10 Ağustos 2009 Pazartesi
Severek Okuduklarımdan / Roman / Katre-i Matem / İskender Pala
Katre-i Matem…Bir devrin İstanbul’unu karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ve laleleri ile gözler önüne seriyor. Öyle ki, bu romanda lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbul'u, hatta tüm Osmanlı'yı betimliyor.Romanda İstanbul’u İstanbul yapan tarihi ve kültürel doku, o devrin sosyal yapısı, doğal güzellikleri, mimari şaheserleri, tarihî debdebesi, lalezarları, şiiri, müziği, külhanları, mevlevihanesi, paşa konakları ve hatta sarayı fon olarak yer alırken, sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahin'in macerası anlatılıyor. Bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı Sarayı’na kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı serüvenlerle karşılaştırıyor.
Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devri’ne son veren Patrona Halil İsyanı'nın yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor. Bir aşığın yaşadıkları, konaklardan dilenci külhanlarına, mevlevihanelere, işkence odalarına savrulan bir şehzadenin kaderine dönüşüyor..
Katre-i Matem’deki olaylar, Patrona Halil İsyanı ile sona eren Lale Devri’nde geçiyor. Dolayısı ile o devri simgeleyen kişilikler olarak ve yaşamlarındaki handikaplarla, Padişah Üçüncü Ahmet, Sadrazam Damat İbrahim Paşa ve hatta Şair Nedim romandaki yerlerini alıyorlar.
Kitabı okurken çok çarpıcı cümlelerle karşılaştım. Örneğin, bir padişah divanında söylenen şu söz:
‘’Efendiler, meclisimizde sesinizi değil sözünüzü yükseltin!’’
Derin anlamı ile, muhataplarına günümüzde de hatırlatılmalı bence.
Ve yine Üçüncü Ahmet’in tahttan indirilirken, yerine geçirilmek istenen Şehzade Mahmut’a söylediği son sözler… (Bu sözler söylenirken hala durumu kavramakta zorlanan şehzadenin tir tir titremesi vb betimlemeler)
Kısacası emek ve kültürel birikim ürünü bu yapıtı okumanızı tavsiye ediyorum; öğretici(didaktik), masalsı, polisiye özellikleri taşıyan ve dili o devri yansıtacak kadar Osmanlıca ama anlaşılır kılınmış özenli bir yapıt bana göre.
İskender Pala için burayı tıklayın
Üçüncü Ahmet için burayı tıklayın
Damat İbrahim Paşa için burayı tıklayın
Canım paylaşım için çok tşkrlr not aldım...
YanıtlaSilSevgilerimle!
Tam bana göre bir kitap mutlaka alıp okuyacağım.
YanıtlaSilBuna benzer bir kitabı yeni bitirdim sayılır. Kitabın adı -Üç kadın- fakat yazarını unuttum, kitabıda yakınıma verdim okuması için ama yazarı bayandı. Pierre Loti ve ona aşık üç kadın arasında geçenleri anlatan bir kitap.Osmanlının son zamanları ve kitap sanki gözümün önünde canlandı bende o kadınlara uydum ve Pierre Loti'ye aşıkmı oldum ne :)
Sanırım Peride Celal'in Üç Kadının Romanı adlı yapıtından söz ediyorsunuz.
YanıtlaSil