızdır, dengesiz ve acımasız insanların akıl almaz işkencelerine, tacizlerine maruz kalmışlardır.

Pek çoğunun doğuştan kaderidir sokak köpeği olmak; sokaklarda doğarlar, çoğu ilk günlerde  pes eder.  Dayanamaz sokağın acımasız  koşullarına. Daha dirençli olanlar dayanırlar, onların da şansları varsa bir birbuçuk yıl gibi bir ortalama ömürleri vardır.  Ne var ki bu  ömür de çile, korku ve  sevgisizlikle  geçecektir. Hatta sevgisizlikten öte, iğrenme, istenmeme, nefret edilme  gibi en  olumsuz  duyguların  birebir hedefi olacaklardır. Öte yandan bir de sokaklarla sonradan tanışanlar vardır ki; onların dramı daha da iç acıtıcıdır. Bir hevesle ve oyuncak yaklaşımı ile, düşüncesizce  pet shoplardan alınıp  bir süre sonra  bıkılıp sokağa atılanların, yazlık beldelerde yaz boyunca bakılıp dönüş zamanı  bırakılıp gidilenlerin hali  hayvanseverleri  kahreden durumlardır. Aynı  benzer çileleri sokak kedileri de yaşar.

Ülkemizde sokak hayvanlarının durumu  belediyeler için başlıbaşına bir sorundur. Ne var ki genel yaklaşım  uzun vadeli ve onları koruma amaçlı çözümler değil onlardan kurtulma amacı ve kaygısı ile üretilen insani olmayan anlık çözümlerdir. Özellikle Antalya gibi turizm beldelerinde ilkbahar aylarında korkunç  katliamlar yaşandığını buralarda yaşayan her hayvansever bilir.

Evet, belediyelerin olanakları kısıtlı, sorun büyük ama yine de mevcut olanaklarla şimdikinden daha iyi çalışan bir sistem oluşturulamaz mı? Var olan sokak hayvanları  bakım ve tedavi merkezleri biraz  fedakarlıkla  daha iyi hizmet verir hale getirilemez mi?

Bu sorunun yanıtını  düşünmek için  tanığı olduğum bir çok olaydan en yeni olanı olabildiğince kısa aktaracağım:

Özel bir veterinerlik kliniğinde bir sokak kedisini tedavi ettirirken bir hanım  yolda görüp acıdığı bir sokak köpeğini getirmiş. Köpek şu kulağı küpeli olanlarda ve ileri derecede uyuz. Sıkı durun sevgili okurlar, köpek henüz kısırlaştırılmış ve dikişleri kan içinde. Burada  tüylerimi diken diken eden iki yanlış var; birincisi bu hayvan, kısırlaştırılmış ve yaraları iyileşmeden sokağa bırakılmış. İkincisi uyuz olduğu halde tedavi edilmemiş. Veteriner muayenesine göre  kısırlık operasyonu çok yeniydi, uyuz vakası ise başlayalı epey olmuş.

İşte durum bu. Zaten  kısırlık  operasyonu geçiren köpek ve kedilerin ertesi gün  hatta aynı gün  sokağa bırakıldığını geçen yıl  öğrenmiştim. Bunun  doğru bir uygulama olmadığını  kanıtlamak için araştırmalarım olmuştu. Kesinlikle  yaralar iyileşmeden  bırakılmamaları gerekiyordu. Sonuçta kayıtlara '' bilmem ne kadar kısırlık ameliyatı yapıldı''olarak geçiyordu ama  bu hayvanların  yüzde sekseni, doksanı  enfeksiyona açık halde sokağa gönderilmeleri nedeniyle ölüyorlardı. Bu durumun başka illerde de  böyle olduğunu bana bizzat belediye veterinerinin kendisi söyledi. Yani yapılanın  doğru bir uygulama olduğunu bu şekilde kanıtlamak istedi.

Eğer siz de ''Ne zaman insanlıktan çıktık bu kadar? diyenlerdenseniz  böyle bir çileli  yaşamın sessiz kurbanları  için  bir şeyler yapmak istiyorsanız, lütfen kendi illerinizin  sokak hayvanları bakım ve tedavi merkezlerini, eski adıyla barınakları arayıp  öğrenin;  kısırlaştırılan hayvanları kaç gün gözlem altında tutuyorlarmış. Bu süre bir hafta olmalı. eğer  operasyondan sonra hemen sokağa atılıyorlarsa lütfen aşağıdaki dilekçe örneğini yazıp mail yolu ile gönderin.

