15 Ağustos 2011 Pazartesi
İnsanı mutlu edecek bir hikaye bu !
Perihan Mağden’in, Midillili Rita’yı kurtarışının hikâyesidir!
Ve herkese örnek olmalıdır bence.
Perihan Mağden, geçen hafta birkaç gün için Midilli’ye gitmiş.
Kaldığı otelin civarında arka ayakları tutmayan, ön ayaklarıyla kendini sürükleyerek yürümeye çalışan, kir pas içinde terrier kaniş karışımı küçük bir köpekle karşılaşmış. Oteldekiler birkaç haftadır köpeğin civarda dolaştığını, ihtimal ki, sokağa atılmış bir ev köpeği olduğunu, sokaklardaki hayata, arabalara, trafiğe yabancı olduğu için de kendini koruyamayıp bir arabanın altında kalmış olabileceğini söylemişler.
Kehribar rengi gözleri varmış bu küçük köpeğin, insana derin derin bakıyormuş.
Kafka, “Bütün soruların cevapları bir köpeğin gözlerinde gizlidir” demez mi zaten!
Perihan Mağden, köpeği odasına çıkarmış, yara bere içinde olan bacaklarını temizlemiş, mama vermiş, daha da önemlisi sevmiş onu. Köpecik, sokaklardaki tedirgin hayatında kimbilir ne zamandır güven duygusu içinde derin bir uyku çekememiş olmalı ki, saatlerce uyumuş, uyumuş.. uyanmış mama yemiş, tuvalete çıkmış, yine uyumuş.
Derken dönüş günü yaklaşmış.
Perihan Mağden’in yüreği elvermemiş, iki ayağını kullanamayan köpeciği tekrar sokaklara bırakmaya.
Onu Türkiye’ye getirmeye karar vermiş.
Ama sadece karar vermek yetmez tabii bir köpeğe ülke değiştirtmeye. Ona önce bir ad vermiş, Ritademiş. Sonra resmî makamlara başvurulmuş; bir gün içinde bütün aşıları yapılmış ve gerekli izinler alınıp, kâğıtları hazırlanmış Rita’nın.
Sonra ver elini Türkiye.
Midilli-Ayvalık arası feribotta bir sorun çıkmamış da, Ayvalık-İstanbul arası otobüsler uyuşturulmadan hayvan taşımaya izin vermiyormuş.
Perihan Mağden, kıyamamış Rita’nın uyuşturulmasına; atlamışlar Ayvalık’tan bir taksiye, Bandırma’ya gidip feribota binmişler. Rita öyle uyumlu, öyle sessiz, öyle keyifliymiş ki.. ve müteşekkir bence.
Yeni evine yerleşir yerleşmez, önce bir veterinere muayene ettirilmiş Rita. Röntgen çekilmiş. Zeytinburnu Veteriner Kliniği’nin muhteşem hekimlerinden Murat İlgün, Rita’nın doğuştan kalça çıkığı rahatsızlığı olduğunu, sakat doğunca sokağa bırakılmış olabileceğini söylemiş; oysa hemen ameliyat edilse, sakat kalmazdı demiş. Artık Rita’nın ameliyat edilmesi imkânsızmış. Ama o çok akıllı bir köpek olduğu için ön ayaklarıyla kısmen de olsa sorununu çözmüş, proteze ihtiyacı yokmuş.
Rita şimdi çok mutluymuş. El üstünde tutulduğu yeni evini, yeni annesini, hatta evin ilk göz ağrısı Pamuk’u (biraz asabi bir köpekmiş Pamuk) bile çok sevmiş.
Perihan Mağden’in soğuk kış gecelerinde, ısınmaları ve uyumaları için içeri aldığı üç sokak köpeği vardır bir de. Rita’nın onlara ne tepki göstereceği şu anda biraz muamma; ama kimbilir ne acılar çekmiş, bir başına, aç susuz aylarca sokakta yaşamış ve arka ayakları çalışmayan bir köpek yavrusu olarak hayatta kalmayı başarmışsa, onlara da anlayışla yaklaşacaktır bence.
İnsanı mutlu eden bir hikâye bu.
Bu yüzden de nadir rastlanır bir hikâye.
Daha sık rastlanan, tatile çıkarken bırakacak yer bulamadıkları için, dağda bayırda hayvanlarını terk edenlerin, veya çocuklarını kıramayıp yazlıklarda edindikleri hayvanları, kışlıklara dönerken sokaklara bırakanların hikâyeleridir.
Yüksel Aytuğ, pazar günkü (Sabah Günaydın) yazısında, yazlıklarda çocuklarını eğlendirmek için aldıkları hayvancıkları, –Ramazan nedeniyle– kışlıklarına erken dönerken sokaklara terk edenleri anlatıyor: “Şimdilerde yazlıkların sokaklarında kaderine terk edilmiş bahtsız kuçuların, kadersiz pisilerin hüzünlü yüzleri dolaşıyor.
