30 Nisan 2015 Perşembe
Türkiye'de Hayvansever Olmak
TÜRKİYE'DE HAYVANSEVER OLMAK;
• BİR HAYVANA YEMEK VERİRKEN.GELEN GEÇENLERİN UZAYLI GÖRMÜŞ GİBİ SANA BAKMASI DEMEK
• BİR AVUÇ MAMA VERİRKEN BURDA VERME ALIŞIR,KİRLENİR CÜMLELERİNİ EZBERLEMEK, HER YERDEN KOVULMAK DEMEK
• SU VERDİĞİN KAPLARI NEREYE SAKLAYACAĞINI BİLEMEMEK AMA HER DEFASINDA YAKALANMAK DEMEK
• MAMA VERDİĞİN HAYVANIN DEĞERSİZ GÖRÜLMESİ DOLAYISIYLA SENİN DE DEĞERSİZ GÖRÜLMEN DEMEK
• SUÇ İŞLER GİBİ GİZLİ GİZLİ MAMA VERMENİN TÜM MAHARETLİ YOLLARINI ÖĞRENMEK DEMEK
• MAMA YEDİRİRKEN BİRİSİ GELİP ORTALIK MALIYMIŞSIN GİBİ LAF SOKACAK,BOŞ MUHABBET EDECEK DİYE BİR AN ÖNCE HAYVANIN MAMASINI BİTİRMESİNİ DİLEMEK DEMEK, AMA TEKMELENMESİN DİYE DE AYRILAMAMAK DEMEK
• MAMA YEDİRİRKEN KLASIK OLARAK ''EVLİ MİSİN,ÇOCUĞUN VAR MI?'' SORULARIYLA KARŞILAŞIP ÖYLE OLMASA BİLE ''EVLİYİM ÇOCUĞUM VAR, BEN DE NORMAL BİR İNSANIM'',DİYEREK HAYVAN BESLEMENİN BUNALIMLI,DELİ KADIN İŞİ GİBİ ALGILANMAYIP,HADİ SİZ DE BESLEYİN MESAJINI ÇAKTIRMADAN VERMEYE ÇALIŞMAK DEMEK
• HAYVANLARDAN BAHSEDERKEN İNSANLARIN TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜNÜ FARKEDİP,ÇABUCAK TÜM MESAJLARI VERMEYE ÇALIŞMAK DEMEK
• HAYVANSEVERLERİN PİS OLMADIĞINI İSPATLAMAYA ÇALIŞMAK DEMEK
• GECE UYURKEN ACABA ŞU AN HANGİ HAYVAN AÇ,HANGİSİ TUTSAK,HANGİSİNİN DERİSİ YÜZÜLÜYOR,İŞKENCE YAPILIYOR DİYE DÜŞÜNÜP YÜREĞİNİN SIKIŞMASI VE TEKRAR UYUYUMAMAK DEMEK
• ÖLEN BİR HAYVAN İÇİN KURTULDU DEMEK
• DOĞA ÜSTÜ GÜÇLERE SAHİP OLMAYI HAYVANLAR İÇİN HEP UMUTSUZCA HAYAL ETMEK DEMEK
• BİR KAŞIK SUDA BOĞACAĞIN İNSANLARA HAYVANLARIN HATRINA KATLANMAK DEMEK
• SOKAKTA YEMEK VERİRKEN EN İYİ İHTİMALLE YANINA BİRİNİN YAKLAŞIP AY ÇOK SEVABA GİRİYORSUN DEYİP AMA BİR TÜRLÜ KENDİSİNİN SEVABA GİRDİĞİNİ GÖREMEMEK DEMEK
• KUAFÖRE SAÇ BİLE KESTİRMEYİP BUNUNLA 2 KİLO MAMA ALIRIM DİYEREK UFAK HESAPLARLA YAŞAMAK DEMEK
• UMUTSUZLUĞU VE UMUDU HEP BİR ARADA YAŞAMAK DEMEK
• MAHALLEDE,İŞ YERİNDE MİMLENMEK DEMEK
• KENDİNİN BİLE YANMASI PAHASINA İNŞALLAH CEHENNEM VARDIR DEMEK
• BİR HAYVANSEVER GÖRÜNCE 1960 LARDA ALMANYADA HEMŞERİNİ GÖRMÜŞ GİBİ SEVİNMEK DEMEK
• KENDİN İÇİN HİÇBİRŞEY İSTEMEYİP,HEP OLARI DÜŞÜNMEK,LOTO HAYALLERİ KURMAK DEMEK
• KISACA TÜRKİYE'DE HAYVANSEVER OLMAK ,İP ÜZERİNDE YÜRÜMEKTİR
(ALINTIDIR)
28 Nisan 2015 Salı
Sukkulentim Çiçek Açtı
İki yıldır saksıdaydılar
Pek çok yavru verdiler, Ben de bazılarını yere diktim ve taşlarla düzenleme yaptım.
