2 Mayıs 2012 Çarşamba
Bozuk Süt Skandalı
Halkı etkileme yöntemlerini iyi bilen hükümet; her aileye çoluğuna çocuğuna süt alabilecek imkanları sağlamak yerine okullarda süt dağıtma gibi, yine muhataplarını zavallı, kendilerini dağıtan, veren konumlara düşüren bir yöntem seçti.. Böylelikle insanımız küçük yaşlarda bile kendilerine karşılıksız bir şeyler veren güçlere minnet duyma, onlara muhtaç olma duyguları ile tanışacaklar, bir tür baskı unsurunu beyinlerinde taşıyacaklardı. Bedavacılıktan çok hoşlanan toplum da bu durumu sorgulamak yerine ''acaba başka ne verecekler?'' duygusu ve merakı ile küçük menfaatlerin tadını çıkaracaktı.. Oysa hükümetlerin görevi , bir şeyler dağıtarak güç ve baskı unsuru olmak değil, o insanları kendi gereksinimlerini karşılayacak olanaklara kavuşturmak olmalıdır. Dökme suyla değirmenin dönmeyeceğini bilmediklerinden değil..
Sonuçta bu organizasyonları başarısız oldu. Halk, yardıma muhtaçlığının hesabını soracak bilinçte olmasa da ironik bir şekilde bozuk süt skandalı ile belki birazcık durumun farkına varır. Ne yazık ki bu olayın mağdurları masum çocuklarımız...
Bu sabah gazete okuyunca aynı konuyu işlemeyi düşündüm ama siz ya da ben farketmez .Elinize yüreğinize sağlık arkadaşım. Bakanlığın ilköğretim çocuklarına süt dağıtacağını okuyunca bu işi skandalla sonuçlanır ama ne zaman demiştim. Çok uzun sürmedi. Bizim ülkemizde üstü örtülen işlerden biri daha . İhaleyi kazanan firmayla kan bağları olmalı ki rezaleti örtmeye çalışıyorlar. Yazıktır günahtır bebelere. Ben bloğumda siyasetten uzak durmaya çalışıyorum ama eğitimci olarak anne olarak bu konuda susamadım işte. Kusura bakmayın komşum!
YanıtlaSilİnanın ben de siyasetle ilgili yazmayı hiç sevmiyorum. Ne yazık ki sosyal bir soruna değinince ister istemez iş siyasi konuya dönüşüyor. Çünkü sorunun nedeni yanlış uygulamalar. Eğer bu tür yanlışları yapan karşıt görüşlüler olsaydı aynı hassasiyetle karşı çıkardım.. Umarım okurlarım durumu böyle değerlendirir.
YanıtlaSilolayı çok iyi analiz etmişsiniz.
YanıtlaSilİlkokuldayken bize de süt dağıtılırdı AOÇ sütleri gelirdi günlük. Kuzu kuzu da içerdik. Çok mu zordu organizayonu yapmak anlamadım. Süt içmemek için bahane bulan bir sürü ufaklık da cabası:(
YanıtlaSilkalmine yürğine sağlık.. bunlar yazılmalı hiç durmadan. devlet veya hükümet veya hr kim ise sosyal sorumluluk bilinci oturana kadar yazılmalaı yoksa sadaka kültürü iyiden iyiye yerleşeck ki bizim milletimiz onurlu gururlu bilinirdi dünyada..
YanıtlaSilsadakacı topluma dönüştürülüyor benim gururlu halkım ..alım gücünü arttırıp rahat ettireceğine dar gelirli yaşatıp bedavacı ,şükürcü,kindar nesiller geliyor ...küçük şişe suyu parayla satıp süt dağıtıyorlar ..ben geçen yıl peynir den besin zehirlenmesini bizzat yaşadım nasıl oluyor biliyorum ...
YanıtlaSilOffff hızlı yapılan herşey gibi. Olan çocuklara oldu. Yazık.
YanıtlaSilÜzgün anne Çiğdem
Bu sabah sinirden mide bulantıları geçirdim, o çıkıp örtbas etmek istercesine demeç verme yüzsüzlüğü gösteren insanların yalanlarını duydukça, gıda zehirlenmesi değilmiş, süt gaz yapmış, bazı çocukların bünyeleri süte hassas olabiliyorlarmış vs vs. Bu kadar mı iğrenç olunur yaa, susun bari.Siyaset yapılır mı bu konu üzerinden bu nasıl bir savunmadır.Hiçbir çocuk yalan söylemez, o çocuk saflığını çok seven biri olarak hep bunu söyler ve savunurum. Röportajlarda bir çocuk konuştu, bize süt verdiler, bazı arkadaşlarımıza yoğurt, bir yudum aldım acaip bir tadı vardı, keşke bizimki de yoğurt olsaydı dedik ama onlarda hastalandılar diye, o çocuklar süt kesiğini de, kesilmiş sütü de bilmez belli ki o arkadaşınınkini yoğurt sandı ve diğer çocuk ne yaptı içilecek sütü yedi mi içti mi orasını Allah bilir ama Allah bu tür sağlıkla oynayan ve bunu savunabilen insanları bildiği gibi yapsın. Yüzlerine tükürmek geliyor benim içimden:(
YanıtlaSilNe diyeyim Allah yardımcımız olsun.
YanıtlaSilsütü bozuk devlet,yetkili yorumlarıda trajikomik.zavallılar
YanıtlaSilBolatın blogundaki bir yorumunuza alttakini cevaben yazmıştım. Size daha hızlı ulaşması için buraya da yazıyorum.
YanıtlaSilHayvan haklarıyla ilgilenen birisi olarak size bir kaç önerim olacak begonvilli ev.
Öncelikle semtinizin belediyesinin bir hayvan rehabilitasyon merkezi mutlaka vardır. Yaralı hayvanları gelip yerinden alıp tedavisini üstlenmek zorundalar. İrtibata geçin ve yaralı hayvanları tedavi etmelerini sağlayın bence. Ücret alamazlar.
Polisin ilgilenmemek gibi bir hakkı yok. Eğer siz olayı belgeleyip gidip karakolunuza resmi olarak suç duyurusunda bulunursanız ve ardından internet üzerinden bile dilekçenizin gidişatını kontrol ederseniz emin olun bir şeyler yapmak zorunda kalırlar. Size insanlarla uğraşamıyoruz hayvanlara mı sıra geldi demelerine izin vermeyin, emin olun takibi yapmak zorundalar. Şüphelendiğiniz uyuşturucu bağımlıları bugün hayvanları kesiyorsa yarın bir insana da zarar verebilirler. Onların orayı mekan tutmamasını sağlamak polisin görevi.
Aşağıdaki siteden bu tarz olayların hukuki yönü konusunda bilgi alabilirsiniz.
http://www.haytap.org/
Tedavi edilmiş veya sağlıklı da olsa orada yaşayan hayvanların yuvalandırılması için aşağıdaki siteye ilan verebilirsiniz.
http://www.patilen.com/
Son olarak aynı yorumu sizin blogunuza da bırakacağım. hayvanseverlerin çoğalması umuduyla sevgiler.
Sütten mi, haşaaaa paranormal güçler yapmış olmalı :))) süt temiz, psikolojik:)))
YanıtlaSilofff of diyen ve artık yazı yaz diyen anne Çiğdem
YanıtlaSil