Onlar ki, ana-babaların çocuklarına yaz ayları boyunca 'eğlenmeleri' için alınmış kova-kürek, şnorkel-palet, şezlong-şemsiye gibi görülmüşler.
Yaz bitince kışlığa götürülmeye gerek duyulmayan eşyalar gibi terk edilmişler” diyordu.
Köpek ya da kedi.. aklımızın, çıkarlarımızın sokaktaki kurbanları; açlığa, susuzluğa, işkencelere, itlaflara terk edilmiş can’lar.. belki bir gün bizi affederler, ama acaba biz bir gün kendi zalimliğimizi affedebilecek miyiz!
Perihan Mağden’in bu sorumlu ve duyarlı davranışını, bu can kurtarma eylemini örnek almamız umuduyla...
Not:Taraf Gazetesi'nden alıntı
Terkedilmiş yüzlerce kedi köpeğin içinde birinin öyküsü mutlu sonla bitmiş. Yüreğim onun için sevinirken,insanlık adına kıvanç duyarken diğerleri adına üzülmeye devam ediyor ne yazık ki...Yaz bitiyor,barınaklar sokaklar yine ağzına kadar dolacak :( Güzel öykülere uyanmak umuduyla gününüz aydın olsun sevgili komşum !
YanıtlaSil.....ah o yazlıktakiler:(( Çandarlı belediyesi geçen kış katliam yapmış.Kışın sitede kalan bir iki aile destek olmaya çalışıyorlar ama :(( Kısırlaştırmak gerek, bekçinin az insaflı olup bırakacağınız kuru mamayı hayvancıklara vermesi gerek ama:(
YanıtlaSilgözlerim doldu okurken. ne güzel bir hikaye. ne sorumlu bir davranış. çok seviyorum hayvanları. keşke hepsini mutlu etmeye yetebilsek. sevgiler.
YanıtlaSilNilgün Hanım'ın dediği gibi binde biri bu şansı yakalıyor. Çoğunluğu perişan ne yazık ki..
YanıtlaSilnihayet güzel bir haber duydum...
YanıtlaSilewt o şanslılardan bırıymıs ki onu kucaklayan bırılerı bulmus..Hayır yanı madem ev kopegı alıyosunuz ne dıye salarsınız yazık değilmi:(
YanıtlaSilBu minik köpek suya atılıp kurtulan deniz yıldızlarından biri sadece. Daha geride çok olsa da onun için farketti.
YanıtlaSilPerihan Mağden ile Radikal'deyken tanışmıştım :)
YanıtlaSilçok anlamlı Allah razı olsun böyle insanlardan,ben de elimden geldiğince sokak hayvanlara bakarım,uzaktaysalar bile eve getirir,tedavi ettiririm ve çok şanslıyım ki eşim,kayınvalidem de benim gibiler...
YanıtlaSilÇok duygulu, ibretlik bir hikaye. Gerçekten de hayvanların çaresiz bırakılması çok acı. Ruhsuz bir sistem bu. Kalkması gerekn bir gelenek.
YanıtlaSilHatırlarımıza bir kez daha getirdiğiniz için teşekkürler! Bloguma da bekliyorum, yeni kitap yorumumu okumanız dileğiyle.
Sevgiler.
Merhaba güzel arkadaşım
YanıtlaSilPerihan Mağden'i duruşunu çok takdir ederim.Bu davranışına hiç şaşırmadım.Ayakta alkışlıyorum bu güzel yüreği.Ayrıca şu andaki şarlo isimli kedimi eşim sokaktan bulup getirmişti.Şimdi krallar gibi yaşıyor canım benim.
Bir haftadır bizim evimizde de barınağa bırakılmış akıllı eğitimli 2-3 yaşalrında bir terrier var. Adını şirin koyduk. BÖYle akıllı bir köpeği nasıl bıraktıklarına bir türlü aklım ermiyor. Büyük bir ihtimalle yavrularını satıp onu da kısırlaştırıp sokağa bırakıvermişler.
YanıtlaSilSabah akşam tuvalete çıkarıyorum, geceleri de tutamazsa üzerine yapsın diye bir underpet koyuyoruz. Evelki gün işlerimden dolayı sabah onu çıkaramadım, birşeylerle uğraşırken baktım underpet i almış getirdi önüme bıraktı. ''hani beni bugün dışarıya çıkarmadın'' dercesine...
Değerli Arkadaşlar, bu yorumlar bana nasıl güç veriyor anlatamam. Sizleri tanıdığım için çok mutluyum. Pek çok hayvan düşmanı olduğu gibi şükürler olsun sizler de varsınız.
YanıtlaSilMutlu bir sonla bitmiş bir hikaye...Ne güzel bir yürekmiş,köpeciği alan.
YanıtlaSilMırk:)
neyseki mutlu sonla bitiyor bu hikye, ve uyuşturmuyorlar artık ağızlık takılmasını istiyorlar sadece...yani bize öyle yaptırdılar...
YanıtlaSil