Bir sabah gördüm ki, bir tanesi yapraklarının arasından bir çiçek sapı vermiş. Minicik de tomurcukları vardı.
Bir kaç gün sonra da bu muhteşem çiçekleri açtılar.
Onca sukkulentte açan biricik çiçek o kadar güzel ki...
24 Nisan 2015 Cuma
Begonvilli Ev Halleri
Begonvilli Ev'in bahçesinde harika kokular var.
Portakal ağaçları ve lavantalar çiçek açtılar.
Kır çiçekleri toplama sezonumuzu da açmış bulunuyoruz.
Dün köy meydanına manav geldi. Enfes çilekler getirmiş. Ben de çilekli kek yaptım.
Kandil simitimiz de vardı.
Tarif buradan Ancak ben kağıtlı kek olarak yaptım. Fazladan kalori almayalım diye kremaya da gerek görmedim.
Artık domatesler sulu ve olgun. Sıcaklar başlamadan bir kaç kez domates çorbası içmek iyi olur diyorum.
Bu da bugün Begonvilli Ev'de en çok dinlenen şarkı.The Moody Blues - Nights In White Satin
Dünden beri dinliyorum. A Bronx Tale filmini izledim ondandır. Film şahane. Yönetmeni ve baş rol oyuncusu Robert De Niro. Bu şarkı da filmin enfes müziklerinden biri.
Begonvilli Ev'den bu günlük bu kadar. Sağlıcakla kalın..
21 Nisan 2015 Salı
Balkon Keyfi
Begonvilli Ev'de balkon sezonu açıldı.
Cıvıl cıvıl kuş seslerini ve bahçeden gelen portakal çiçeği kokularını paylaşamıyorum ne yazık ki...
Cıvıl cıvıl kuş seslerini ve bahçeden gelen portakal çiçeği kokularını paylaşamıyorum ne yazık ki...
20 Nisan 2015 Pazartesi
Omara Portuondo
O'na bayılıyorum. Küba'nın Edit Piaf'ı olarak da biliniyor.
84 yaşında, sanat hayatının 60 küsur yılını geride bırakmış. Latin müziğinin kraliçelerinden biri olan bu hanımefendiye olan hayranlığım uzun yıllar öncesine dayanır. Özellikle ''Quizas Quizas''i ondan dinlemek büyük keyif benim için..
https://www.youtube.com/watch?v=xo4jgscKgvY
Son albümü Gracias'da kendisini en çok etkileyen Küba ve Brezilya şarkılarına yer vermiş. Çok sevdiği İstanbul'da verdiği muhteşem konserler de bir şans İstanbullular için. İstanbul'daki son konserinde 5 bin kişinin ona eşlik ettiğini duymuştum. Beşbinbirinci kişi olmak vardı..
https://www.youtube.com/watch?v=x3IqyTiSr3A
10 Nisan 2015 Cuma
Yabani İncir Reçeli
Hiç yapmadığım bir tarifi denedim. Teyzemin çok güzel yaptığı yeşil incir reçeli.
