4 Kasım 2008 Salı
Yaşamdan / Antalya'da Ormanlar Yandı
Geçtiğimiz aylarda Antalya'da büyük bir trajedi yaşandı. Manavgat ve Serik İlçeleri arasındaki alanda 31 Temmuz günü başlayan orman yangını günlerce sürdü. İhmal, dikkatsizlik, kasıt! Nedeni her neyse altı gün süren Antalya tarihinin en büyük yangını doğada uzun süre silinmeyecek izler bıraktı. Yangında büyük bölümü kızıl çam 10 milyondan fazla ağaç kül olurken, uzmanlar bölgenin eski haline kavuşması için yarım asır geçmesi gerektiğini belirtiyor. Yangın geniş bir alana yayıldığı için bölgede yoğun bir duman ve ateş altında kalan tüm canlı türleri acıların en büyüğünü yaşadılar. Kilometrelerce uzakta bile uçuşan küller ve artan sıcaklık olayın büyüklüğünü gösteriyordu. Yanan ağaçlarla ve hayvanlarla, zarar gören köylerle birlikte bizim de içimiz yandı. Ne var ki; bu gibi durumlarda ihmalleri, duyarsızlığı ve hırsları ile insanoğlunu suçlamamak elde değil. Bir daha böylesi acıların hiç bir yerde yaşanmaması dileği ile..
İsmet Şahin
Üç Kızlar Destanı
dağlar uğul uğuldu
üç güzel kız uyandı birbirinden habersiz
sabahın kör vaktinde
sıcaktı, çok sıcaktı
o anda bir baykuş öttü tam üç kez
çığlık çığlığa
ve bir kartal kanadını düşürdü sabahın koyu gölgelerine
Afrika’da bir çöl ürperdi
kızlar da ürperdiler
kızıl bir renk düştü yeşilin can evine
yeşil ağladı
kızlar da ağladılar
canlı meşaleler ortalıkta dolandı
zehir yaladı ipek saçları
göz yaşları aynı derelerde buluştu
ağıtlar aynı vadilere ulaştı
sıcaktı, çok sıcaktı
Sillyon umarsızca bakındı
bir haber ulaştırmak istedi Selge’ye
oysa Seleukia bile görüyordu olan biteni
büyüyen buğday isyan etti
çatlayan tohum lanetler okudu
yazgı utandı
kızlar da utandılar insanlığın adına
utan ey insan oğlu , utan !
hani sevmek, saymak
yaratanı ve yaratılanı
hani minnet gerçek sevene?
bir yarasa kadar kör
bir yılan kadar sağır olduk nedense
bir yaşamaktır tutturduk
yaşatmayı bilmeden
göğümüz gök
denizimiz deniz
toprağımız toprak olamadı
suçluyuz..
utan ey insanoğlu
çirkinliğimizi taşıyamadı doğa
üç güzel kız silkindiler
savaş yorgunu askerler gibi
alabildiğine kederli,
alabildiğine yılgındılar
‘’şimdi oturmuş ağıtlar yakmaktayız
yüzsüzlüğün bu kadarı olmamalı ‘’
dedi birisi
‘’Tanrı’ya yakarmanın da bir adabı olmalı,
hep istedik vermeden’’ dedi diğeri
‘’hep almayı bildik yüzyıllar boyu’’
diye sızlandı üçüncüsü
ve ağladılar birbirinden habersiz
dönüp dolaşıp aynı yere geldi üç kız
sıcaktı, çok sıcaktı
göz yaşları tutuştu.
İsmet Şahin
Merhaba evet o yangını biliyorum..hatta geçen seneki anamur tarafındaki yangınıda..yol kapanmıştı o zaman biz antalyadan dönüyorduk.
YanıtlaSilyazık çok yazık yüzyıllar boyu yetişen o ağaçlar anlık saniyelerde kül oldu.yaşayanlara mezar acısını hissedenlere azap oldu.
bu arada nuray ben antalya dokumadan.ama şu an mardindeyiz eşimin işi gereği.sevgilerimle...