Kısırlaştırıldıktan hemen sonra sokağa(ölmeğe) bırakılan sokak köpekleri için dilekçe örneği


  Bu duruma son vermek istiyorsanız lütfen bir dilekçe de siz yazın!
Aşağıdaki dilekçe örneğini kopyala yapıştır yöntemi ile
bimer@basbakanlik.gov.tr
adresine mail olarak gönderirseniz sokaklarda kısırlık operasyonu sonrası enfeksiyon yüzünden acı içinde ölecek olan pek çok can için büyük bir iyilik yapmış olacaksınız.Dilekçenin sonuna Ad soyad, vatandaşlık numaranızı ve telefon numaranızı eklemezseniz işleme konulmayacaktır.

”Belediyelerce Kısırlık operasyonu geçiren sokak köpekleri, yaraları iyileşmeden ve uyuz vs. gibi mevcut hastalıkları tedavi edilmeden sokağa bırakılarak ölüme terkediliyorlar. Bu durumun önlenmesi için gerekli yaptırımların uygulanmasını saygı ile arzederim.”
Ad soyad
Vatandaşlık no
Tel no

5 yorum:

  1. İçim acıdı okurken ve resimleri gördükçe... Hatta bazen bakamadım bile. Evet biz acıyoruz yardım etmeye çalışıyoruz. Ama çoğu kimse görmezden geliyor hatta iyiyorlar kakıyorlar. sanki onlar bişeyin cezasını çekmek için bu dünyaya gelmiş gibi davranıyorlar. Çoğu insan tanıdım bir hayvan kadar değeri yoktur gözümde. Ama öylesine yolda gördüğüm bir hayvan için cebimdeki son kuruşu verebilirim düşünmeden. Çünkü karşılıksız bir sevgi var gözlerinde. ne zaman bir kediye yemek vermeye insem sokaga. Biliyorum ki karınları aç ama önce kendilerini sevdirir, teşekkür edercesine bir sırnaşır sonra yemeklerini yerler. kaç insan bu kadar vefakardır ki...

    YanıtlaSil
  2. Sizin güzel ve duyarlı yüreğinizi çok ama çok seviyorum. Keşke sizler gibi insanlarla dolu olsa dünya.
    Facebook profilimde de paylaştım ki dilekçe örneğinden arkadaşlarımın da haberi olsun.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Tek beşına hiç bir iş başarılmaz. Hep birlikte koruyacağız bu masum canları.

      Sil
    2. ben de temmuzdan beri bir sokak köpeğine bakıyorum.dediğin gibi belediyeye kısırlaştırılmaya gitti.8 gün kaldı.geldiğinde kemikleri sayılıyordu ve sürekli küpeli kulağını kşıyordu.kendi veterinerimi çağırdım,uyuz,egzama ve parazit döküyor dedi.Bahçeme kulübesini koydum.Tedavisini cebimden karşıladım.tedavi bitince 1 gün hava güzelken dışarı saldım.bi geldiki gözünü ısırmışlar.Yine tedavi ettirdim.hala bahçemde.dışarı salmaya korkuyorum.bakalım ne yapıcam.bahçede de çok sıkılyor.kollarımı bi görsen mosmor,habire beni yanında istiyor.konuyu açınca ben de benim yaşadıklarımı anlatayım dedim.bilgilendirmen için çok teşekkürler

      Sil
    3. Sevgili Fidoş, belediyeler görevlerini tam yapsa ne hayvanlar bu kadar çile çeker, ne de bir avuç hayvansever bu sıkıntıları yaşar. O köpekcik uyuzu, paraziti tedavi edilmeden nasıl sokağa bırakılır?( gün boyunca çok zayıflaması da kesinlikle iyi bakılmadığını gösterir. Onların görevi sokak hayvanlarını tedavi etmek. Bizlerin de imkanları bir yere kadar. Gün geliyor kendi ihtiyaçlarımı erteleyip onlara mama ve ilaç alıyorum. Allah sizden razı olsun!O köpekciğe bakıp tedavi ettirdiğiniz ve duyarlı biri olduğunuz için.

      Sil

Beğeni ve görüşleriniz benim için çok değerli. Yürekten teşekkürler.