Bizim bahçıvan dün bu yeşil incirleri getirdi. Irmak kenarındaki yabani incirleri görmüştüm daha önce. ''Aaaa, ne kadar çok!'' dedim. Çünkü soyulması gerektiğini biliyordum.
Hemen telefona sarılıp teyzemden tarifi aldım. Söylediklerini aynen yaptım. Yalnız haşlama aşamasından sonra bir kaç saat göztaşı (bakır sülfat) karıştırılmış suda bekletmemi söylemişti. İşte bunu yapmadım. ''Şart değil ama güzel bir renk verir'' dedi. Kimya derslerinden zehirli olduğunu anımsadığım bir eriyiği kullanmak istemedim. Bir de incirlerin bazılarına karanfil saplamam gerekiyordu ama karanfilim kalmamış. İncirlerin yarısı duruyor. Diğer yarısını karanfilli olarak yapacağım.
Önce incirlerin saplarını ve altlarını kesip kabuklarını soydum. Yapmak isteyenleri korkutmayayım ama zor ve sıkıcı bir iş. Sonradan elim alıştı, daha kolay geldi.
İncirleri bir güzel haşladım. Kaynama başlayınca bir kaç dakika bekleyip suyu dökerek yeniden sıcak su koyup haşlama işlemini sürdürdüm. Üç kez yineledikten sonra süzüp Soğuk suya attım.
Ertesi sabah suyunu değiştirip bir taşım daha kaynatıverdim. Tekrar soğuk su banyosundan sonra incirleri tek tek sıkıp içine aldığı suların çıkmasını sağladım. Şekilleri bozulsa da şekerle kaynama sırasında tekrar eski şeklini alıyorlar. İncirler süzgeçte beklerken genişçe bir tencereye incirlerle eşit ağırlıkta şeker koyup bir buçuk bardak su ekledim ve şeker eriyene dek orta ateşte kaynattım. (Bir kilo incire bir kilo şeker, bir buçuk bardak su)İncirleri de ekleyip kaynatmaya devam ettim. Biraz koyulaşınca yarım limon suyunu da ekleyip iyice karıştırdım ve ocaktan aldım.
Ben incir reçelini sadece içine aldığı kadar şerbeti ile seviyorum. Servis tabağına alırken tek tek alıp şerbetsiz olarak dizdim.
Bizim bahçıvan dün bu yeşil incirleri getirdi. Irmak kenarındaki yabani incirleri görmüştüm daha önce. ''Aaaa, ne kadar çok!'' dedim. Çünkü soyulması gerektiğini biliyordum.
Hemen telefona sarılıp teyzemden tarifi aldım. Söylediklerini aynen yaptım. Yalnız haşlama aşamasından sonra bir kaç saat göztaşı (bakır sülfat) karıştırılmış suda bekletmemi söylemişti. İşte bunu yapmadım. ''Şart değil ama güzel bir renk verir'' dedi. Kimya derslerinden zehirli olduğunu anımsadığım bir eriyiği kullanmak istemedim. Bir de incirlerin bazılarına karanfil saplamam gerekiyordu ama karanfilim kalmamış. İncirlerin yarısı duruyor. Diğer yarısını karanfilli olarak yapacağım.
Önce incirlerin saplarını ve altlarını kesip kabuklarını soydum. Yapmak isteyenleri korkutmayayım ama zor ve sıkıcı bir iş. Sonradan elim alıştı, daha kolay geldi.
İncirleri bir güzel haşladım. Kaynama başlayınca bir kaç dakika bekleyip suyu dökerek yeniden sıcak su koyup haşlama işlemini sürdürdüm. Üç kez yineledikten sonra süzüp Soğuk suya attım.
Ertesi sabah suyunu değiştirip bir taşım daha kaynatıverdim. Tekrar soğuk su banyosundan sonra incirleri tek tek sıkıp içine aldığı suların çıkmasını sağladım. Şekilleri bozulsa da şekerle kaynama sırasında tekrar eski şeklini alıyorlar. İncirler süzgeçte beklerken genişçe bir tencereye incirlerle eşit ağırlıkta şeker koyup bir buçuk bardak su ekledim ve şeker eriyene dek orta ateşte kaynattım. (Bir kilo incire bir kilo şeker, bir buçuk bardak su)İncirleri de ekleyip kaynatmaya devam ettim. Biraz koyulaşınca yarım limon suyunu da ekleyip iyice karıştırdım ve ocaktan aldım.
Ben incir reçelini sadece içine aldığı kadar şerbeti ile seviyorum. Servis tabağına alırken tek tek alıp şerbetsiz olarak dizdim.
9 Nisan 2015 Perşembe
Ne Baharmış Ama!
Her koşula kolaylıkla uyum sağlayan, her mevsimi ayrı seven, vıdı vıdı etmeden, sızlanmadan yaşamanın yollarını bulma ustası olan ben bile ''yeter ama!! dengem bozuldu'' diyorsam, gerçekten öyledir.. Bu ne ama, bir gün güneşli, sıcak, ertesi gün sinsi bir soğuk eşliğinde yağışlı, sisli puslu bir hava. Bu sabah patır patır dolu yağdı. Canım portakal çiçekleri dökülüp havada savruldular. Hayvancıklar şaşkına döndüler. Bitkiler derseniz bir türlü kendilerine gelemediler.. Kimi arayıp sorsam hasta olduğunu söylüyor. Bahar yorgunluğu falan değil bu, düpedüz bahar tokatı yiyoruz.. Yoksa doğa bizlerden intikam mı alıyor?
8 Nisan 2015 Çarşamba
Kakaolu, Muzlu Kurabiye
Çay saati Begonvilli Ev'de önemsenir oldum olası. İşte bu kurabiye de hem çaya, hem de çok sevdiğimiz süzme kahveye yakışan bir kurabiye.
İçinde 2 büyük çay fincanı un, yarım çay bardağı nişasta, 3-4 çorba kaşığı dolusu kakao, ayrıca, çikolata parçacıkları, ceviz, portakal kabuğu rendesi, 1 çay bardağı oda sıcaklığında tereyağ, 1 çay bardağı esmer şeker, 1 büyük muz, 1 yumurta, üzerinde biraz pudra şekeri, çok az karbonat var. Tadı, kokusu, dokusu mükemmel oldu.
Uygulama: Yağ, şeker, yumurta, dilimlenmiş muz elle homojen hale getiriliyor. Diğer malzeme kendi aralarında iyice karıştırılıp yağlı karışıma ekleniyor. 180 derecede pişiriliyor.
Afiyet olsun!
İçinde 2 büyük çay fincanı un, yarım çay bardağı nişasta, 3-4 çorba kaşığı dolusu kakao, ayrıca, çikolata parçacıkları, ceviz, portakal kabuğu rendesi, 1 çay bardağı oda sıcaklığında tereyağ, 1 çay bardağı esmer şeker, 1 büyük muz, 1 yumurta, üzerinde biraz pudra şekeri, çok az karbonat var. Tadı, kokusu, dokusu mükemmel oldu.
Uygulama: Yağ, şeker, yumurta, dilimlenmiş muz elle homojen hale getiriliyor. Diğer malzeme kendi aralarında iyice karıştırılıp yağlı karışıma ekleniyor. 180 derecede pişiriliyor.
Afiyet olsun!
7 Nisan 2015 Salı
Lyrbe (Seleukeia)
Geçtiğimiz pazar Seleukeia'daydık.
Seleukia (Türkiye) - Vikipedi
Kent, Büyük İskender'in haleflerinden Suriye Kralı I. Selevkos Nikator (MÖ 321-280) adına kurulmuş olan 9 kentten biri. Kentin bilinen diğer adı Lyrbe imiş. İsa'dan önce 300 yıllarında Side'yi koruma amaçlı kurulmuş bir lejyon kentiymiş. Romalı askerler ve aileleri burada uzun yıllar yaşamış.
Muhteşem bir antik kent. Bizim de neredeyse yanı başımızda. Yaşadığımız köyün 6 km kuzeyinde. Yıllar önce bir kez daha gitmiştik. Anılarımda, müthiş bir doğanın kucağında oldukça kompleks bir Roma kenti kalıntıları olarak kalmıştı. Ayrıntıları anımsamıyordum. Bu kez dikkatlice inceledim, pek çok fotoğraf çektim ve her detayı not aldım. Surları, agorası, şapeli, hamamı ile büyük bir medeniyetin izlerini taşıyor.
Antik kenti gezerken en çok içimi sızlatan tesbitim, yıllar boyu define arayan maceraperestler tarafından çok zarar görmüş olması oldu. Bunu o çevrede yaşayan köylüler de söylüyor.
Not: Eğer akşama doğru orada olursanız, mutlaka güneşin batışını izleyin.
3 Nisan 2015 Cuma
Güle Güle Kayahan!
Severdim şarkılarını..
''Bizimkisi bir aşk hikayesi
Siyah beyaz film gibi biraz..''
Ya da,
''Bir mahsun mor menekşe ağlıyor mu ne?''
''Sabahlar uzak, bu sevda tuzak bana
Çok zaman geçti, sabrım yok yarınlara..''
''Seninle her şeye varım ben''
ve daha pek çoğu..
Hangimizin yüreğine dokunmadı ki?
Ustayı anlatan çok insan görürüz şu günlerde.. Kaybettikten sonra adettendir. Ben onları dinlemek yerine, eskiden olduğu gibi şarkılarını dinlemek istiyorum..
''Bizimkisi bir aşk hikayesi
Siyah beyaz film gibi biraz..''
Ya da,
''Bir mahsun mor menekşe ağlıyor mu ne?''
''Sabahlar uzak, bu sevda tuzak bana
Çok zaman geçti, sabrım yok yarınlara..''
''Seninle her şeye varım ben''
ve daha pek çoğu..
Hangimizin yüreğine dokunmadı ki?
Ustayı anlatan çok insan görürüz şu günlerde.. Kaybettikten sonra adettendir. Ben onları dinlemek yerine, eskiden olduğu gibi şarkılarını dinlemek istiyorum..
Kayahan - Vikipedi
O güzel, yüreğe dokunan besteleri yapan bir insanın yerinin kolay kolay dolmayacağına inanıyorum. Işıklar içinde uyu Kayahan..1 Nisan 2015 Çarşamba
Minder Kurtarma Operasyonu
Öncelikle bir ön sözüm var:
Açınca ne göreyim;
Ülkemizin gündemi o kadar iç acıtıcı ki.. Bir
yandan kendi dünyamı yansıtırken
diğer yandan içimdeki huzursuzluğun umutsuzluğa dönüşmesine izin vermemeye çalışıyorum. Kısacası dostlar, madem ki böyle bir güncem var, üzülsem de, kendimce doğa sevgimi, hayvan sevgimi,
yaşama olan tutkumu ve saygımı aktarmaya
devam edeceğim.
❤ ❤❤❤
Bir kaç yıl önce patchwork kursunda bu minderleri yapmıştım. Bir karton kutuda duruyorlardı. Buraya taşınınca bahçe katında diğer kullanılmayan eşyalarla bir süre beklediler. Bu arada kedi kızlarım da girip çıktılar oraya. Geçen gün bahçedeki balkon altı oturma yerimiz yapılınca minderler aklıma geldi.
en üste koyduğum iki minderi benim kedi kızlar tırmalayıp mahvetmişler.
Neyse ki artan parçalar vardı. Biraz uğraştım ama onarmayı başardım.
Hazır bahçeye inmişken biraz çiçeklerimizi görelim:))